Her günü bayram olanın ayrıca bayrama gereksinimi olmaz fakat her günü bayram olan bu yaşamın sürdürülmesine gerek duyar(!)
Bayram, buyurganların veya baskın inancın belirlediği değil; özgür bireyin algılayarak katıldığıdır. Dostluktur, kardeşliktir, paylaşımdır, yardımdır, yaşama ve varlıklara saygıdır!..
Bu yürek yaşamlar için coşar,
Gönlüm harlı ateşlere düş olur.
Deli-dolu geçer zaman,
Sürgün direnir, tomurcukla, gül olur!
Bayram, dayanışmadır; adilce paylaşmadır. Paylaşıldıkça çoğalan mutluluğun, toplumun kılcallarına dek yayılması halidir! Hoş görünün ve sevecenliğin, soluksuz kuşatışıdır gök kuşağı formunda...Ancak bütün bunların olabilmesi için; tüm varlıkların var olma güvencesi temel alınmalıdır!.. Hava, su veya toprak olmayabiliriz ama, onların dönüşmüş hali olmadığımızı da söyleyemeyiz. Hal böyle olunca, varlığımız var olanlarla birlikte anlam kazanır. Bayram ise; tüm var olanların var olma güvencesi ile yaşama geçirilebilir ki; bu var olma bilinciyle ilişkilidir. Her şeye karşın, mutluluk var olma bilincine sahip olanların hakkıdır!..
Bahar, şafakla yüreğini çekerken göndere...
Güneş tomurcukta, yağmur gülümsemektedir.
Rüzgârın kanatlarında hasretin selamı,
Sevdalı yollar yürekten, yüreğe gitmektedir!
Bayramlar beklide gerçekte eşit olmayan ve normal koşullarda hiç eşit olmayacak olanların eşitmiş gibi gösterildiği özel günlerdir. Bayramlık ağız, bayramlık yüz, bayramlık giysi…bunların hepsi de bir süreksizliği işaret eder. Yani, yardım, hoşgörü ve sabır o güne özgüdür. Bu özgülük aynı zamanda bir emniyet supabı görevi görür. Ballı kaymaklı yaşamın sürekliliğini sağlamak için küçük ödünleri göze almak gibi…
Umut düş emzirirken, gelecek özlemindeydi;
Ve gül döktü yüreğinin ateşini ten yangınlarına.
Kor olmuştu sevdası ki, sular kar etmedi ona.
Kül oldu yürek yangınlarına dökülen sularla!
Bayramlar sürekliliğin güvencesi olarak var olmaya ve değişimlere direnmeğe devam ederken en büyük desteği toplumun mağdurlarından alır. Başka bir biçimde ifade edersek; maddi varlıkları olmayanların sahip oldukları şey manevi varlıklardır. Gerçek yaşamda ödünler maddi varlıklardan verilir. Manevi varlıklara sahip olanların ondan ödün vermek gibi bir hak ve yetkileri yoktur. Bunun için maddi varlıklardaki ödün esnekliği daha yüksektir. Manevi varlıklarda ise ya hiç yok, ya da çok düşüktür.
Bahar yapraklarına sarınır yeşilin mutluluğu.
Çiçek renginde giysiler biçilir sevdaya.
Gece yangınlarında harlanır düşleri umudun;
Sönen dalgalarla su uyur kendi kollarında!
Bayram teorik olarak bir güzellikler bileşkesidir. Paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma belirleyici niteliklerdir. En sevecen duygular, en hoş görülü yaklaşımlar, iyilikleri ve güzellikleri anımsamalar, en güzel giysiler, en güzel ve leziz yiyecekler ve bir yığın "enler" toplamı.
Bu enlere dahil edilecek bir "en" daha var, o da en geniş katılım. Bu geniş katılım, ön kabuller eşliğinde oluşmaktadır.
Mevsimsiz açan kız çiçeğidir bu...
Örselenir umudu vakitsizliğinden.
Ve siner kokusu kılcallarına yaşamın,
Cemremiz uyanmıştır kış uykusundan!
Bayram, paylaşarak çoğalmaktır…
Bayram sevincin, mutluluğun, birlikteliğin, dayanışmanın, anmanın, anımsamaların ve geleceğe birliktelik biriktirmenin yani güvenin en yoğun yaşandığı bir süreçtir.
Renklerin baharlı zamanıdır çiçeğe bürünen,
Telli duvaklı gelin donunda yürür gelincikler.
Bulutlara yüz sürer sevdalı yağmur tohumu,
Gül kokulu kadınlarla düşlerde gezinme zamanıdır!
Paylaşarak çoğalmak için, paylaşılacak bir şeylerin olması gerek. Bunlar maddi ve manevi değerlerdir. Bu değerlerle olan ilişkiler, insani bağları güçlendirir. Varsılların maddi değerleri, yoksulların manevi değerleri var. Maddi değerlerin korunması, manevi değerler eliyle ve desteği ile güvenceye alınır(!)
Millet olmanın gereği, ortak duygu ve düşüncelere sahip olmaktır. Millet olmak inançtan çok ve kökeni öncelemeyen ortak amaç doğrultusunda ve birlikte yaşama iradesi gösterebilmektir. Bu olgu, güven ve paylaşım temellidir…
Okurlarımın bayramını kutlar, saygı ve selamlarımı sunarım…