1527'de Kalender Çelebi adında birinin isyanı ile başlayan ayaklanmadır. Kalender Çelebi İsyanı 1527 yılında Osmanlı Devleti'ne karşı Anadolu'da çıkan dini ve aynı zaman da sosyo-ekonomik içerikli büyük bir isyandır. İsyan'ın lideri Hacı Bektaş-ı Veli'nin soyundan geldiğine inanılan, Bektaşî tarikatının postnişinliğini yapan Kalender Çelebi'dir.
Başlangıcı
Ankara- Kırşehir bölgesinde KALENDER ÇELEBİ adlı bir derviş, Divane Dündar adındaki yardımcısıyla ayaklandı. Şah unvanı bulunan Kalender Çelebi Maraş-Elbistan ve civar bölgesinin Alevî kanaat önderidir. Kalender Çelebi'nin etrafına toplanan 30.000 yakın taraftarlarının büyük bir kısmını, Maraş- Elbistan bölgesinde Dulkadır Devleti'nin ortadan kaldırılmasından sonra vergi sisteminde yapılan haksızlıklar sonucunda dirlikleri ellerinden alınmış sipahiler teşkil ediyordu. Türkmen hareketlerine destek sağlama gibi nedenlerle kendini destekleyen Alevi Türkmen kitleleriyle birlikte ayaklandılar. Kalender Çelebi isyanı, Maraş, Elbistan, Sarız, Kayseri ve Sivas yörelerinde çok etkili oldu.
Kalender Çelebi, İlk önce Diyarbekir Beyi Hüsrev Paşa komutasındaki birliklere Pasinli Ovası’nda yenildi. Ancak kendisini destekleyen Türkmen kitlelerinin artmasıyla ve güçlenen kuvvetleriyle birlikte yeniden Hüsrev Paşa'nın üzerine yürümüş ve paşayı Adıyaman yakınlarında Kuruçayır'da yenilgiye uğratmış böylece intikamını almıştır. Hareket daha sonraki dönemlerde Osmanlı ile arası açık olan Sünni Dulkadirli beylerinin de katılımıyla güneydoğuya yayılmıştır. İleriki dönemler de tımarları elinden alınmış sipahilerin ve onlara bağlı askerlerin de katılımıyla Orta Anadolu'ya yayılmıştır. Kısa zamanda büyük bir ayaklanmaya dönüşmüştür. İsyanın vurucu gücü haline gelen tecrübeli sipahiler Kalender'e bağlılıklarını bildirmiş, isyanın yayılmasında önemli rol oynamışlardır.
Bastırılması
Bunun üzerine Vardari yakınlarında bulunan Padişah Kanuni Sultan Süleyman Han, Anadolu’nun isyanlar neticesinde karıştığı haberini alınca Anadolu Beylerbeyi Behram Paşa ile Karaman Beylerbeyi Mahmud Paşa’yı gönderdi. Behram Paşa’nın komutasında Saruhan, Karaman, Bursa, Alaiye, Halep beylerininde katılımıyla ordusuyla Kalender'in üzerine yürümüş önce Adana taraflarında yapılan savaşta Halep bey’i isyancılara yenilmiştir. Sonra Behram Paşa Tokat’a yürümüş bu seferde Tokat yakınlarında Cincife’ de Kalender'in kuvvetlerine yenilmiştir. Cincife ‘de yapılan savaşta Saruhan, Bursa ve Karaman beyleri ile çok sayıda devlet adamı ölmüştür ve Osmanlı kuvvetleri 10.000 e yakın kayıp vermiştir.
