Şair Ab­dur­ra­him Ka­ra­koç her ne kadar “Umu­dum her zaman ba­ki­dir amma/Zaman kısa, ben yor­gu­num, yol uzun” demiş olsa da in­sa­noğ­lu do­ğu­mun­dan son ne­fe­si­ni ve­re­ce­ği güne kadar hep bek­le­di­ği, talep et­ti­ği gü­zel­lik­le­rin gel­me­si adına umut edi­yor ve bu umu­du­nu asla kay­bet­mi­yor.
Bir şe­kil­de dün­ya­ya gel­me­yi ba­şa­ra­bi­len başta insan olmak üzere tüm can­lı­lar, ya­şa­dık­la­rı zaman bo­yun­ca önce ken­di­le­ri son­ra­da çev­re­sin­de­ki­ler için güzel ha­yal­ler kur­mak­tan asla geri kal­maz­lar, daha iyi daha hu­zur­lu, daha sağ­lık­lı ve uzun bir hayat umudu asla sona ermez.
Okula baş­la­yan öğ­ren­ci eği­ti­mi­ni çok iyi şart­lar­da ta­mam­la­ma­yı umut eder,
Okulu bi­tir­di­ğin­de bi­tir­me de­re­ce­si­ne yada sı­nav­da al­dı­ğı puana göre her­ke­sin ha­yal­le­ri­ni süs­le­yen iyi bir Üni­ver­si­te­yi bi­ti­rip ha­ya­ta baş­ka­la­rın­dan bir­kaç adım önde baş­la­ma­yı umut eder.
Tür­ki­ye’de ya­şa­yan ve Si­ya­se­te me­rak­lı olan her­han­gi bir in­sa­nın umudu, Cum­hur­baş­ka­nı ol­mak­tır,
Eğer ar­ka­sın­da si­ya­si bir güç yok ise ilçe baş­kan­lı­ğın­dan yola çıkan bi­ri­si, önce il baş­ka­nı, sonra be­le­di­ye baş­ka­nı yada mil­let­ve­ki­li ol­ma­yı umut eder,
Eğer dü­şün­dük­le­ri­ni ha­ya­ta ge­çir­me im­ka­nı bu­lur­sa sı­ra­sı ile ba­kan­lık dü­şü­nür, Baş­ba­kan ol­ma­yı hayal eder en so­nun­da da umut et­ti­ği Cum­hur­baş­kan­lı­ğı gö­re­vi­ne ulaş­ma­ya ça­lı­şır.
As­ker­lik gö­re­vi­ni ta­mam­la­yıp orta dü­zey­de bir kamu ku­ru­mu­na gir­me­yi ba­şa­ra­bil­miş sade bir memur için umut bu­lun­du­ğu bö­lü­mün mü­dü­rü ol­mak­tır bu ama­cı­na ulaş­tık­tan sonra ula­şa­bi­le­ce­ği en son nokta hangi makam ve mevki ise onun ha­yal­le­ri­ni kurar umu­du­nun o ta­raf­ta ye­şer­me­si­ni ister.
Dün­ya­yı bir uçtan diğer uca gez­mek için umudu olan­lar, Sev­di­ği bi­ri­si ile ev­len­me­yi umut eden­ler,
Çok kıt im­kan­lar ile kur­ma­yı ba­şar­dı­ğı iş­ye­ri­ni o il­çe­nin, ilin, ül­ke­nin son­ra­da Dün­ya­nın sa­yı­lı şir­ket­le­ri ara­sı­na sok­ma­yı dü­şün­mek­te umut et­me­nin bir başka ha­li­dir.
Dik­kat edi­lir­se hangi ma­kam­da, hangi mev­ki­de olur­lar­sa ol­sun­lar, ister ti­ca­re­te, ister si­ya­se­te, is­ter­se sos­yal ha­ya­ta bir kere giriş yapan kim varsa o andan iti­ba­ren ge­li­ne­bi­lecek en üst nokta her­kes için büyük bir umut olur.
İnsa­noğ­lu şart­lar ne olur­sa olsun, ne kadar ba­şa­rı­sız olur­sa olsun umu­du­nu asla kay­bet­mez, gir­di­ği mü­ca­de­le­den belki yüz­ler­ce kez ba­şa­rı­sız olmuş bi­ri­si bile tüm ba­şa­rı­sız­lık­la­ra rağ­men umu­du­nu asla kay­bet­mez “bana bir kez daha şans ve­ri­lir­se ba­şa­ra­ca­ğı­ma ke­sin­lik­le ina­nı­yo­rum” diye döner durur.
