İnsanların yaşamlarında olduğu gibi, ülkelerin yaşamlarında da bir doğum günü vardır...
Türkiye Cumhuriyeti'nin doğum günü de 19 Mayıs 1919’dur...
19 Mayıs 1919, yok oluşumuza karşı haykırdığımız gündür...
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli için atılan ilk cesur adımdır...
Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük Söylevi de : “19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktım.” Sözleriyle başlıyor...
Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşımızın başlamasında Samsun’a verdiği önemini vurgulamak için de doğum gününüm “19 MAYIS” demiştir.
Samsun, Bağımsızlığımıza ve Cumhuriyet’imize giden ilk adımın atıldığı 19 Mayıs 1919’dur. Bu yönüyle, Türkiye Cumhuriyeti olarak tarihimizin en önemli bir günüdür…
***
19 Mayıs 1919’da ülkemizin durumunu kısaca özetlersek:
1914 yılında katıldığımız 1. Dünya Savaşı, 30 Ekim 1918 yılında Mondros Ateşkes anlaşmasıyla yenilgimizle sonuçlandı... Bundan sonra, İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar, Ermeniler yurdumuzu işgal etmeye başladılar... Ordumuz terhis edilmiş, silahları kısmen elinden alınmıştı... Yurdumuzun dört bir yanı düşman işgali altına girmişti... Halk çok bezgin, yılgın, umutsuzdu... Emperyalistlerin paylaşım masasında topraklarımız paylaşılmaya başlanmıştı...
Mustafa Kemal, tüm bu şartlar içinde “Kurtulaş’a” giden yolu bulmak istiyordu. Anadolu’ya geçip düşmana karşı mücadeleyi buradan başlatmak istiyordu... İstanbul’daki padişah ise düşmanla işbirliği yaptığı gibi kurtuluş için uğraşan yurtseverleri de engellemeye çalışıyordu...
Mustafa Kemal, bu amaçla çıktığı Samsun’da ülkemizin manzarası genel hatlarıyla buydu...
Mustafa Kemal ve arkadaşları, Havza yollarında ilerlerken çift süren bir köylüye rastlarlar:
Köylüye, “Hemşerim düşman Samsun’a asker çıkaracak. Belki de buralara kadar gelecek. Sen hala rahat rahat toprağı sürüyorsun “ diye seslendi.
Köylü, kim olduğunu kestiremediği Paşa’yı bir süre süzdükten sonra “Sen ne diyon Paşa” diye cevap verdi. “üç kardeşimi, Yemen’de, Kafkasya’da Çanakkale’de kaybettim. Onlardan geriye sekiz öksüz ile üç dul kaldı. Hepsi benim sabanımın ucuna bakar. Ben de yarım adamım, şimdi benim vatanımda, yurdumda nah şu sabanın ucu. Düşman oraya gelinceye kadar, benden hayır yok.”
Bir milleti kurtarmak için yola çıkmış genç Paşa, köylünün bu sert sözleri karşısında susmuş ses çıkarmamıştı. Kurmay subaylar ve maiyetteki öteki şahıslar da üzülmüşlerdi. Milleti yılgınlığa, umutsuzluğa itenlere “lanet” etmişlerdir.
Mustafa Kemal tüm bu şartlarda “Kurtuluş “ umudunu kaybetmediği gibi arkadaşlarına ve topluma devamlı umut aşılamıştır...
Umutsuzluğa düşenlere de şöyle der:
“Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları’na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki; bu Dünya'da hiç bir güç ve kuvvet asla bizi yenemez”
19 Mayıs bir inancın zaferidir... Bu inanç Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur... Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük bayramı da budur... Cumhuriyetimizi “Gençliğe emanet eden Atatürk’ümüzün , “Doğum günüm” dediği 19 Mayıs’ı da bir bayram olarak Gençliğe armağan etmesi de; gençliğe verdiği önemin bir göstergesidir...
19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramını tüm kalbimle kutluyorum...
Bu konuda yazdığım bir şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum...
-DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN TÜRKİYEM-
Samsun'du, ilk adım yerin
Bugün senin doğum günün
Erzurum ve Sivas ile
Kurtuluş'a verdin adın
****
Hasta adam, yorgun ülke
Yapılmıştı bir sömürge
Kurtuluşu verdin bize
Minnettarız, Atam sana
***
Haydi gençlik haydi gençlik
Gelsin ülkemize dirlik
Atamıza sözümüz var
Kurmalıyız güçlü birlik
***
Zaman, çalışma zamanı
Çağdaşlığa yön zamanı
Yobaza verme amanı
Mutlu edelim Vatanı
***
Teşekkürler sana Atam
Sana minnettar bu vatan
Gençler koşuyor, Samsun'dan
Yüreğinde sevgi yatan