Özel öğ­ren­ci­le­rin gös­te­ri­si be­ğe­ni top­la­dı Özel öğ­ren­ci­le­rin gös­te­ri­si be­ğe­ni top­la­dı

Kahraman, açıklamasında KPSS skandalının tüm faturasının tek kişiye ödetilerek kapanmaması gerektiğini ifade ederek, “KPSS skandalı sadece bir günah keçisi seçerek, tüm fatura tek kişiye ödetilerek kapanacak bir hesap değildir! Organize işler bunlar, örgütlü bir çalışma.  Söz konusu olan gençlerin emeği, çabası ve gelecek umududur. Ülkemizin geleceğidir.” dedi.
Kahraman, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 
Daha da vahimi tüm kadrolardaki liyakatsiz atamaların nasıl yapıldığının en açık göstergesidir. 2010 ve 2015 yıllarında ve bir önceki LGS sınavında da yaşananlar da unutulmuş değil. Bugün en yüksek güvenlik tedbirleriyle gerçekleştirilmesi gereken toplumun büyük bölümünü etkileyen, merkezi sınavlarda yaşanan fiyaskolarla ne sınav sistemine güven kalmıştır, ne de sınavlara hazırlık için gereken motive..
Sınav sorularının çalınması ve farklı kesimlere ulaştırılması ülkemizde neredeyse gelenekselleşti. Daha önceki süreçte FETÖ üzerinden oluşturulan yapılanma görüldüğü gibi isim değiştirerek devam ediyor aslında! Kamudaki güvenceli istihdama gölge düşürülmüştür. Eğitimde fırsat eşitliği diye bir şey kalmamıştır! Ve liyakatsiz atamalarla idareci kadrolarına atananlar bir maşa olmaktan öteye gidememektedir.
Son yıllarda özellikle biz kamu emekçileri bu konudaki sorunlarla birebir muhatabız. Hiçbir şekilde kanun tanımayan uygulamalara imza atanların arkasındaki güç ne yazık ki devlet içine sızan bu kirli yapılardır. Daha önce 2010 KPSS sonrasındaki itirafçıların ifadelerine bir bakın isterseniz. Bazıları için işler nasıl da kolay yürüyor. Yüksek öğrenim kurumlarından başarıyla mezun olmuş olanların bile zorlandığı, hatta elendiği sınavlarda birileri kendilerine maşa yapabilecekleri kişilere soruları kendi elleriyle sızdırabiliyorlar. Düşünebiliyor musunuz? 
Siyasal iktidarı oluşturan bileşenlerin militan kadrolarıyla oluşan kamu çalışanıyla karşı karşıyayız. Emek verilmeden, hak edilmeyen kadrolara atananlar da emir kulu olmaktan öteye gidemiyor. Kamudaki işler talimatla yürüyor. Bugün başta eğitim, sağlık ve adalet sektörüne baktığımızda bunları çok net görebiliyoruz. Bir savcı/hakim düşünün 25 yaşında birilerinin aracılığıyla atanmış.. Kolaya alıştırılmış bir hukukçu.. Herhangi bir davayı sonuçlandırmak için çaba harcamak yerine üstten aldığı emirleri uygulamak daha kolay onun için. Bir de işin en kötüsü üst mertebelerdeki abilerinin gücünün de farkında ya; nasıl olsa onlar atamadı mı onu oraya, ne diyorlarsa yapacak tabi.. İşte resmi kurumlardaki kokuşmuşluğun en temel nedeni bu liyakatsiz atamalar. 
Son dönemde yapılan özellikle atama ve görevde yükselme sınavlarının tamamı incelenmelidir. KPSS 2022 sınavında açığa çıkan bu durum, yakın zamanda yapılan Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavında da Yediiklim yayınları ortaklığı yapan malum sendikanın kamu emekçilerine hesap vermesi gerekiyor. Alanda üye çalışmalarındaki kullandıkları “Seni falanca okula müdür yapalım, gel bize üye ol” argüvanları buradan geliyormuş. Bir araştırılsın bakalım kamudaki idari kadrolar, malum sendika üyeliği olmadan kimseyi alıyorlar mı o kadrolara?
Liyakatsız kadrolaşmayla da kurumlardaki bütün koltuklara piyonlar oturtuldu. Bundandır yıllardır süren adaletsizlik, mobbing ve hak, hukuk tanımayan uygulamalar. 
Şimdi de görevden alınan ÖSYM başkanının yerine İstanbul Eğitim-Bir-Sen 8no’lu şube kurucu başkanlığı yapmış Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy atandı. Hep beraber göreceğiz yakında ülkemize mi, yoksa bir kesim cemaatçilere mi hayırlı olacağını..

HABER: ELİF DİKBAŞ