Yazımıza başlık olan elbette ki içerisinde “Böyle m’olur küsüp gitmek/Seni seveni terk etmek/Haram oldu yemek içmek/İşim figan oldu gel gel,” sözlerinin de bulunduğu türkü değil.
Son bir yıldır tavan yapan ancak 28 mayıs tarihinden sonraki günlerde yağmur gibi yağan ve bize kaçacak yer bırakmayan zamlar dolayısı ile caddede, sokakta kimi görsek “haram oldu yemek içmek” diye bağıra bağıra dolaşıyor.
Biz zaten son birkaç yıldır yaptığımız yolculuklar sırasında konakladığımız otellerde yemek yediğimiz restaurantlarda yada öğle yemeklerini tükettiğimiz esnaf lokantalarındaki anormal rakamları sürekli kamuoyu ile paylaşıyorduk.
“Belki seçim çare olur yapılacak olan seçimde iş başına gelecek olan hükümet bir türlü durmak ilmeyen zamlara bir şekilde “dur” diyebilir” şeklinde var olan tüm iyi niyetli düşüncelerimiz tek tek bizden uzaklaşıyor.
Ev almaktan
Araba sahibi olmaktan
Bir şekilde yatırım yapmaktan
zaten yıllar önce vazgeçmiştik, ancak iş dönüp dolaşıp en temel ihtiyaçlarımıza , mutfak giderlerimize dayanınca bir anda “nerde duracak bu zamlar.?” sorusu daha fazla seslendirilmeye başlandı.
TÜİK’in enflasyonu nasıl sınıflandırdığını bilmemiz mümkün değil ancak daha dün bizimde yaşadığımız yerleşim merkezinde 5 liraya satılan ekmeğin 7,5 liraya çıkması ile zam oranı tam olarak yüzde 50 rakamına ulaştı.
Marketten yada Alışveriş merkezlerinden dün aldığımız bir gıda ürününü ertesi gün almanın artık mümkünü yok, giyecek ve diğer temel ihtiyaçlarının ise yanına yaklaşılır gibi değil.
Bundan yıllar önce pek çok vatandaşımız için adeta bir sığınılacak liman olan
-Doların yükselmesinden bize ne.?
-Benzinin artması araç sahiplerini ilgilendirir.
-İthalat çoğalsa ne olacak dışarıdan ürün alanlar düşünsün
şeklindeki ifadelerin ise bugün hiçbir hükmü kalmadı.
Şehirlerin içerisindeki otoparkların fiyatları yükseliyor, Evde yada işyerlerimizde kullandığımız elektrik-su gibi temel ihtiyaçların faturası her geçen ay daha yüksek rakamlara ulaşıyor.
Doğalgaz fiyatları ile ilgili şu aşamada en azından konutlar için fatura anlatmak istemiyoruz zira doğalgaz ile ilgili feryat figanları havalar soğuyunca duyacağız.
Söz konusu zamlar vatandaşı partili yada partisiz olarak ayırmıyor, Yağmur gibi yağan zamlar partili-partisiz, yaşlı-genç-erkek-kadın-çocuk-köylü –şehirli demeden perişan ediyor.
Yolda yürüyen vatandaşımıza “Ne yapıyorsun , ne var ne yok.” diye sorduğumuzda anında “Haram oldu yemek içmek” cevabını almamız hep bu anlattığımız sıkıntılardandır.
İşin daha fenası bu kötü gidişin duracağına kimsenin inancının kalmamış olmasıdır.