Bir emekli belirlenen sürede bir işte çalışarak yaşamını sürdürürken, belirlenen koşulları yerine getirerek ayrıldığında emekli olur. Çalıştığı süre içinde kendisinden kesilen pirimler ve iş yerinin ödemeleri ile emekliliğini finanse eder. Yani, emeklilere verilen maaş, onlardan kesilen paraların birikimleridir. Emekliler, biriktirdikleri paraları işten ayrıldıktan sonra aylık olarak alırlar. Lafın özü şu: Emeklilere ne devlet ne de başka kurumlar para vermez. Onlar kendi biriktirdiklerinin karşılığını alırlar. Devletin görevi, çalışanlar adına yapılan kesintileri en verimli biçimde nemalandırmaktır.
7500 lira aylık alan bir emeklinin sadece zorunlu harcamaları (barınma ve beslenme) bugünkü koşullarda 8000 lirayı geçmektedir.
10 Aralık 2023 tarihinde Anıtpark saat 13.00 yapılacak olan miting için katılım çağrısı yapılmaktadır. Didim’den mitinge katılacak olanlar, 9 Aralık saat 20.00’de otobüs ile hareket edeceklerdir. Çağrı bildirisi şöyle:“Ülkemizde çok ciddi bir ekonomik sosyal kriz yaşanmaktadır. Halkımız temel ihtiyaçlarını bile alamamaktadır. Biz emekliler, dul ve yetimler, EYT mağdurları, bu krizden en çok etkilenen, açlık içinde yaşayanlarız.
Bizlere ödenen maaşlar ödediğimiz primlerin, maaşlarımızdan yapılan kesintilerin karşılığıdır. Özellikle son yıllarda maaşlarımız eritildi, et, süt, peynir gibi temel ihtiyaç maddelerini alamaz, pazara çıkamaz hale getirildik. Biz emeğini, alın terini, gençliğini bu ülkeye veren emekliler, böyle bir hayata mahkûm ediliyoruz.
YETER ARTIK!
İnsanca yaşamak istiyoruz! İnsan onuruna yakışacak biçimde kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak istiyoruz!
Çocuklarımızdan, torunlarımızdan para isteyerek, utanarak yaşamak istemiyoruz.
SESİMİZİ BİRLEŞTİRİYOR,
ANKARA’DAN YÜKSELTİYORUZ!
İnsanca yaşam, toplu sözleşmeli, demokratik sendikal mücadelemizi 10 Aralık 2023 günü Saat 13.00’da Anıtpark’ta Büyük Emekli Mitingi ile sürdürüyoruz.
Bütün emekli, dul ve yetim ve EYT mağdurlarını birlikte haykırmaya, haklarımızı almaya çağırıyoruz.”
EDS (Emekliler Dayanışma Sendikası)
“DİSK/ Emekli Sen Başkanı Cengiz Yavuz: Türkiye’de 16 milyon emekli var ve bunlar yıllarca artı değer üreterek vergilerle ülkeyi kalkındırdı. Her seferinde iktidar ve cumhurbaşkanı tavrıyla taleplerimize kulak tıkıyor. Emekliler insan onuruna yaraşır bir yaşam talep ediyor. En düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çıkarılmasını istiyorlar. Tüm ikramiyelerin asgari ücretin altında olmamak kaydıyla revize edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Emeklilerin ikinci işte çalışmaktan başka çareleri yok. Hep beraber sesimizi duyuralım çünkü beslenemiyoruz, ısınamıyoruz. (BİRGÜN, 07.12.2023)
Emeklilerden esirgenen para başka yerlere akıtılıyor. Bazı işverenlerden alınması gereken vergi ve katılımlar alınmıyor ve buna muafiyet diyorlar. Muafiyet denen şey, genelin elinden alınan ve yüksek etkinliğe sahip olan (siyaseti finanse edenler), küçük bir azınlığın kontrolüne bırakılıyor. Birgün Gazetesinden İsmail Arı’nın yazdığına göre; derneklerin yıllık geliri 52,59 milyar, vakıfların geliri 90 milyar lira (BİRGÜN,24 Kasım 2023)
Şirketlere tanınan güvenceler, teşvikler ve muafiyetler büyük miktarlara ulaşabiliyor. Onlardan sadece birkaçı tüm emeklilere verilebilecekleri karşılayabilir. Bu muafiyetlerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Vergi indirimi, yatırım katkısı, gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, KDV iadesi, sigorta pirimi işveren hissesi desteği, nitelikli personel desteği, 200 milyon lirayı aşmayacak enerji desteği gibi.
Zorlanarak evine ekmek götürmeye çalışanın vergisi kuruşu kuruşuna alınırken; milyarlar kazananların vergilerinin farklı gerekçelerle alınmaması, adil bir paylaşımın olmadığının kanıtıdır(!) Servet transferi her geçen gün biraz daha hızlanıyor. Bir zamanların ikramiyeleri ile alınan evler, belirli bir süre içinde ve bir biçimde elden çıkarılacak gibi gözüküyor. Arsalar, arabalar ve evler, servetin biriktiği noktalara doğru akmaya devam edecek gibi…Gelecek gelmeden endişesi bizi buluyor!