Emek Partisi (EMEP) Didim İlçe Örgütü geçtiğimiz gün İstanbul Taksim’de, İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen bombalı saldırıya dair “Kör terör eylemleri halk düşmanlığıdır, demokrasi ve emek mücadelesini yükseltelim” başlıklı bir açıklama yayımladı.
Saldırıda son bilgilere göre 6 kişi yaşamını yitirdi, 2’sinin durumu ağır olmak üzere 81 kişi yaralandı. Açıklamasında yakınlarını kaybeden ailelere başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileyen EMEP, “Bu korkunç olay sadece saldırı sırasında bölgede olanları değil bütün yurttaşları etkilemiştir, bu yüzden acı hepimize aittir” dedi.


“Halkın haber alamaz hale gelmesi, kaos duygusunu derinleştirdi”
Yayın yasağına ve internet erişiminin kısıtlanmasına tepki gösterilen açıklamada, “Ülkemizde sivilleri hedef alan kör terör eylemleri ilk kez yaşanmıyor. Sonuçta şu veya bu örgütün üstlendiği, bir kısmının failinin karanlıkta kaldığı saldırıların sonuçları bütün halkın gündelik yaşamını etkileyecek biçimde siyasetin dizaynıyla sonuçlandı. Taksim’deki patlamanın arkasından yayın yasağının getirilmesi, internetin hızının düşürülmesi ve sosyal medyaya müdahale edilmesi ve sonuç olarak halkın haber alamaz hale gelmesi olayın etkisinin boyutlarını katlamış ve kaos duygusunu derinleştirmiştir. İktidarın kimi olayları nasıl fırsata dönüştürdüğü hafızalarda çok taze olduğundan bu terör eylemi endişe ve kaygıyı artırmıştır” ifadeleri yer aldı.

DİYED’e anlamlı bağış… DİYED’e anlamlı bağış…


2015’deki saldırılar hatırlatıldı
Açıklamanın devamında 2015 yılında iki seçim arasında yaşanan bombalı saldırılar hatırlatılarak şunlar kaydedildi:
“2015 yılı boyunca, iki seçim dönemi arasında yoğunlaşan 1 Kasım seçimlerinden sonra da devam eden bombalı saldırılar çok sayıda insanın ölümüne yol açtı. 10 Ekim Barış mitingine yönelik canlı bomba saldırısından sonra anketlerde oylarının arttığını pişkinlikle açıklayan, şimdi muhalefet rolündeki, dönemin Başbakanı da unutulmamıştır. 
Bu terör eylemi Endonezya’daki G-20 zirvesinden bir gün önce, İsveç ve Norveç’in NATO’ya girmesine terör tanımında uzlaşılamadığı için Türkiye ile görüşmelerin tıkandığı, iktidarın Suriye lideri Esad’la görüşmenin alenileşmesi için ortam yokladığı bir sırada ve nihayet seçimlere birkaç ay kalmışken yaşanması aynı kaygıların duyulmasını tetiklemektedir. Bunlar öne çıkan başlıklardır ve kördüğüme dönmüş bir dizi ilişki daha bunlara eklenebilir.”


“Halk düşmanlığından başka anlama gelmez”
Bu tür terör eylemlerinin hiçbir gerekçeyle meşru gösterilemeyeceğinin altı çizilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Her terör saldırısının bedelini halk çok ağır ödemiştir. İşçi ve emekçilerin hak mücadelesinin önüne engeller çıkarılmış, medya baskısı artmış ve her vaka daha fazla baskının uygulandığı bir kontrol zemininin oluşturulmasına basamak yapılmıştır.
Altını açıkça çiziyoruz: Bu türden terör eylemleri hiçbir gerekçeyle meşru gösterilemez ve bu halk düşmanlığından başka anlama gelmez. Emek demokrasi güçlerine düşen; halkı hedef alan terör saldırıları karşısında emek, barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükseltmektir. Halkın haber alma hakkı ve ifade özgürlüğü için mücadele de bu kapsamdadır.”


HABER: ELİF DİKBAŞ