Cincife yenilgisi Kalender in gücünü iyice arttırmış, Bu sırada Kalender Çelebi bazı Dulkadir beylerini de yanına alarak Kayseri'ye hareket etmiştir. Behram Paşayı Sarız da beklemiş, Sarız da yapılan savaşta Osmanlı ordusu gene yenilmiş burada ise 9.000 dolayında kayıp verilmiştir. Bu hadiseden sonra Kalender’in şöhreti her tarafa yayıldı. Dulkadırlılaraın büyük bir çoğunluğu onun tarafına geçtiler. Çünkü Ferhad Paşa, Şehsuvaroğlu Ali Bey’i öldürüp, ocağını da söndürünce, Padişaha Dulkadiroğullarından tımarın kaldırılmasını ve bütün tımarların Hazine-i Hümayuna devrini arz etmişti. Bunun üzerine Dulkadırlılaraın tımarları ellerinden alınmıştı. Bundan dolayı Dulkadırlılar Kalender isyanı çıkınca hemen ona katıldılar. Kalender Çelebi’nin etrafına toplananlar her geçen gün arttı. Hatta sayıları bir ara 30.000 üzerine çktı. (1527)
İsyanın büyümesi ve büyük zararlara yol açması Kanuni’ yi harekete geçirmiştir. İsyanı bastırma görevi Kanuni en güvendiği devlet adamı olan Sadrazam Pargalı Damat İbrahim Paşa'yı Kalender Çelebinin niçin bu kadar güçlendiğini araştırması ve isyanı bastırması için görevlendirdi. Nihayet Sadrazam İbrahim Paşa bizzat Elbistan'a gelerek bu durumu yerinde inceledi. Pargalı İbrahim Paşa’nın yanında 10.000 askeri vardı. Bu yüzden isyancılara hücum etmeyip yanında bulunan tecrübeli kişilerle konuyu tartıştılar.
Bunlarda Dulkadırlıların tımarlarını verip onları kendi taraflarına çekmeyi uygun olacağını bildirdiler. Gerçektende Kalender Çelebi'nin etrafına toplananların büyük bir kısmının dirlikleri kesilmiş sipahiler ve haksızlığa uğrayan Türkmenler olduğu anlaşıldı Pargalı Damat İbrahim Paşa daha fazla Müslüman kanı dökülmemesi ve isyanı bastırmak için uygun ortamı hazırlamak için isyana destek veren Dulkadir aşiretleri ve sipahileri isyandan desteklerini çektirmeleri için görüşmeye çağırmıştır. Buna bağlı olarak topraklarından sürgün edilen Türkmen aşiretler yurtlarına geri dönecek, vergi borçları affolucak, kellesi vurulan Şehsuvaroğlu Ali Bey ve oğullarının özrü olarak bölgenin yönetiminin yeniden Dulkadirli beylerine verilecekti. Sipahilere ise tımarları ve dirlikleri geri verilecek, askere geri dönmelerine izin verilecek, önceki hataları affolucaktı. İbrahim Paşa nın bu hamlesi ve teklifleri çok işe yaradı. Sipahiler ve Türkmen aşiretleri teker teker desteklerini çekmeye başladılar.
Tokat, Amasya, Sivas bölgesi ile bağlantısı kesilen kuvvetler zayıfladılar. Maraş dışındaki bölgelerde asayiş sağlanınca Kalender in üstüne yüründü. İbrahim Paşa komutasındaki birlikler önce Elbistan’ a yürüdü. Bu sırada Kalender in yanında kendisine inananlar ve müritleri kalmıştı. Birde tüm tekliflere, rağmen Kalender in daima yanında duran ve isyandan desteğini çekmeyen Dulkadirli Bey Veli Dündar.
Kalender daha sonra kuvvetleriyle birlikte Nurhak dağlarına çekildi. Pargalı Damat İbrahim Paşa Kalenderin üzerine Bilal Mehmet ile Divane Pervane’yi Kalenderin kaldığı Nurhak’ın Başsaz denilen yaylasına gönderdi. (Baş-saz yaylağında) 22 Haziran 1527 tarihinde karşılaştılar. Yapılan çarpışmada yakalanan Kalender Çelebi idam edilmiş ve taraftarları da dağıtılmıştır. Şah unvanı bulunan Kalender Çelebi Maraş-Afşin-Elbistan-Göksun ve civar bölgesinin kanaat önderidir Burada yapılan savaşta asiler tümüyle(müritler, isyancılar ve diğerleri) imha edildi. Kalender Şah ve kendisini destekleyen Veli Dündar'ın başları kesilerek, kelleleri İstanbul’a Padişahın huzuruna getirilmiştir.
