“Gerekçe temel dayanaktır, bir haklılık platformudur, güvendir, güvencedir ve olmakta olanın fotoğrafı ve olması gerekenin yol gösterenidir. Hak ve hukukun olmazsa olmazıdır. Varlık sürdürümünün gerektirdiğidir; yaşama tutunmanın yere sağlam basan ayağıdır. Doğal yaşamın gereği olan gerekçe, yaşamdan ve haklı olandan yana olmalıdır. Gerekçe meşruiyettir, meşru olan şey demokratikliğin ve katılımın belirleyenidir.” F.E) Bu temel düşünceyi bazı örnekler yardımıyla açıklamaya çalışalım:
Gerekçe TDK sözlük anlamı şu şekildedir: 1. isim Gerektirici sebep, esbabımucibe 2. hukuk Bir yasanın önerilmesi ve hazırlanmasında, yasa tasarısının hazırlanış ve maddelerin düzenleniş sebepleri 3. hukuk Mahkeme kararlarının dayandığı kanuni ve hukuki sebepler 4. matematik, mantık Bir önermenin kendiliğinden var kıldığı gereklik, lazıme.” Gerekçe temel dayanaktır, bir haklılık platformudur, güvendir, güvencedir ve olmakta olanın fotoğrafı ve olması gerekenin yol gösterenidir. Hak ve hukukun olmazsa olmazıdır. Varlık sürdürümünün gerektirdiğidir; yaşama tutunmanın yere sağlam basan ayağıdır. Doğal yaşamın gereği olan gerekçe, yaşamdan ve haklı olandan yana olmalıdır. Gerekçe meşruiyettir, meşru olan şey demokratikliğin ve katılımın belirleyenidir. Gerekçeler her koşulda somut delillere dayanmalıdır. Varlığın, birlikteliğin, sürdürebilirliğin ve geleceğin güvencesidir.
Türk Dil Kurumu’na göre “gerekçe” kelimesi; gerekçelendirme ihtiyacını doğuran sebep, hukuki düzenlemelerin arka planındaki düşünsel yapı, mahkeme kararlarının dayandığı kanuni temeller ve matematiksel ya da mantıksal önermelerin zorunlu sonuçları gibi farklı bağlamlarda tanımlanır. Bu çok katmanlı anlam yapısı, gerekçenin yalnızca bir açıklama
değil, aynı zamanda bir düşünce sistematiği olduğunu gösterir. Sistemlerin ve yönetim biçimlerinin haklı gerekçeleri olmalıdır. Millet olmanın gerekçesi somut gerekçelere dayanır.
Gerekçe, bir düşüncenin, kararın ya da eylemin temel dayanağıdır. Sadece bir açıklama değil; aynı zamanda bir haklılık platformudur. Gerekçelendirme, bireyin ya da kurumun kendini ifade etme biçimidir. Bu yönüyle gerekçe, güven verir; çünkü bir kararın arkasında
düşünülmüş, temellendirilmiş bir sebep olduğunu gösterir. Aynı zamanda güvencedir; çünkü gerekçesiz bir karar, keyfiliğe açık hale gelir. Bütün bunların yanı sıra gerekçe toplumsal rıza üretiminin dayanağıdır…
Hukuki bağlamda gerekçe, adaletin olmazsa olmazıdır. Bir yasa tasarısının hazırlanış sürecinde gerekçeler, toplumsal ihtiyaçlara verilen yanıtı temsil eder. Mahkeme kararlarında ise gerekçe, hukuki normların somut olaylara nasıl uygulandığını açıklar. Bu açıklık hem kararın denetlenebilirliğini sağlar hem de hukukun öngörülebilirliğini artırır. Gerekçesiz bir yargı kararı, hukukun temel ilkeleriyle bağdaşmaz. Hukuk, hak ve eşitlik demektir. Özellikle adaletli paylaşım ve fırsat eşitliği hukukun olmazsa olmazıdır.
Gerekçe, yalnızca hukukta değil, yaşamın her alanında bir varlık sürdürüm aracıdır. İnsan, kararlarını gerekçelendirerek kendini tanımlar. Bu tanım, bireyin yaşama tutunmasını sağlar.
Gerekçesiz bir yaşam, yönsüz ve savrulmaya açıktır. Bu nedenle gerekçe, bireyin yere sağlam basan ayağıdır. Bu olgu hem içsel tutarlılığın hem de toplumsal kabulün anahtarıdır. Kişisel
saygınlık bu tür davranışlarla kazanılır.
Gerekçe, meşruiyetin temelidir. Meşru olan, gerekçelendirilmiş olandır. Demokratik sistemlerde gerekçeler, katılımın ve şeffaflığın göstergesidir. Bir kararın gerekçesi

açıklandığında, toplum o karara dair bilgi sahibi olur ve sürece dahil olma imkânı bulur. Bu yönüyle gerekçe, demokratik kültürün yapı taşıdır.
Gerekçe kavramını daha somut hale getirmek için farklı alanlardan örneklerle destekleyelim:
Örnek: Bir mahkeme, sanığın beraatine karar verirken “delil yetersizliği” gerekçesini sunar.
Bu gerekçe, kararın neden verildiğini açıklar ve temyiz sürecinde incelenebilir hale getirir.
Gerçek olay: Sümerli yargıçların verdiği bilinen en eski gerekçeli kararlardan biri, bir kadının eşini öldürtmesi üzerine yapılan yargılamadır. Kadının susarak savunma yapması,
cezasız bırakılmasına gerekçe olarak gösterilmiştir.
Örnek: Bir birey vegan beslenmeyi tercih ettiğinde, gerekçesi etik kaygılar, çevresel duyarlılık veya sağlık olabilir. Bu gerekçeler, kişinin yaşam tarzını anlamamıza yardımcı olur.
Günlük yaşamdan: Bir ebeveyn, çocuğunu özel okula göndermeyi tercih ettiğinde “daha iyi eğitim olanakları” gerekçesini sunabilir. Bu, kararın arkasındaki düşünsel zemini gösterir.
Örnek: Bir belediye, şehir merkezine bisiklet yolları yapma kararı aldığında, gerekçesi “trafik yoğunluğunu azaltmak ve çevreyi korumak” olabilir. Bu gerekçe, halkın kararı anlamasını ve desteklemesini sağlar. Toplumsal örnek: Türkiye’deki genel seçimlerde vatandaşlarmilletvekillerini seçerken, tercihlerini “ekonomik vaatler” veya “özgürlük politikaları” gibi gerekçelere dayandırır.
Örnek: “Tüm insanlar ölümlüdür. Socrates bir insandır. O halde Socrates ölümlüdür.” Bu klasik mantıksal çıkarımda gerekçe, öncüllerin doğru olmasıdır. Sonuç, bu gerekçelere dayanarak zorunlu olarak ortaya çıkar.
Gerekçe, her alanda düşüncenin ve eylemin temel taşıdır. Olay ve olguların anlanmasını sağlarken, yaşamsal bir güvenceyi yaşama geçirmiş olur…