"Didim'de Boşa Akan Sulara Vatandaş İsyanı: Milli Servet Heba Oluyor!" "Didim'de Boşa Akan Sulara Vatandaş İsyanı: Milli Servet Heba Oluyor!"

Keşifle ilgili açıklama yapan Didim Derneği Yönetim Kurulu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Bilindiği üzere Taşburun Limanı açıklarında 4 farklı bölgede,  ÇED OLUMLU kararı altında, yıllık üretim miktarları yaklaşık 100.000 ton olarak planlanan, balık çiftlikleri konumlanmaya başlamıştır. Dava konusu edilen ve bugün keşfi gerçekleşen 4 NO’LU Üretim Alanında yapımı planlanan,  28 adet tesis mevcuttur. Sadece bu alanda, yılda 26.000 ton kültür balıkçılığı üretimi hedeflenmektedir. Proje kapsamında yılda 12 ay 365 gün çalışılacağı; Kültür balıkçılığı projesi için foklar, yunuslar ve diğer büyük deniz canlılarının kafeslere olası zararlarını engellemek için kafes alanı etrafı koruma ağları ile çevrileceği ve her kafese balıkları kuşlardan koruma ağı yerleştirileceği ifade edilmiştir. 
Balık üretim çiftlikleri, doğal su kaynaklarımız olan denizlerimizde, bir uygulama-üretim projesidir. Ancak su kaynaklarımızın kullanılması ile gerçekleşen bu yatırım projeleri; 
Karada Taşburun Balıkçı Barınağı ve milli park alanımız ile arkeolojik sit alanlarımızı içine alan bölge ile direk bir etkileşim içindedir. Koruma altında olan alanlarımızın geleceği bu anlamda, gerekli önlemler alınmazsa, tehlike altında kalmaktadır.   
İçinde yaşayan eşsiz canlılar ve bitki örtüsü ile Avrupa Konseyi tarafından "Flora Biogenetik Rezerv Alanı" ilan edilmiş ülkemizin önemli doğal değerleri olan Dilek Yarımadası’nın güney kesiminde kalan alan, taşıdığı antik çağdan beri gelen kültür varlıkları nedeniyle,  daha geçtiğimiz ay, 28 Eylül 2022 tarihinde 1. Ve 3.derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmiştir…
Her iki koruma kararından anlıyoruz ki:  Taşburun Limanı ve yakın bölgesi ülkemiz adına çok değerli doğal, kültürel ve tarihi değerler taşımaktadır. 
Böylesine 2 önemli koruma kararı, bir turizm kenti olan ilçemiz için de çok önemlidir. 
Balık üretim çiftlikleri, doğal su kaynaklarımız olan denizlerimizde, bir uygulama-üretim projesi gibi algılanmaya çalışılsa da su kaynaklarımızın kullanılması ile gerçekleşen  Kıyı bölgesi kara alanı  ile sıkı bir etkileşimi vardır. Gerek çiftliklerin lojistik malzeme, insan kaynağı desteği, gerek üretilen balıkların nakilleri, gerekse  
Balık Kuluçkahanesinden kara yoluyla temin edilen yavru balıkların taşınması  ve de taşıma tanklarına oksijen takviyesi yapılması gibi işlemler  hep koruma altında olan kara alanından yapılacaktır.
Bu sebeple 4 farklı üretim bölgesinde kurulan ve kurulması planlanan balık çiftliklerinin birbirleri ve karadaki koruma alanları ile etkileri önemlidir. Çiftlikler hem 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu hem 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gereği bölgemizde olmaması gereken işletme faaliyetleridir. 
Bölgede her geçen gün ilan edilen koruma kararlarından tekrar anlıyoruz ki; ilçemiz Didim kıyıları, Balık Çiftlikleri için uygun yer seçim kriterlerini taşımamaktadır. 
Dileriz ki çok geç olmadan tarihin ilk çağlarından çıkıp günümüze kadar ulaşan değerlerimiz zarar görmeden bu projelerden vazgeçilir.  
Projelerin ülke değerlerine zarar vermemesi noktasında verdiğimiz hukuk mücadelesinin gelişmelerini, Didimliler ile paylaşmaya devam edeceğiz. 
Dava sonucunda kazanan Didim ve doğası olsun!
HABER: ERGUN KORKMAZ