Temel haklara ilişkin yasakları sordum ve aldığım yanıtı paylaşıyorum. Yapay zekadan aldığım yanıt:

Elbette! Yönetimler, temel haklara ilişkin çeşitli yasaklar ve kısıtlamalar koyabilir. Bu yasaklar, genellikle kamu düzenini korumak, güvenliği sağlamak veya toplumun refahını artırmak amacıyla yapılır. İşte bazı yaygın temel haklara ilişkin yasaklar:

1. İfade Özgürlüğü: Bazı ülkelerde ifade özgürlüğü sınırlanabilir. Bu, nefret söylemi, terör propagandası veya kamu düzenini bozabilecek diğer içerikleri içerebilir.

2.Toplanma ve Gösteri Hakkı: Toplanma ve gösteri hakkı, belirli koşullar altında sınırlanabilir. Örneğin, izinsiz toplantılar veya şiddet içeren gösteriler yasaklanabilir.

3.Din ve İnanç Özgürlüğü: Bazı ülkelerde dini inançlar ve ibadet özgürlüğü sınırlanabilir. Örneğin, belirli dini grupların faaliyetleri veya ibadet yerlerinin kullanımı kısıtlanabilir.

4.Basın Özgürlüğü: Basın özgürlüğü, sansür veya baskı altında olabilir. Bu, haber yayınlarının içeriğine müdahale edilmesi veya belirli konuların rapor edilmesinin yasaklanması anlamına gelebilir.

5.Hareket Özgürlüğü: Bazı durumlarda, kişilerin belirli bölgelere seyahat etmesi kısıtlanabilir. Bu, sınırlı alanlara giriş yasağı veya belirli kişilere seyahat yasağı şeklinde olabilir.

Bu yasaklar, ülkeden ülkeye ve hatta bölgeden bölgeye farklılık gösterebilir.

Copilot

İkinci sorum, ülkemizdeki duruma ilişkindi:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alır. İşte bazı anayasal haklar:

  1. Yaşama Hakkı: Herkesin yaşama hakkı vardır. Maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluk ve yasal haller dışında vücut bütünlüğüne dokunulamaz.
  2. Zorla Çalıştırma Yasağı: Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Ancak hükümlülük süreleri içindeki çalışmalar, olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler ve ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki çalışmalar zorla çalıştırma kapsamında değildir.
  3. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği: Herkes kişi hürriyetine ve güvenliğine sahiptir. Mahkeme kararı veya yasada öngörülen yükümlülük gereği yakalanma veya tutuklanma dışında kişinin özgürlüğü kısıtlanamaz.
  4. Mülkiyet Hakkı: Mülkiyet hakkı güvence altına alınmıştır. Herkes, maddi ve manevi varlığını geliştirmek için mülkiyet hakkını kullanabilir.
  5. Etkili Başvuru Hakkı: Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakkı, Anayasa’da güvence altına alınmış hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasıyla kullanılabilir1.

Bu haklar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının temel koruma altındaki haklarıdır.

Hak ve özgürlüklere ilişkin olarak yapay zekadan alınan yanıtları gördük. Sanırım bizim sorunlarımız verilen yetkilerden çok yetki kullananların sorumluluk duyguları ile ilişkili. Daha açık bir biçimde ifade edersek; yetki devrinde bulunanların, yapılanların sorumluluk duygusu ile uyuşup uyuşmadığıdır. Buradaki temel sorun ise, sorumluluk sınırları belirlenmeyen bir yetkinin verilmesi ile ilişkilidir. Hiçbir yetki sınırsız ve sorumluk yükümlülüğü olmaksızın verilmemelidir. Söz konusu olan yaşamak ise; hiçbir şey denetimsiz olamaz. Denetim hukuka, adalete ve yaşama uyarlığın kaçınılmaz gereğidir. Yoksa, her dayatma bir hak ve ona uymak ise, yükümlülük olabilir(!) Yaşam bunu ne kadar taşır bilinmez. Her nesnenin ve varlığın bir direnme noktası var. Sınırları aşıldığında her dayanıp direnen “yeter artık” diyebilir… Önemli olan, milletin hizmetkarlarının milleti yıldırmamalarıdır. Refah içinde mutlu olarak yaşayanlar, kendilerine bu yaşamı sunanları daha fazla sıkboğaz etmemelidir. Kim bunlar? Emeği ile geçinenler, işçiler, memurlar, çiftçiler ve esnaf! Peki, geriye kim kalıyor?