14 Mayıs Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimine sayılı günler kaldı, Seçime katılmaya hak kazanan 36 partinin tamamı seçim akşamı sandıktan çıkmak, TBMM’ye daha çok milletvekili göndermek adına olağanüstü bir mücadele ediyor.

Siyasi partileri var edecek yada yok edecek olgu bilindiği gibi seçmendir, 5 yılda bir görüşüne başvurulan seçmen geçen süre içerisinde kendisine takın gördüğü siyasi kurumu iktidara taşırken çalışmalarından memnun kalmadığı partileri de saha dışına gönderiyor.

Son birkaç gündür yazmaya dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz, Kendi fikrine beş yılda bir başvurulduğunu düşünen seçmen seçime bir gün kala değil aylar öncesinden konsantre olduğundan kendisine gelen siyasi parti temsilcilerinin ne dediğinden çok kendisinin ne dediğine bakıyor.

Normal şartlarda bir derneğe yada bir STK’ya kendisini anlatmak partisinin görüşlerini seçmene aktarmak adına seçmenden gelecek sorulara cevap vermeye hazırlanıyor ona göre pozisyon alıyor.

Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi seçmen var olan ve kendisine yakın gördüğü iletişim kanallarından nerede ise her gün duyduğu fikirlerden en azından bir kısmını kendi hafızasında tutmaya başardığında karşısına çıkan siyasetçinin canına okumaya başlıyor.

Vatandaş siyasetçiyi yakaladığında “Ben böyle düşünüyorum” diye başlayan ve bıraksanız sabahlara kadar devam eden tartışmayı uzatmakta hiçbir beis görmüyor, çoğu zaman muhatabının ne dediği ile de ilgilenmeyen seçmen açıyor ağzını yumuyor gözünü.

Böyle bir yapı içerisinde siyasi parti temsilcilerinin işi gerçekten zor, Normal şartlarda işini iyi yapan ve yaptığı işte uzmanlaşan aday adayları yarım yamalak bilgiler ile kendisine ders vermeye çalışan kişi yada kişiler ile uğraşıp duruyor.

Burada “Madem bu tür insanlarla karşı karşıya kalmak istemiyorsun o halde neden siyaset yapıyorsun.?” sorusu gündeme gelebilir, Bu düşünceye de saygı göstermekten başka çare olmasa da seçmenden bir miktar tevazu beklemekte gerekebilir.

Ne yaparsak yapalım iş yine dönüp dolaşıyor eğitime ve kültüre dayanıyor, Sahada siyasetçi seçmenden kendi fikirlerine katılmasa bile seçmenden en azından biraz saygı bekliyor ancak geldiğimiz noktada olmasını istediğimiz saygının yerinde maalesef yellerin estiğini üzülerek görüyoruz.

“Ben böyle düşünüyorum” ile başlayan ve bir türlü ipe sapa gelmez varsayımlar ile devam eden sürece dayanabilmek adına son derece sağlam bir sinir sisteminin gerektiği artık aşikar, ancak nereye kadar yada nasıl sabırlı olacak..bu sorunun cevabı şimdilik yok.

Temennimiz gelecek dönemlerde “Ben böyle düşünüyorum” diye söze başlayan ve içi boş söylemlerde bulunanların azalması.