Yü­re­ği­niz­de­ki renk­ler yan­sı­sın ya­şa­mı­nı­za,
Do­kun­duk­la­rı­nız duy­sun mut­lu­lu­ğun sı­ca­ğı­nı.
Pay­la­şa­bi­le­cek­le­ri­niz olsun ken­di­niz için is­te­dik­le­ri­niz;
Sür­gü­ne dur­sun fi­liz­ler, ye­şe­ren umut­la­rın ba­ha­rı olsun!


Yö­ne­tim­de temel olan, hal­kın kendi ken­di­ni yö­net­me­si­dir. Bu doğ­ru­dan yö­ne­tim pra­tik­te de­mok­ra­tik cum­hu­ri­yet­ler­de gö­rü­lür. Doğ­ru­dan yö­ne­tim ay­rı­ca­lık­lı konum ge­rek­ti­rir, buna pra­tik­te pey­gam­ber­ler yö­ne­ti­mi denir. As­lın­da dev­let tüm va­tan­daş­la­rı­nın her ko­şul­da temel hak­la­rı­nın kı­sıt­sız ola­rak kul­la­na­bil­me­si için ge­rek­li gü­ven­ce­yi sağ­lar; ge­rek­ti­ğin­de de kat­kı­lar­la aynı dü­ze­ye taşır ise, bir eşit­ler yö­ne­ti­min­den söz edi­le­bi­lir.


Ve açık­tan ve ölüm­cül do­la­şı­yor­du.
Ya­dır­ga­ma­dı­ğı açık bir çağrı almış gi­biy­di...
Sa­de­leş­ti­ril­miş bir ya­şa­mın yal­nız­lı­ğın­da;
Gün­be­gün ya­şa­mak daha da zor­la­şı­yor­du!


Oto­ri­ter yö­ne­tim­de güç, yö­ne­tim pi­ra­mi­di­nin te­pe­sin­de­ki bir kişi veya bir gru­bun elin­de­dir. Aynı grup med­ya­yı da kont­rol eder. Sivil top­lum ör­güt­le­ri az sa­yı­da­dır, baskı al­tın­da­dır ya da gü­düm­lü ör­güt­le­rin kont­ro­lün­de­dir. Şekil şart­la­rı­na uygun gö­zü­ken se­çim­ler ma­ni­pü­las­yon­la ve hi­le­li ola­rak ya­pı­lır. İlk se­çi­mi bir bi­çim­de ka­za­na kişi veya ekip, son­ra­ki se­çim­le­ri kay­bet­mez(!) En büyük ek­sik­lik­ler­den biri, kuv­vet­ler ay­rı­lı­ğı­nın ol­ma­yı­şı­dır. Bu hal ka­nun­suz dav­ra­nış­la­rın or­ta­ya çık­ma­sı­na neden olur. Yö­ne­ten­ler iş­le­ri­ne ya­ra­dı­ğı sü­re­ce ka­nun­la­rı uy­gu­lar­lar. Çı­kar­la­rı ile çe­liş­ti­ği zaman ka­nun­la­rı ve hatta ana­ya­sa­yı bile çiğ­ne­ye­bi­lir­ler(!)


Sa­hip­siz genç ölü­ler ül­ke­sin­de­yiz,
Du­yar­sız so­rum­lu­la­rın so­rum­suz­lu­ğuy­la(!)
Tek­rar ve tek­rar vu­ru­lur yok­sul­lu­ğun vur­duk­la­rı;
Kanlı me­zar­lar ka­zı­lır kır­gın yü­rek­le­ri­mi­ze!


To­ta­li­ta­rizm: Temel hak ve öz­gür­lük­le­rin gö­ze­til­me­di­ği, ya­şa­ma bi­çim­le­ri­nin de­ne­tim al­tı­na alın­dı­ğı bir yö­ne­tim bi­çi­mi­dir. Sı­nır­sız yetki, so­rum­suz bi­çim­de kul­la­nı­lır. İste­di­ği­ni yapma ay­rı­ca­lı­ğı­na sahip olan­la­rın her alan­da do­ku­nul­maz­lık­la­rı gü­ven­ce­ye alı­nır. Mu­ha­le­fet söz ko­nu­su de­ğil­dir, çünkü gö­rül­dü­ğü yerde ezi­lir ve yok edi­lir(!) Yö­ne­ten­ler için dev­le­tin kay­nak­la­rı­nı kul­lan­ma ay­rı­ca­lı­ğı var­dır. Yö­ne­ti­len­le­rin ya­şam­la­rı gibi, var­lık­la­rı da gü­ven­ce­de de­ğil­dir. Eko­no­mi­nin yö­ne­ti­mi ta­ma­men yö­ne­ten­le­rin kont­ro­lün­de­dir. Ata­ma­lar li­ya­ka­te göre değil, sa­da­ka­te göre ya­pı­lır (!) Temel kural, bir yo­lu­nu bu­la­rak dev­le­ti yağ­ma­la­mak­tan iba­ret­tir!...