Ne­ti­ce­de Umut etmek ya­şa­mak­tır, Ha­ya­tın eli­niz­den kay­dı­ğı an­lar­da tu­tu­na­ca­ğı­nız tek şey umu­du­nuz­dur. Eğer umut yoksa umu­du­nu­zu yi­tir­miş­se­niz, ha­ya­ta tu­tu­na­maz­sı­nız, o gü­ze­lim kayar gider eli­niz­den, Sev­dik­le­ri­niz­den ay­rı­lır­ken, ka­vuş­ma­yı umar­sı­nız. Has­ret­le­ri­mi­ze o acıya çalan tadı katan ka­vuş­ma umu­du­dur.
İyi bir yazar ol­ma­yı umut et­mi­yor­sa­nız ya­za­maz­sı­nız, Bı­ra­kın ka­le­mi, yor­ma­yın bo­şu­na, Par­mak­la­rı­nız klav­ye­nin üze­rin­de ge­zi­nir­ken, söz­cük­ler desen desen yan­sı­yor­sa ek­ra­na, umut­la­rı­nı­zın res­mi­dir gör­dü­ğü­nüz, İster oku­yun is­ter­se­niz sey­re­din.
Umut etmek inan­mak­tır, Ha­ya­tı an­la­mın­da İyi­lik­le­rin­de kö­tü­lük­le­rin­de mut­la­ka bir kar­şı­lı­ğı­nın ola­ca­ğı­nı um­mu­yor­sa­nız, ada­let duy­gu­nuz yok olur. Gör­dü­ğü­müz bunca gü­zel­lik­le­rin, bunca çir­kin­lik­le­rin kar­şı­lık­sız ka­la­ca­ğı­na ikna ede­mez­si­niz kim­se­yi. Sev­gi­ni­zin kar­şı­lık bu­la­ca­ğı­nı um­mu­yor­sa­nız, umu­du­nuz­la bir­lik­te aşk’a dair bütün ya­zı­lan­lar si­li­nir yü­re­ği­niz­den, Şi­ir­ler şar­kı­lar an­lam­sız­la­şır, Öy­kü­ler­de­ki gül­le­ri sol­du­rur­su­nuz.
Bi­lin­me­si ge­re­kir ki Umut, bütün duy­gu­la­rın ya­ta­ğın­da ak­tı­ğı ne­hir­dir, Ha­ya­tı an­lam­lan­dı­ran de­ğer­ler umut­la­rı­mız­dır, Eğer ha­ya­tı­mı­za değer katan, bizi ya­rın­la­ra dair diri tutan umut­la­rı­mı­zı kay­bet­ti­ği­miz an ya­şa­ma­nın da faz­la­ca bir an­la­mı kal­ma­ya­cak­tır.
Dün­ya­mı­zın daha ya­şa­na­bi­lir bir nok­ta­da ol­ma­sı­nı umut etmek en başta insan ol­ma­nın ge­re­ği­dir, ya­rı­na dair umut­lan­mak, bu umudu çev­re­miz­den baş­la­yıp, dün­ya­yı ve dün­ya­yı yö­net­mek id­di­asın­da­ki tün yö­ne­ti­ci­ler­de aşı­la­mak hem bizi kur­ta­rır, hem bütün dün­ya­yı.
Son dö­nem­ler­de in­san­lı­ğın ya­rın­la­ra dair umudu git­tik­çe aza­lı­yor,
Dün­ya­yı cen­net yap­mak ge­re­kir­ken ce­hen­ne­me çe­vir­mek için ola­ğa­nüs­tü mü­ca­de­le ve­ren­le­rin ha­ya­tı­mı­za en­jek­te et­me­ye ça­lış­tık­la­rı umut­suz­luk var olan ener­ji­mi­zin daha çabuk tü­ken­me­si­ne sebep olu­yor.
Her ne kadar “daha güzel bir dünya adına umu­du­mu­zu kay­bet­me­ye­lim, çev­re­mi­ze umut aşı­la­ya­lım, ka­ram­sar­lı­ğa düş­me­ye­lim” diye mü­ca­de­le etsek te bir­den bire o hiç ha­tır­la­mak is­te­me­di­ği­miz “Umut tü­ken­mez, in­san­lar yaş­la­nır” ifa­de­si var ol­du­ğu­na inan­dı­ğı­mız bütün ener­ji­mi­zi de alıp gö­tü­rü­yor.
Bütün bun­la­ra rağ­men bir dü­şü­nü­rün “Umut­la­rı­nı­zı ça­lan­la­ra izin ver­me­yin, ken­di­ni­ze bile/Bütün şi­ir­ler öy­kü­ler umuda ses­le­ni­yor, Ma­sal­lar da.” sö­zü­nü de her şeye rağ­men asla unut­mu­yo­ruz.
Be­de­ni­miz­de bir­lik­te ru­hu­muz da yaş­lan­sa da.