Sivil Gelişim Platformu bileşenleri, yapılacak olan Akköy Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve Mobil Kırma Eleme Tesisiyle ilgili hazırlanan raporda yeterli bilgi olmadığını belirterek, 7 Ocak Cuma günü Akköy’de düzenlenecek olan halkın katılım toplantısında platform olarak katılacaklarını ifade etti.

Su ürünlerinin korunması için numuneler alındı Su ürünlerinin korunması için numuneler alındı


“İncelemede bulunduk”
Didim Cemevi bahçesinde gerçekleşen basın açıklamasında konuyla ilgili bilgi veren Şehir Plancısı Filiz Çelik Hekimoğlu, “Akköy sınırları içerisinde kurulacak olan Rüzgar Enerji Santralleri ile ilgili kırma eleme tesislerine ait Cuma günü düzenlenecek olan halkın katılımlı toplantısı için bir incelemede bulunduk. Elimizde çok fazla bilgi olmamakla birlikte temin ettiğimiz belgelerle birlikte aklımızda soru işaretleri oluştuğunu sizlerle paylaşmak isteriz. Teknik olarak açıklamalar olmadığı için süreç içerisinde bilgi edineceğiz. Ancak dosyada elde edilen bilgilerdeki çelişkili ifadeleri sizlerle paylaşmak istedik. Turizm kenti olan Didim’de gerek tarım alanında gerekse alandaki arkeolojik değerlerle meydana getirebilecek değişiklikleri paylaşacağız.” dedi.


“Çok ayrıntılı bilgi yok”
Konuyla ilgili çalışma yapan Harita Mühendisi Saime Özarslan ise; “Elimizde kısa dönemde incelemeye çalıştığımız ön başvuru dosyası var. Ne yazık ki dosyanın içinde de bizim alışık olduğumuz ÇED raporlarına benzemiyor. Çok ayrıntılı bilgi yok. Maddeler halinde yazılmış. İlk olarak kırma eleme tesisinden başlamışlar. Patlatmalı ve kırma eleme tesisi de eklenmiş. Bunu neden yaptıklarını henüz çözebilmiş değiliz. Mobil eleme tesislerinin kapasitesi bir yılda 3 bin ton olarak konulmuş. Günde 10 saat çalışma ve ayda 26 gün çalışılmasıyla toplamda yılda 300 bin ton malzeme üretebileceğini, o malzemeyi orada kullanabileceğini,  oradan maddiyat elde edebileceğini söylüyor. Gerçi bunu 3 yıl içerisinde yapacağını söylüyor ama araziyi 49 yıllığına kiralayacakları için içeride yürütecekleri faaliyeti de engel bir durum olduğunu düşünmüyorum.” dedi.


“Milli Park içerisinde”
Özarslan, yapılacak olan RES’in milli park sınırları içerisinde olduğunu belirterek, “Raporlarda ilginç birkaç kısım var. Milli Park içerisinde olduğu yazıyor. Bulunduğumuz yerde sit alanları vardır diyor ama kutsal yoldan hiç bahsetmiyor. O bölgede aynı zamanda kutsal yolumuzda var. Bunlar yazarken aynı zaman da burası yaban hayatı koruma kanuna göre ilgili bir alan değil, bunun dışındayız diyor. Sulak alanlarla ilgili maddeyi koyuyor. Karşımızda menderes deltası var. Çok uzak bit yer değil. Sonra diyor ki; bu bölge burayı kapsamıyor. İçerisinde tarım arazileri, orman ve mera olduğunu söylüyor. Ama bunlarla ilgili de hiçbir açıklama yapılmamış. Oradaki etkiler hiçbir şekilde etkilenmemiş. Elimizde çok basit taslak bir dosya var. Bu arazinin çevresinde tarım reformundan dağıtılan araziler var. Zeytincilik yapılıyor. Hatta 1662 parselde içinde açılmış zeytin alanları var. Yıllardır zeytin üretimi yapılıyor. Zeytinin koruma yasasına göre bunlar 3 kilometre yakınında patlatmalı, toz çıkartacak hiçbir şeyin yapılmaması gerekiyor. Patlatmalı mobil kırmalı eleme tesisi kurmaları bizim kafamızda çok büyük bir soru işareti. RES’lerin yerleşim ve üretim yapılan yerlere çok yakın yapılmaması gerekiyor.  Çölleşme yaratmayacak, kuşların göç alanına dikkat edilmesi gerekiyor. Yaban hayatını engel teşkil etmemesi gerekiyor gibi bir takım kaideler var. Burada bütün kuralları ihlal ettiklerini düşünüyoruz. “ dedi.
                                                                                                HABER: ELİF DİKBAŞ