Ba­şı­boş bı­rak­mış sus­ma­lar salar çığ­lık­la­rı­nı…
Aban­dı­ğı be­den­ler­de yok­sul­lu­ğun ayak iz­le­ri!
Çağ­la­yan uçu­rum­la­rın­da ba­tar­ken güneş,
Umut­suz­luk­la ka­rı­lan sis­ler kap­lar her yanı!


Hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü­nün kabul edil­di­ği de­mok­ra­tik yö­ne­tim­ler­de ya­sa­lar, ku­rum­lar, ku­ral­lar, il­ke­ler ve te­amül­ler uya­rın­ca ha­re­ket edi­lir. Temel hak ve öz­gür­lük­le­ri gö­ze­ten, de­mok­ra­tik, laik ve sos­yal hukuk dev­le­ti, çağ­daş ve aynı za­man­da da is­te­nir olan bir yö­ne­tim bi­çi­mi­dir. Bu yö­ne­tim bi­çi­mi­ne karşı çı­kan­lar; kendi ya­rar­la­rı­na olan şey­le­ri kabul eder­ken, yasal ve ah­la­ki ol­ma­yan çı­kar­la­rı­nı en­gel­le­yen her şeye karşı olur­lar.

Doğal ya­şa­ma ve do­ğa­ya ya­rar­lı olan is­ten­dik dav­ra­nış ah­lak­lı olan­dır. Ahlak doğal ya­şam­da ol­ma­sı ge­re­ken­le­rin ve olası ola­bi­lecek olan­la­rın ol­maz­sa ol­ma­zı­dır. Ahlak, onur­lu ve say­gın bir ya­şa­mın temel be­lir­le­yi­ci­si­dir ve yön­len­di­ri­ci­si­dir. Bunun ka­tı­şık­sız hali, dav­ra­nış­lar­da gö­rü­nür hale gelir. Bu ne­den­le ahlak öğüt­le değil, örnek dav­ra­nış­lar­la ka­zan­dı­rı­lan ve öteki in­san­la­ra ak­ta­rı­lan bir edim­dir. İnsan ya­şa­mı­nın çok büyük bir bö­lü­mü tak­lit te­mel­li eylem, işlem ve dav­ra­nış­lar­dır. Bu dav­ra­nış­lar gör­sel al­gı­lar­la be­lir­le­nir ve tek­rar­la da alış­kan­lı­ğa dö­nüş­tü­rü­lür. Alış­kan­lık­lar­da en az yer alan şey, so­ru­lar­dır. So­ru­su az ola­nın ger­çe­ği de az olur. Oysa so­ru­lar ah­la­kın yol açanı ola­rak bir dav­ra­nış ol­gun­laş­tı­rı­cı­sı­dır. Bir ya­nıy­la ya­şa­ma ta­nık­lık, öteki ya­nıy­la da ah­la­kın se­ra­sı­dır.


Biz be­ra­ber­dik, önce biz­den uzak­laş­tı­lar.
De­ği­şir­ken bir baş­ka­laş­tı­lar ki;
Ve sonra in­san­lık­tan uzak­laş­tı­lar!
Öy­le­si­ne ay­rış­tık ki, bir­lik­te ola­ma­ya­cak kadar!


Sana ya­pıl­ma­sı­nı is­te­me­di­ğin şeyi baş­ka­la­rı­na yap­ma­dı­ğın­da ah­lak­lı olur­sun. Baş­ka­la­rı için is­te­di­ğin şey­le­ri ken­din için­de is­te­di­ğin zaman ah­la­kın onur ödü­lü­nü ka­za­nır­sın. Ah­lak­lı insan onur ka­za­nır, onur­lu insan say­gın olan­dır. Ada­let­siz yak­la­şım güç pi­ra­mi­di­nin te­pe­sin­den kar­to­pu ola­rak yola çıkar ve bir çığ ola­rak ta­ban­da nok­ta­sı­nı koyar(!) Çığ yo­lu­na devam eder­ken önüne ge­le­ni ezer geçer! Te­pe­de bir ağa var ise, ya­maç­ta ağa­cık­la­rın ol­ma­sı ka­çı­nıl­maz­dır(!) Ağa­cık­lar, kral­dan çok kral­cı olur­lar(!) Bu ise, çö­zül­me­yi ve çü­rü­me­yi hız­lan­dı­rır. Sonuç ola­rak şunu söy­le­mek olası; yö­ne­ten ah­lak­lı ol­du­ğun­da onur­lu ve say­gın olur…