Turizm yatırımları için uzun vadeli izinler gündemde, çevre hassasiyeti tartışmaları yeniden alevlendi
Turizm Amaçlı Yapılaşmalar Bakanlık Onayına Bağlanıyor
T24’ten Ceren Bayar’ın haberine göre, teklif yasalaşırsa milli park sınırları içerisinde turizm tesisleri, enerji nakil hatları, trafo merkezleri, su altyapısı gibi projeler yalnızca Bakanlığın izniyle gerçekleştirilebilecek.
Yeni düzenlemeyle, bakanlık uygun görmediği sürece hiçbir projenin hayata geçirilemeyeceği belirtiliyor. Bu durum, hem doğal alanların korunması hem de yatırım süreçlerinin merkezden kontrol edilmesi anlamına geliyor.

İşletme Süresi 99 Yıla Kadar Uzatılabilecek
Kanun teklifinde en dikkat çekici maddelerden biri, milli park sınırları içinde kurulacak turizm işletmelerine tanınan işletme süresiyle ilgili. Buna göre, ilk etapta 49 yıl olarak belirlenecek işletme izinleri, işletmelerin performansına göre 99 yıla kadar uzatılabilecek.
Bu uygulamanın özel sektör yatırımlarına uzun vadeli güvence sunacağı, ancak doğa koruma açısından tartışmalı sonuçlar doğurabileceği ifade ediliyor.
Uzmanlar, “başarılı işletme” tanımının hangi kriterlere göre belirleneceği ve çevresel etkilerin nasıl denetleneceği konularında netlik sağlanmaması durumunda uygulamanın suistimal edilebileceği görüşünde.
Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne Yeni Yetkiler
Teklifte yer alan bir başka maddeye göre, Milli Parklar Genel Müdürlüğü ihtiyaç duyulan bölgelerde döner sermayeli işletmeler kurabilecek.
Ayrıca Cumhurbaşkanı, bu işletmelere ayrılan sermaye miktarını beş katına kadar artırma yetkisine sahip olacak.
Bu düzenleme, kamu kaynaklarının daha etkin kullanılması hedefiyle gerekçelendirilse de, merkezi yönetimin doğal alanlar üzerindeki kontrolünü artıracağı yorumları yapılıyor.
Plan Onayı Olmadan Yapılaşma Yapılamayacak
Kanun teklifine göre, milli park ve tabiat parklarında gelişme planları kesinleşmeden hiçbir turizm amaçlı yapılaşmaya izin verilmeyecek.
Bu hükümle, plansız veya izinsiz yapılaşmanın önüne geçilmesi amaçlanıyor. Ancak çevre örgütleri, planlama süreçlerinin hızla sonuçlandırılması yönünde baskı oluşabileceği ve ekolojik dengeye zarar verebilecek projelerin önünün açılabileceği endişesini dile getiriyor.
Tartışmaların Odağında: Merkezi Yetki Artışı
Yeni düzenleme, milli parkların yönetiminde merkezi yetkinin tek elde toplanacağı yönündeki tartışmaları da beraberinde getirdi.
Yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının süreçlerdeki rolünün azalacağı, kararların yalnızca bakanlık düzeyinde alınacağı eleştirileri öne çıkıyor.
Çevre hukukçuları, “uzun süreli işletme izinleri”nin doğal alanlarda kalıcı yapılaşmaların önünü açabileceği ve koruma-turizm dengesi açısından risk taşıdığı görüşünde birleşiyor. HABER . MAVİ DİDİM GAZETESİ




