Didim yangın yeri! Didim yangın yeri!

Yalı Caddesi üzerinde bulunan Medusa Heykeli önünde toplanan kadınlar, slogan atarak, Aytepe’de bulunan barış heykeline kadar yürüdü. Aytepe Barış Heykeli önünde toplanan kadınlar, basın açıklaması yaptı. Kibele Derneği’ne ait basın açıklamasına Dernek Başkanı Nurhan Karabıyıkoğlu okudu. 
Karabıyıkoğlu, 25 Kasım’ın Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü olduğunu belirterek, “Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı mücadele veren Patria, Minerva, Maria Teressa kardeşlerin katledildiği gün olan 25 Kasım, 1999 yılından bu yana tüm dünyada “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” olarak ilan edilmiştir. Bizler bugün burada, kadının özgürlüğü için mücadele ederken yaşamını yitiren tüm kadınları saygı ve minnetle anıyoruz.
Kadına yönelik şiddet bugün toplumsal olarak daha da görünen bir olgu haline geldi. Kadın cinayetlerinin temelinde kadın-erkek eşitliğinin reddi ve cinsiyetçilik vardır. Kadın cinayetleri birçok kurum ve kesimin açık veya örtük onayıyla işlenen ideolojik, örgütlü, sistematik ve politik cinayetlerdir. Kadınlar erkek egemenliğine itaat etmediği için öldürülmektedir.
Eril siyasetin tüm uygulamaları, kapitalizmin devam edebilmesi için kullanılan tüm araçlar ve eşitsizlik, şiddeti meydana getirmektedir. Bunlara ek olarak tüm Dünya’nın mücadele ettiği covid 19 salgını, şiddetin katlanarak artmasına ve kadınların daha fazla sömürülmesine, şiddet görmesine ve tecavüze uğramasına sebep olmuştur.  Kadınlar salgın nedeniyle aylarca kendisine şiddet uygulayan erkekle aynı evde kalmak zorunda kalmıştır. 
“2020 yılında 300 kadın öldürüldü”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2020 yılı raporuna göre ise Türkiye'de 2020 yılında erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş ve 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulunmuştur.
Kadın cinayetlerinde öldürülen kadınların tamamına yakını cinayet öncesinde şiddet görüyor. Çoğu zaman kolluk güçleri bu durumdan haberdar oluyor fakat kadınlar yeterince ciddiye alınmıyor. Yardım istiyor, öldürüleceğini biliyor, korkuyorlar fakat seslerini duyuramıyorlar. Emine Bulut cinayetinde olduğu gibi son nefeslerinde  ‘ölmek istemiyorum’ diyerek yalvarıyor ve ne acıdır ki yaşamdan vahşice koparılıyorlar. 
Cellatları son sözlerini duymuyor bile. Kasabın karşısında korkudan titreyen, kaçmaya çalışan hayvanlar gibi çaresizce ve acı içerisinde öldürülüyorlar. Bizler bunu 3. sayfa haberi olarak okuyoruz ne yazık ki…
“6284 sayılı yasa tam anlamıyla uygulanmalı”
Kadın katilleri eşler, eski eşler, nişanlılar, sevgililer, reddedilen saplantılı âşıklar, babalar, Güldünya cinayetinde olduğu gibi abiler olabiliyor. Oysa 6284 sayılı yasa tam anlamıyla uygulansa pek çok kadın öldürülmekten kurtulabilir. Katiller kravat takarak mahkemeye çıkıp indirim alıyor, bazen ‘aşık oldum,’ diyerek kara sevda indirimi alıyor, bazen ‘namusumu temizledim,’ diyerek indirim alıyor ve pek çok cinayet haberinde mağdur kadın suçlu duruma düşürülüp katil erkeğin cinayeti, genel ahlâk ve cinsiyetçi toplumsal algılar çerçevesinde meşrulaştırılıyor.
Kadın cinayetlerini önlemenin ilk koşulu, temelinde yatan cinsiyetçilikle mücadele etme karalılığına sahip bir siyasal iradenin varlığıdır.
-Kadına yönelik şiddetin önlenmesi bir devlet politikası olmalıdır. Birleşmiş Miletler Bildirgeleri bunu zorunlu kılmaktadır.
-6284 Sayılı Yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
-Kadın katillerine, tecavüzcülere caydırıcı cezalar verilmelidir.
-Şiddet gören kadınlara ekonomik destek sağlanmalı ve barınma ihtiyaçları giderilmelidir.
-Kadınların boşanma durumunda süresiz olarak nafaka alması sağlanmalıdır. Nafaka erkeğin lütfu değil kadınların hakkıdır.
-Kadın aile kavramına sıkıştırılmaktan kurtarılmalı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yerine Kadın Bakanlığı kurulmalıdır. 
Biz kadınların en temel hakkı olan yaşam hakkımızın elimizden alınması karşısında söyleyecek sözümüz bitmedi, bitmeyecek de.
Taciz ve tecavüzünüze; fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik her türlü şiddetinize de direneceğiz. Çocuklarımızı, kızlarımızı size kurban etmeyeceğiz.
Zulüm varsa, eşitsizlik varsa isyan da vardır, dayanışma da vardır, direniş  de vardır.” ifadeleri yer aldı.
HABER: ELİF DİKBAŞ