Her geçen gün biraz daha kötüye giderken kanıyor açlığımız, yoksulluğumuz! Önümüz kış, bu zorlu yaşamlar dahada zorlanırken çıkmaz sokaklara girecek. Kim kimin elinden nasıl tutacak? Bu sorunun yanıtı çıkmaz sokaktan çıkış yolunu gösterebilir. Kurtuluşun çevresinde birleşmek ve bütünleşerek dayanışmak. Gerçeğin elini bırakmadan kendimizin ve ülkemizin kurtuluşuna yürümek! Gelin canlar bir olalım…
ÜLKEM KANIYOR(!)
Umuttan sevinçten eser kalmamış,
Gözlerde korkunun ayak izleri!..
Çiğnek baharda tüyü bitmedik ölüler…
Alev alev taşır batıya insan yangınlarını!
Kaybolan çınarın bedeninde çözüldü dağlar.
Yüreklerde erkenci ayrılıklardan kalan ayak izleri…
Yarınsız lığın düşen yaprağıdır yaşamlarda sonbahar!
Yaprakları öksüz, dalları yetim bırakır sönen yıldızlar!
Vakitsiz yanmalar külhanındayız,
Ayrılmaların eli kanlısı yakamızda;
Karışır göz akarları kan ırmaklarına!
Suskulara abanır vicdansız höykürmeler,
Taşan yürek sızıları dolanır ayaklara.
Kanadı kolu kırılır yüce çınarın,
Dal tutuşur, yaprak kavrulur,
Umutlar kendi ateşinde cayır cayır yanar!...
Acılı yaralar kanayınca tende,
Yaşam gebe kalır yeni acılara…
Ve sığmaz bedenlere yürekler;
Kan akarlı yürekler sığmaz kitaplara…
Kitap yangınları sığmaz mevsimlere,
Sığmaz kanayan mevsimler yıllara,
Ve acılı yıllar sığmaz asırlara!...
Bir yokluktur ki, sonsuzluk uzak ötesi,
Öz bedeninde duyumsamak iken yaşamak;
Dil yasaklı, barışın eli kolu bağlı(!)
Ülkesinde sürgün, bedenler can kaybında!..
Yalanlarıyla koca yığınları avutanlar,
Çıkarları için ülkesini ve halkını satanlar…
Sanmasınlar ki, bu hesaplar sorulmaz;
Bizden korksun Allah’la aldatanlar!...