“Narin Kalesi’nden Kaçış” Yazar Murat Tuncel’in romanının adıdır. Roman 569 sayfadan ibaret olup Altın Bilek yayınları tarafından İstanbul’da basılmıştır. Yazar Türkiye’de İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun olmuş, ilkokul ve ortaokullarda öğretmenlik yaptıktan sonra 1984 yılında öğretmenlikten ayrılıp Günaydın Gazetesi’nde çalışmaya başlar. 1989 yılında Hollanda’ya gider. Yazar Hollanda’daki okullarda da Türkçe öğretmenliğine devam eder. Bu arada yazmış olduğu tiyatro, öykü ve romanları da Türkçe, Hollandaca, Lehçe, Rusça, Azerice, Arapça, Bulgarca, Kore dillerinde ve çeşitli ülkelerde yayınlanmıştır. “Narin Kalesi’nden Kaçış” adlı romanı Torunoğulları adlı bir ailenin Semerkant’tan başlayıp Hollanda’da son bulan gerçek göç hikayesini anlatmaktadır. 
    Yazar Murat Tuncel romanını bölümler halinde anlatmakta önce romanın başkahramanlarından biri olan Faik Torunoğlu’nu konuşturmakta ve hatıralarını yazdırmakta, ikinci bölümde, Faik’in oğlu Turgut’u konuşturmakta, üçüncü bölümde yazar kendisi olayları anlatmaktadır. Faik ve Turgut’un anlattıkları zamanımızda, Yazarın anlattıkları ise geçmişte Osmanlı Döneminde geçmektedir. Semerkant’tan başlayan göç yolculuğu bugün İran yada Azerbaycan topraklarında kalmış olan Mirişhan Köyünde beş kuşak önceki dedeleri olan Molla Biro’nun olağanüstü maceraları anlatılmakta. Rusların bu toprakları işgal etmesiyle birlikte Aile buralardan Kars’a kadar gelip yerleşmektedir. Molla Biro Ruslara esir düşünce Narin Kalesi’nde hapsedilir. Molla’nın Rusça bilmesi büyük bir avantajdır. Buralarda geçen olayları bizzat okuyarak öğrenmeniz gerekecektir. Olayın Yüzde ellisi gerçek olup yüzde ellisi ise Yazarın kurgulaması ile gerçekleşmiştir. 
    Hollanda’daki beşinci kuşaktan Torunoğlu olan Turgut’un macerası ise dillere destan ayrı bir başarıdır. Kars’tan Hollanda’nın Den Bosch şehrine işçi olarak gidip burada tencere ticaretinden tencere fabrikasının nasıl sahibi olduğu usta kalem Murat Tuncel tarafından kaleme alınmıştır. Baba Faik Torunoğlu da boş durmamış Türkiye’ye gelip Fethiye’de inşaatçılığa başlayıp oteller zincirini oluşturmuştur. 
    Velhasıl kalem Yazar Murat Tuncel “Narin Kalesi’nden Kaçış” adlı romanını Didim’de bana hediye ettiği için kendilerine müteşekkirim. Romanı baştan sona zevkle okudum. Okurken kendimi bazen Hollanda’da, bazen Kars’ta, bazen de Osmanlı döneminde hissettim. Yazarın çok akıcı bir üslubu var. Herkesin anlayabileceği güncel kelimeler kullanılmış, kitap baştan sona zevkle okunuyor. Üstat Murat Tuncel’i Türk kültürüne, Türk Edebiyatına böyle değerli bir eser kazandırmasından, gelecek nesillere ışık tutmasından dolayı tebrik eder başarılarının daim olmasını dilerim. 
 

------------------ ŞİİR KÖŞESİ ----------------------

 ANALAR   
Ana denince söz biter, dil susar,
Gönül konuşur nazlı nazlı,
Ana denince karanlık biter, hüzün diner,
Güller açar sıralı sıralı…

Tatlı dille mutlu eden,
Güler yüzle fetheden,    
Saf duygularla bağrın açan,
Karşılıksız sevginin sultanıdır analar…        

İyilikten başka yoktur mayası,
Güzelliklerle doludur bohçası,
Çilelerle yüklüdür hep sinesi,
Şefkatin, merhametin timsalidir analar…

Ulvi görevle süslenmiştir baştan sona,
Sabır yumağıyla örülmüştür boydan boya,
Erdemlerle yoğrulmuştur özden öze,
Mor sümbüllü bağlarımızdır analar…

Temel direğimizdir darda bolda,
İlham kaynağımızdır uzun yolda
Nur saçar gecede gündüzde zorda,
Kır çiçeğimiz, aydınlığımızdır analar…

Cennet yolun açan, ömrümüze bereket katan,
Güneş gibi ısıtan, yıldızlar gibi parlayan,
Uğruna binbir methiyeler düzülen,
Mis kokulu, yaşam çiçeğimizdir analar…

Tarihe yön veren kahramanlar doğuran,
Vay yavrum! deyince yerleri gökleri çınlatan,
Sevgiden başka yol yöntem tanımayan,
Bahar çiçekleri, meltem rüzgarlarıdır analar…
                 Bekir AYGÜL - AYDIN

---------------------------------------------------

 DİDİM’DE YAŞAM

Altınkum’da gelin olmuşlar
Doğaya yıldız yağdıran çiçekler
Gökyüzünün çiçeğidir yıldızlar    
Sahildeki yakamoz denizinde
Yaşamak ne güzel Didim’de

Uçuruyor insanı mutluluğa
Ilgıt ılgıt esen bahar yeli
Sanki okşar gibi sevgilinin eli
Yeşille mavi öpüşüyor enginde
Yaşamak ne güzel Didim’de

Erhan TIĞLI - DİDİM

------------------------------------

BULUTLARLA YOLCULUK

Uçağımın rotası Ankara-Bodrum hattı. 
Yükseldi semalarda beni  düşlere attı. 
Bulutlar şekillendi hayalime renk kattı. 
Kanat takıp uçuran bulutları çok sevdim.

Gökyüzüne bakarken umut dolu yol sezdim.
Düşünmeyi bırakıp düş ülkesinde gezdim.
Masal dünyam güzeldi gerçeklerden ben bezdim.    
Her şey bana özeldi bulutları çok sevdim.

Bulutları her zaman üzgün ağlar sanırdım.
Fırtınada boran da coşar çağlar sanırdım.
Çoğaldıkça büyüyen pamuk dağlar sanırdım.
Uçuşarak gezinen bulutları çok sevdim. 

Mindeflerle çırpılmış kümülüs bulutları.
Tüyden döşek üstünde taşıdım umutları.
Gökyüzünün hakimi veriyor komutları.
Her hali ayrı güzel bulutları çok sevdim.

Sirus'tan yolum geçti yeleli ata bindim.
Aştım dağlar tepeler Kaf dağlarında indim.
Devler yol vermediler ağaç dibine sindim.
Gölge oldular bana bulutları çok sevdim. 

Ormana varınca ben ağaçlar durdu selam.
Dinlenelim birazcık edelim üç beş kelam.
Güneş çıkmak istiyor göz kamaştı vesselam.
Aydınlığa yol açan  bulutları çok sevdim. 

Nimbuslara çarpıldım eyvah yağmur yağmasın.
Umudum gök kuşağı beni sana bağlasın. 
Vuslata eremezsek varsın bulut ağlasın.
Bana hayal kurduran bulutları çok sevdim. 
              
            Nurten SEZGİN - ANKARA