Not: (Başsaz yaylası’nın yeri ile ilgili değişik bir görüş daha var. Sarız İlçesi’nin Tarla ile Darıdere köylerinin arasında Binboğa dağı’nın batı cephesine düşmekte olduğunu söylemektedirler. Buna göre olarak Başsaz yaylası Sarız ilçesi’nin sınırları içinde olduğudur.)
HACI (HACE) BEKTAŞ VELİ VE YEDİ ULULAR (YEDİ ULU OZAN)
Yolumuz; ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur.
“Hace Bektaş Veli”
HACI(HACE) BEKTAŞ VELİ HAKKINDA KISA BİLGİ
Büyük düşünür, ozan, gönül adamı Hacı Bektaş Veli, 13. yüzyılda yaşamış Türk-İslam mutasavvıfıdır. Yaşamı hakkında rivayetlere dayalı bilgiler yoğunluktadır. Doğum ve ölüm bilgileri belirsizlik vardır. Kaynakların çoğunda 1209 yılında Horasan Nişabur kentinde doğduğu, babasının adının Seyit İbrahim Sani, annesinin adı Hatem Hatun olduğu, asıl adının da Mehmet olduğu belirtilmektedir. Bugün Nevşehir’e bağlı Hacıbektaş adı verilen ilçede vefat etmiş, burada bulunan türbesi günümüzde müze haline getirilmiştir. 1964 yılında Kültür Bakanlığı tarafında müzeye çevrilen türbe her yıl binlerce kişi tarafında ziyaret edilmektedir.
Çocukluğu ve gençliği Horasan’da geçen Hacı(Hace)Bektaş Veli, örnek ve dürüst bir kişiliğe sahiptir. İlköğretimini Türkistan’da Piri Hoca Ahmet Yesevi kültür ocağında, Lokman Perende ’den almıştır. Fen bilimleri, sosyal bilimler gibi temel dersleri öğrenen Veli, çok sayıda bilim insanının yetiştiği Horasan’daki bu nimetlerden faydalanmıştır.
Küçük yaşlarda kendini dolduran Hacı(Hace) Bektaş Veli’nin Anadolu’ya gelişi Anadolu Selçuklular dönemindeki siyasi karışıklıkların olduğu döneme gelir. Bu dönemde buraya gelip, belli başlı şehirleri dolaşarak bugünkü adını verdiği Hacıbektaş ilçesine yerleşerek burada faaliyetlerini sürdürür. Gittiği her yere fikirleriyle aydınlatmaya çalışan Hace Bektaş Veli kısa bir sürede Anadolu civarlarında tanınmaya başlar. Düşünceleriyle bir güneş gibi doğan Hacı (Hace) Bektaşı Veli, öğrenciler yetiştirerek düşüncelerini, felsefesini yaygınlaştıran bir alim(bilgin) dir
Kalander Şah Çelebi İsyanından sonra Anadolu
Kalender Çelebi İsyanı ya da Kalender Şah İsyanı, 1526-27'de Kalender Çelebi liderliğinde başlayan ayaklanmadır. Kalender Çelebi İsyanı 1527 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Anadolu'da çıkan dini içerikli büyük bir isyandır. İsyanın lideri, Bektaşî tarikâtının tekke şeyhliğini yapan Kalender Çelebi'dir.
Kalender Şah Çelebi İsyanı Anadolu da Alevilik-Bektaşilik üzerine kurulu çıkan son büyük isyandır. Bu isyandan sonra bir daha büyük bir ayaklanma çıkmayacak, çıkan bazı büyük Celali İsyanları(Kalenderoğlu, Karayazıcı isyanları gibi) da Alevi nitelikli olsa da temeli Dini amaçlara dayanmayacaktı. Kalender Şahın öldürülmesi üzerine Bektaşi tarikatının Anadolu da ki faaliyetlerine son verilmiş ve tarikattaki çok sayıda dedebaba öldürülmüştür.
