Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Didim temsilcileri olan Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Bartın'ın Amasra ilçesinde bulunan maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında 41 işçinin öldüğü faciayla ilgili açıklama yaptı.
Soma Maden Şehidi Erdal Demirel parkında gerçekleşen basın açıklamasına ittifak bileşenleri ve bazı siyasi parti ve sendika temsilcileri katıldı.
Basın açıklamasını TİP İlçe Başkanı Birol Yılmaz yaptı. Yılmaz, 14 Ekim 2022 günü Amasra’da meydana gelen grizu patlamasında 41 maden emekçisinin hayatını kaybettiğini, 9 madencinin yaralı olduğunu ve 1 kişinin durumunun belirsizliğini koruduğunu ifade ederek, “Yaralılara acil şifalar, hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve halkımıza başsağlığı dileriz.” dedi.
Yılmaz, açıklamada şu ifadeleri kullandı:
2019 yılı Sayıştay raporuna göre; ocakta -236/-300 kotları arasında biri yarı mekanize diğeri manuel olmak üzere iki adet üretim panosu bulunmaktadır. Bunlara ilaveten -250/-350 kotları arasında da pano hazırlık çalışmaları sürdürülmektedir. Söz konusu patlamanın gerçek nedeni yapılacak incelemeler sonucunda ortaya çıkacaktır.
Her olayda ortaya atılan trafo bahanesi başlangıçta burada da kullanılmaya çalışılmış, inandırıcı olmayacağı anlaşıldığında grizu patlaması olduğu gerçeği kabul edilmiştir.
Ölümlerin nedeni, grizu patlaması sonucu oluşan yüksek sıcaklık ve şok dalgası nedeniyle yanma ve ortama yayılan karbonmonoksit gazından zehirlenmedir.
TTK Tahlisiye ekipleri kurtarma çalışmalarını büyük bir özveriyle yürütürken, yer üstündeki kriz yönetimi organizasyonunda önemli aksaklıklara, madencilerin ailelerine bilgi verilmesinde eksikliklere, can kaybı sayısındaki belirsizliklere sebep olmuştur.
Bakan Dönmez’ in açıklamalarında -350 kotunda 5 işçinin mahsur kaldığı bildirilmiştir. Hazırlık kotunda yeterli güvenlik önlemi alınmadan 5 işçinin ne amaçla bulundurulduğu izaha muhtaçtır.
Gaz izleme sistemi verilerine ulaşılamamıştır. Metan sensorünün kritik seviyede uyarı verip vermediği, verdiyse ne çeşit önlemler alındığı, uyarı vermediyse nedenlerinin incelenmesi gerekmektedir.
Siyasetin bürokrasiye müdahalesi sonucu oluşan kadrolaşma, liyakatsiz atamalar ve mühendislerin yetki ve sorumluluklarının yeterli ve doğru belirlenmemiş olması; yukarıda sıralanan sayısız soruna neden olmuş ve ne yazık ki bu facia meydana gelmiştir.
Madencilik bilim ve teknolojisi grizu patlamalarını önleyecek bilgi birikimine ve deneyimine sahiptir. Bu nedenle bu tip katliamlar önlenebilir niteliktedir.
Bilim ve tekniğin gereklerini uygulamak yerine, yaşanan kayıpları kader ve fıtrat olarak tanımlamak üretim ve kar hırsına kılıf bulmaktır.
Yeraltı kömür madenciliği bir kültürdür. Bu kültür geliştirilerek yaşatılmalıdır. Bunun için TTK ve TKİ gibi kamu kuruluşlarımız üretim yaparken aynı zamanda iş güvenliği ve mesleki eğitim anlamında okul görevi görmelidirler.
Maden işletmelerinde denetim ve yönlendirme mutlaka maden mühendislerinin yetkisinde olmalıdır.
Yaşanan bu katliamın hukuki ve cezai sorumlulukları geçmişte olduğu gibi birkaç maden mühendisine yüklenmemelidir.
Maden mevzuatı; odağında insan ve doğa olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalı ve bunun için ulusal madencilik politikaları oluşturulmalıdır.
Buradan hükümete sesleniyoruz
Sayıştay raporunu, bakan ziyaretlerini açıklayamadığınız gibi manipülasyoncu kriz masanızla bilgilere ulaşımı engellediniz, biliyoruz ki bundan sonra da doğru bilgilere erişimi engelleyeceksiniz.
Boşuna taziye mesajları, ziyaretlerle uğraşmayın. Çünkü biz biliyoruz o madeni mezarlığa çeviren sizsiniz.
Sizde bilin; kar hırsınız, denetimsizliğiniz, vurdumduymazlığınız sebebiyle hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımızın kanı ellerinize bulaştı.
Ve biz hayatını kaybeden, gençliklerini ve geleceklerini çaldığınız yurttaşlarımızın acısını yüreğimizde hissederek peşinizdeyiz.
Tüm sorumlular cezalandırılana kadar da vazgeçmeyeceğiz.
HABER: ELİF DİKBAŞ