AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili ve Doğanbey Muhtarı Serdar Sarıkurt yaşananlar hakkında açıklamalarda bulundular.

Balıkçılık ile yaşamını sürdüren Doğanbey ve Tuzburgazı halkı, bölgeye uluslararası şirketlerin iktidar tarafından desteklenmesine isyen etti.
Uluslararası şirketlerin  yapacağı üretimle birlikte koyu kirliliğe maruz bırakacağı kesin gözüyle bakılan doğa harikası bu yerleri kirleteceğine ve doğanın dengesini bozacağını düşünen halk, şirketlere karşı tepki gösteriyor. Şirketlerin Bölge milletvekilleri ile iş birliği yaparak halkı devre dışı bırakılmaya çalışılmasına isyan ediyor.

Şüreç böyle devam ederken, Jeotermal firmalarına karşı başarılı çalışmaları ile gündemde olan AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili,  Doğanbey Muhtarı Serdar Sarıkurt, Doğanbey ve Tuzburgazı Mahallesi halkı bir araya geldi. 

AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili, “CANIMIZ PAHASINA OLSA BURAYI VERMEYİZ”
“Yaşanan coğrafyanın Aydın’ın dünya mirası olduğunu belirten AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili, günlük kârlar için yok edilmeye çalışıldığını söyledi. Vergili,” Bu coğrafya Aydın’ın dünya mirası. Ama ne oluyorsa uluslararası şirketler basıyorlar parayı ve o şirketlerin işbirlikçileri bu bölgeleri, bu cenneti kısa günlük kârlar için yok etmeye çalışıyorlar. Bu SANKO olur başka şirket olur. Bizim burada en doğal hakkımız kendi yaşama hakkınızı savunmak. Hem çevreyi hem ekmeğimizi savunmak.Halk buradan geçiminizi sağlıyor,bu doğal yapı kalırsa geçiminizi sağlayacaksınız. Yoksa şirketlerin karides çiftliği, balık çiftliği yapıp 5 sene, 10 sene talan ettiği yerde hiç bir şey kazanamayacaksınız. Burada halkımız çok güzel bir birliktelik sağlamış diyor ki biz canımız pahasına olsa burayı vermeyiz. Niye vermeyiz çünkü ekmek teknesini kim verir. Gidecek yerimiz var mı? Nereye gideceğiz ekmeğimizi verirsek. Türkiye Cumhuriyeti'nin 56. Maddesi ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı temiz hava, su, toprakta yaşamak ve geçinme hakkına sahiptir’ diyor. ‘Bu hakkı savunmak sadece devletin değil vatandaşın da görevidir’ diyor. Halka rağmen vatandaşa rağmen bir şey yok. Onlar bunlar yapa yapa Türkiye'yi bitirdiler. Halkın ekmek teknesini, doğasını 3-5 şirkete al sen ye demek yanlış. Bizler halk olarak birlik olacağız bütün anayasal haklarımızı kullanacağız ve bu peşkeşe dur diyeceğiz. Halka rağmen bu ihaleyi dünyanın en büyük şirketi bile gelse yapamaz . Halkın gücünden başka bir güç yok.” dedi.

Didim’de zey­tin ha­sa­dı ya­pıl­dı Didim’de zey­tin ha­sa­dı ya­pıl­dı

Doğanbey Muhtarı Serdar Sarıkurt ise şöyle konuştu;
“Şirketlerin gelmesini kesinlikle istemediklerini ifade ederek bu konuda ne gerekiyorsa yapacaklarını dile getirdi. Sarıkurt,” Burası bizim atalarımızdan kalma gururumuz. Buranın ismi de Doğanbey ile özdeşleşmiş. Karina, Dalyan, Doğanbey bu 3’ü iç içe geçmiş. Bunlardan birisi giderse hepsi yok olur. Burada balıkçılık faaliyeti durduğu an dışarıda serbest çalışan balıkçı da zarar görecek.  Bu projeden sonra köy meralarında yapmayı planladıkları proje de var. Oralar da tehlikede. Biz oradan buradan şirketin buraya gelmesini istemiyoruz. Biz burada geleneksel olarak doğaya dost sürdürdüğümüz balıkçılığa devam etmek istiyoruz. Şirketler gelsin istemiyoruz. Burası bizde kalsın.” dedi

“GEREKİRSE TOP TÜFEK SAVUNURUZ”
Yabancı şirketlere sonuna kadar karşı olduklarını ve ekmek teknelerini bırakmayacaklarını ifade eden vatandaşlar,” Biz burada hiçbir şirket istemiyoruz. Gerekirse top tüfek savunuruz. Bunu böyle bilsinler. 50 yıldır kooperatifimizde balık tutuyoruz. Burayı kimseye de vermeye niyetimiz yok. Bizim olan bizim olarak kalmaya devam edecek. Gerekli müdahaleyi yapmaya devam edeceğiz. Kanunsuz bir şekilde ihaleyi önümüze koydular. Bütün yasal haklarımızı savunacağız. Ekmeğimizi vermeyiz kimselere. Bizim olan bizim olarak kalacak bütün direncimizi göstereceğiz.”dedi.