Bu ayaklanmayla birlikte Hacı (Hace) Bektaş postu 35 yıl postnişinsiz kalmış,
Not* Postnişin nedir: Tarikatlarda, dergahta posta oturan, yani o dergahın başında bulunan şeyhe verilen isim. Postnişin olan kişi o tarikatta merkezi otorite hükmündedir. Onun destur verdiği, vekalet verdiği halifeleri vardır.
1551 yılında Dedebaba unvanıyla Sersem Ali Dedebaba Hacı Bektaş postuna oturmuştur. Bu tarihten sonra Dedebabalar Hacı(Hace) Bektaş postunun sahipleri olmuştur. Bektaşilik; bu olaylardan sonra BABAGAN ve DEDEGAN diye ikiye ayrılıp yıllarca karşılıklı olarak Postnişin için hak iddiasında bulunmuşlardır
Pir Sultan Abdal asıl adı Haydar'dır. Sivas ili, Yıldızeli ilçesi, Çırçır Nahiyesi Banaz Köyünde doğmuştur. Yaşamının büyük bölümü Sivas'ın Yıldızeli ilçesinin Çırçır bucağına bağlı Banaz köyünde geçti. İdam edilen Pir Sultan Abdal'ın ölümünün, 1547-1551 ya da 1587-1590 yılları arasındaki bir tarih olduğu sanılıyor. Bir Bektaşi ocağının piriydi. Sosyal ve inanç isyanının başını çekmiştir. Bu olay, Kanuni Sultan Süleyman ( 1520-1566) ve Şah Tahmasap (1524-1576) zamanında olmuştur. Şah Tahmasap, Şah İsmail'in oğluydu ve adı Pir Sultan'ın şiirlerinde geçmektedir.
Sivas’ta PİR SULTAN ABDAL çeşitli nedenlerden ötürü 72 müridiyle birlikte başkaldırmış, bu olayda Sivas valisi Hızır Paşa tarafından bastırılmış, halk ozanı Pir Sultan Abdal asılmıştır. Anadolu da Sünni-Alevi Türkmen ittifakı yaşanmıştır. Fakat bu ittifak erken bozulmuştur. Bu bölgede Şafii Kürt beyleri büyük güç kazanmıştır. Şeyhülislam Ebu Suud’un “Kızılbaş katli vaciptir” fetvası çıkmıştır. Bu fetva bu işin tuzu biberi olmuş olup, Anadolu insanının toplumsal barışının önünde engel gibi durmuştur.
. Ayrıca Pîr Sultan Abdal, şiirlerinde Allah, İslam Peygamberi Muhammed, Ali, On İki İmam ve Ehl-i Beyt sevgisini sıkça işlemiştir. Ayrıca sosyal konulara da yer vermiş ve bunları birer sosyal uyarı niteliğinde işlemiştir.
Çoğu şiirini nefes tarzında yazmıştır. Alevi bir şair olduğundan HAK-MUHAMMED-ALİ motifini kullanmıştır. Alevi geleneklerine bağlı bir dergâh ortamında yetişmiştir. Alevi ekolü tekke eğitiminin etkisiyle insanlar arasında bu yola çağıran bir şahıs olmuştur. Medrese öğrenimini Erdebil'de görmesine rağmen, diğer bazı halk şairlerinin tersine, Divan Edebiyatı'ndan hiç etkilenmemiştir.
Aleviler arasında Yedi Ulular olarak bilinen Yedi Ulu Ozan'dan birisidir. Genellikle Osmanlı bürokrasisine karşı tutumuyla bilinir. Deyişlerinde eski Türk kültürünü ve Alevi inancını yansıtır. Ölümünün ve deyişlerinin etkisiyle kolektif bir bilinç oluşmuş, onun adına birçok şiir, söz, anı oluşturulmuştur. Anadolu halk kültürünün yaşayan bir ögesi olarak görülmüştür.
