Bir site genel kurul toplantısı. Site yöneticisi şahsi ihmalinden ötürü siteyi parasal zarara uğratmış. Yönetici, tepkileri yatıştırmak için saatlerce dil döküyor, bin dereden su taşıyor. Söylediklerinin zararı telafi etmeye faydası yok,kendi üstüne alması gerek; ona da yanaşmıyor.
Üyelerin tepkileri, yöneticinin manevraları ortamında bir sonuç alınmıyor.
Bir yerel yönetim “hizmet” toplantısı. Yaz aylarında on binlerce yazlıkçıyı ağırlayan beldeye ilçe belediyesince cüzi ölçekte hizmet veriliyor. Tepkiler yoğun. Yerel Başkan durumun farkında, halkı biraz olsun yumuşatmak için –yandaş bir dernek aracılığıyla-bir toplantı düzenliyor. Geniş bir alana sandalyeler dizilmiş. Bir tarafta kapalı bir araçta kurabiye-meşrubat dağıtılıyor, diğer tarafta tişörtler. Belediye başkanı “müjde” veriyor; altyapının tamamlanması için ihale yapılacak-bir aksilik çıkmazsa-ucu açık bir zaman diliminde altyapı bitince yollar yapılacak,kaldırımlar döşenecek,sivrisinek derdi kalmayacak.
Nasreddin Hoca fıkralarını anımsatan Başkanın söylemi, buna tepki gösteren hazirunun bağırış çağırışları arasında toplantı sonlanıyor ve tabi ki sonuç alınmıyor.
TRT’nin ortak yayınında siyasi iktidarın başı konuşuyor. Enflasyon-faiz-kur sarmalıyla mücadele ettiklerini belirterek; pahalılık için Şubat-Mart aylarını işaret ediyor. Maliyetler yüksek, kapitalizmin merkezlerinde ekonomik sıkıntı giderek artıyor. Ücret artışlarının daha yüksek bir enflasyona yol açacağı besbelli.
İnandırıcı olmuyor;vatandaşın gözüyle bir sonuç alınmıyor.
Bu enstantanelerden olumlu bir sonuç çıkarmak mümkün. Her düzlemde yurttaş boş sözlere kanıp ikna olmuyorsa, “köyün kavalcısı”nın miadı dolmuş demektir. Belki yeni “kavalcılar” türeyecektir, ancak onların işi daha zor olacaktır.