Didim Derneği Yönetim Kurulu, Aydın Valiliği tarafından çiftliklere verilen ÇED olumlu kararının iptali istemli açılan davanın keşiflerinin yapıldığını belirterek, “Bu bölgelerden 4 nolu bölgenin davası devam ederken, 1 ve 3 nolu üretim alanlarındaki dava süreci, tüm teknik ve bilimsel itirazlarımıza rağmen Danıştay aşamasını tamamlamıştır. Valiliğin verdiği ÇED olumlu kararı yürürlüktedir. Ancak ne milli parkımızdan ne de Didim’in doğasından vazgeçmeyeceğiz itirazlarımızın haklılığına inanıyoruz.” dedi. Didim Derneği, balık çiftliklerinin kapasite artışındaki verdiği mücadeleyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıdıklarını da duyurdu. 

Su ürünlerinin korunması için numuneler alındı Su ürünlerinin korunması için numuneler alındı

Didim Derneği Yönetim Kurulu tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: 
Sahip olduğu flora ve fauna çeşitliliği açısından 1966 yılında milli park statüsüne kavuşturulan ve kadimden  günümüze değin gelen olağanüstü değerlerinin korunması için çaba sarf edilen Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, ne yazık ki  açıklarında kurulan balık üretim çiftliklerinin faaliyetlerin etkileri ile karşı karşıyadır.  Milli Park açıklarında 4 adet Su Ürünleri Yetiştiriciliğe Alanı planlanmıştır ki bunlarda 1, 3 ve 4 nolu üretim sahalarında faaliyete geçecek projelere ait “ÇED Uygundur” kararı yürürlüğe girmiştir.  
4 nolu Üretim Sahası içerisinde planlanan projenin “ÇED Uygundur” kararının iptali istemli davamızın süreci devam ederken; 1 ve 3 nolu Üretim Sahalarında uygulanmak istenen projelere ait “ÇED Olumlu” kararın iptal istemi, İdare Mahkemesi ret edilmiştir. Kararın temyiz istemimiz, Danıştay Altıncı Daire tarafından kararın dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun bulunmuş ve bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmamıştır. Karar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğu duyurularak kesinlik kazanmıştır. 
Tüm bu süreçlere rağmen inanıyoruz ki  yarımada, nesli tükenmek üzere olan Anadolu parsına,  dünyanın en nadir 10 adet deniz memelisinden biri kabul edilen ve milli parkın sembolü olan Akdeniz fokuna, diğer faunalara, yaban domuzu, karakulak, vaşak, çakal, sırtlan gibi hayvanlara, dünyada sadece mili parkta bulunan altı adet endemik bitkilere, ülkemizde ise sadece milli parkta yeşeren 18 adet endemik bitki türüne ev sahipliliği yaparken yıllık kapasiteleri neredeyse 100.000 tona ulaşması düşünülen balık üretim çiftliklerinin faaliyetleri sonucu etkilenecektir. 
1 nolu üretim bölgesinde mevcut üretim alanı %60 artırılarak 250.257m2’ye ve mevcut  yıllık 6.000 ton olan üretim ise %100 artırılarak 12.000 tona ulaştırılırken; 3 nolu  üretim alanında 810.000m2lik  alanda yılda 30.000 ton üretim yapılması hedeflenirken Milli Parkın üretim alanından etkilenmemesi düşünülemez. Bu iki alanın toplam büyüklüğü, Didim kent merkezi ve Altınkum bölgesi arasında kalan şehirsel alan büyüklüğüne denk gelmektedir. Devasal boyutta olan bu iki üretim alanlarına henüz faaliyetlere başlamamış olan 2 ve 4 nolu üretim sahalarının varlığı da eklendiğinde, mili park açıklarında gerçekleşecek üretim faaliyetlerinin deniz ekosistemine ve milli parka etkilerinin olacağı açıktır. Bu etkilerinin  kümülatif olarak bir teknik ve bilimsel etki incelemeden geçmesi gerektiğine inanmaktayız. Çünkü  Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün 06/08/2007 tarihinde Aydın Valiliği’ne hitaplı kurum yazısında belirttiği “DilekYarımadası- Büyük Menderes Deltasının planlı ve dengeli kullanımın sağlanması amacıyla balık üretim tesislerinin DilekYarımadası- Büyük Menderes- Karina Dalyanı bölgesi açıklarında izin verilmemesi, varsa verilmiş olan izinlerin iptal edilmesi, ileride telafisi mümkün olmayacak olumsuzlukların önlenmesi açısından büyük önem arz ettiği yönündedir” görüşünde de ifade edildiği gibi bu üretim alanlarının ileride telafisi mümkün olmayacak olumsuzluklar yaşatması olasıdır.  

Didim Derneği olarak, balık üretim çiftliklerinin yer seçim kriterlerinin hatalı ve mevzuatlara aykırı olduğuna dair inancımız sürmektedir. 
Bu sebeple Anayasa'nın 56. Maddesinde ifade edildiği üzere : “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” Hükmü çerçevesinde idari yargı kararının iptali istemli Anayasa Mahkemesi’ne başvurumuzu yaptığımızı kamuoyunun bilgisine sunmak isteriz. 
Her zaman ifade ettiğimiz gibi tarihsel geçmişi antik çağlara kadar uzanan Didim’de bizler, bu dönemin misafirleriyiz.  Didim’in kadimden beri gelen doğasına ve değerlerine zarar vermeyen, üstün kamu yararının ön plana çıkaran, kenti ve doğasını boğmayan plan ve projelerin kentimize gelmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu inançla doğanın ısrarlı sesi olmaya çalışacağımızı belirtmek isteriz. 
                            
HABER: ELİF DİKBAŞ