YEDİ ULULAR (Yedi Ulu Ozan ) Alevi-Bektaşi inancı içerisinde sayısız yol önderleri çıkmıştır. Bu kamil ve bilge insanlar dönemi içerisinde topluma rehberlik yapıp, yollarına ışık olmuşlardır. Aynı zamanda Türk Halk kültürüne ve edebiyatına önemli katkılarda bulunmuşlardır. Çeşitli zaman dilimleri arasında yaşayan ve Alevilikte yedi ulu ozan olarak anılan Seyyid Nesimi, Şah Hatayi, Fuzuli, Yemini, Virani, Pir Sultan Abdal ve Kul Himmet büyük Türk Ozan ve Şairleridir. Alevi Bektaşi Cem ibadetlerinde bu ozanların deyişleri, nefesleri söylenir.
1-SEYYİD NESİMİ: Bağdat'ın Nesim Kasabasında yetişmiş Diyarbakır yöresine yerleşen Azerbaycan Türküdür. Oğuzların Bayat Boyuna mensuptur. Azerbaycan kaynaklarına göre Azerbaycan'ın Şamahı kentinde doğmuştur. 14. yüzyılın en büyük Türk şairlerinden biri olan Seyyid Nesimi Alevi Bektaşi Cem ayinlerinin bir öğesi olan ''Nesimi Darı'' ile kendisine olan sevgi, bağlılık ve özlem ifade edilmiştir. Şah Nesimi ve Can Nesimi diye de anılmaktadır.
2-ŞAH İSMAİL: Güney Azerbaycan Erdebil kentinde doğmuştur. Annesi Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın kızı ALEMŞAH BEGÜM SULTAN’ dır. ŞAH İSMAİL AZERBAYCAN TÜRKÜDÜR. Safevi Kızılbaş Türkmen Devletinin kurucusudur. Türkmen liderliği, devlet kuruculuğu yanında büyük bir Türk Şairidir. Alevi Bektaşi Cem ibadetlerinde nefes ve deyişleri en çok okunan ozandır.+’
3-FUZULİ: Asıl adı Mehmet’tir. Kerkük'te Bayat Türkmen Boyunun Karyağdı soyundandır. Yaşadığı yüzyılda Türk Edebiyatın en büyük şairi olan Fuzuli aynı zamanda dünyanın en büyük lirik şairidir. Eserleri yüzyılar boyu bütün Türk Ülkelerinde okunmuş pek çok şair kendisini taklit etmiştir.
4-YEMİNİ: Tuna Irmağı Bölgesinde yaşamış Türkmen Ozanıdır. Faziletname isimli Türkçe eserin sahibidir. Bu eser 7300 beyitten oluşmaktadır.
5-VİRANİ: Eğriboz adasında doğmuştur. Balkanlarda Demir Baba'dan babalık icazeti almış Türkmen Bektaşi ozanıdır: Şah İsmail ve Pir Sultan Abdal'dan sonra nefesleri cemlerde ve dost meclislerinde en çok okunan şairlerdendir.
6-PİR SULTAN ABDAL: Sivas Yıldızeli ilçesi Banaz köyündendir. Asıl adı Haydar'dır. Devşirilen Osmanlıya karşı, devlet kadrolarından uzaklaştırılan, horlanan, aşağılanan, ezilen, adaletsizliğe uğratılan Türk/Türkmen Halkının isyan ve direnişinin Türkçe sesidir.
7-KUL HİMMET: Tokat ili Almus ilçesi Varsıl yeni ismi Görümlü köyü Türkmen’dir. Oğuzların Bayat Boyuna mensuptur. İyi bir tekke eğitimi almıştır. Şah İsmail ve Pir Sultan'dan sonra üçüncü büyük ozandır.