Yılın belli günlerinde önemli bir konu ele alınır, konuşulur, tartışılır. Sonra bir yıl boyunca unutulur veya ihmâl edilir.
Bazı konuları güncel olarak önemini hatırlatmak biz gazetecilerin görevidir. Basın ve medyada özgürlük her an güncel tutulması gerekir.
Basın ve medya özgür olmazsa, o ülkede demokrasiden bahsedilemez. Fikir özgürlüğü olmazsa en iyi düşünce bulunup, uygulanamaz. Gazeteci kamuoyunu aydınlatır, bilgi verir.
Gazeteci görevini yaparken çoğu kez zor şartlarda yapar. Savaş ve kriz yer ve ortamlarda canlarını kaybederler.
Bosna ve Kosova savaşlarında ölen gazeteci ve medya mensupların sayısı bilinmiyor. Irak savaşında 56 gazeteci öldürüldü. Sınırsız Muhabir Organizesi’nin 2006 yılında verdiği sayı 85, 2010 yılında 37 gazeteci ve medya mensubu görevini yaparken öldürüldü. Ukrayna ve Filistin savaşlarında ölenlerin sayısını savaş sona ererse öğrenebiliriz.
Türkiye’de 10 Ocak tarihinde Çalışan Gazeteciler Günü kutlandı. Bu makalemde konuyu tekrar güncel olarak işlememin iki nedeni var.
Cumhuriyet Gazetesi 100. Yaş gününü kutladı, Türkiye’de anayasa tartışmaları yapılıyor. Federal Almanya anayasasından örnek vermek, karşılaştırmayı mümkün kılar.
Cumhuriyet Gazetesi Atatürk’ün önerisiyle kurulmuş ve adının babası olmuştur. Arapça alfabe ile başladı Harf Devrimi ile Latin alfabeye geçiş yapmıştır. Cumhuriyet Devrimlerinin öncüsü olmuştur.
Tam olarak ne zaman Cumhuriyet Gazetesi okumaya başladığımı hatırlamıyorum. O halde hayli olmuş.
Tatillerde kolay bulamadığımı hatırlıyorum, önceden ayrılmazsa alamıyordum, satıcı bayilere az sayıda geliyor. Sakıncalı gazetedir, herkes okumaz, çünkü huzur bozar. Böyle gelmiş, ama böyle gitmez, der.
İnternette okuma mümkün olunca çok sevindim. Yurtdışında yaşayan insanlar Türkçe anadilini unutmamak için okumak zorundadır. Hele benim gibi makale yazanlar okumazsa, dilde gelişmeyi takip edemez. Bu nedenle Cumhuriyet Gazetesi benim için dil öğretmeni sayılır.
Yayına başladığı 7 Mayıs 1924, Çarşamba gününden itibaren aralıksız Atatürk’ün izini takip etmiştir.
Gazetenin sorumluluğunu, görevi ilk olarak üstlenen için Atatürk şöyle diyor:
“Yunus Nadi Bey mükemmel bir gazetecidir. Kalemine o kadar hakimdir ki gezerken, yerken, içerken, konuşurken, hülâsa hayatının her anında yazar. Hem de çok güzel yazar.”
Cumhuriyet demokrasiyi savunur. Demokrasiyi yıkmaya çalışanların karşısında olur, kuvvetle korumaya çalışır, ilkelerinden sapmaz. Ülkede halkın halk tarafından halk için idaresi idealidir.
Daha sonra Nadir Nadi, İlhan Selçuk, Ali Sirmen ve Alev Coşkun ile devam ediyor. Hiçbir zaman ve dönemde bir parti veya hükümet gazetesi olmamıştır. Haberler tarafsız verilir. Atatürk aydınlanma ilkeleri yolunda Türkiye Cumhuriyeti sosyal ve siyasal tarihine tanıklık etmiştir.
Ölüm ve hapis cezalarıyla yazarları çok bedel ödedi. Mustafa Balbay Silivri ceza evindeyken gönderdiğim mektuplar eline geçti mi, bilmiyorum.
Bir insan yüz yaşına gelirde yaşlanır, ama bir gazete yüz yaşına ulaşmışsa yeni katılanlarla gençleşerek yoluna devam eder. İnternet sayesinde yurtdışından kolayca haber almak mümkün. Almanya’da yaşamış, öğretmenlerin öğretmeni Adnan Binyazar Cumhuriyet Gazetesine yeni bir renk kazandırmıştır.
Bütün gazetelerde köşe yazarları çoğunlukla erkek yazarlar, ama Cumhuriyet Gazetesi’nde diğer gazetelere göre kadın yazarların sayısı daha fazla.
Tüm gazete çalışanlarına teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
Türkiye’de anayasa tartışmaları yapılıyor. Bu nedenle Alman anayasasından örnek vermek, karşılaştırma imkânı verir.
Madde 5, Düşünce ve basın özgürlüğü:
1) Herkesin, düşüncesini söz, yazı ve resimle serbestçe açıklayıp yayma ve herkese açık olan kaynaklardan, hiçbir engele uğramadan, bilgi edinme hakkı vardır. Basın özgürlüğü ile radyo ve film aracılığıyla haber verme özgürlüğü güvence altına alınır. Sansür uygulanamaz.
2) Bu haklar, genel yasaların hükümleri, gençliğin korunması hakkındaki yasa hükümleri ve kişisel şeref hakları ile sınırlıdır.
Dünya anayasalarına örnek olacak ifade herkes, yani yalnız Alman vatandaşı olan değil, ülkede yaşayan tüm insanlar için geçerlidir.
Anayasa ile sınırlanan özgürlük dış etkendir. İç etken yani gazete sahipleri ve baş yazarları iç özgürlüğü sağlar.
Ukrayna ve Filistin savaşları iç özgürlüğü zora sokuyor. İsrail ve Ukrayna tarafı tutan Almanya basın ve medyası haberleri yanlı veriyor. Terör olayında ölenlerin sayısı 110 defalarca söylenip, yazılıyor. Ama 36 bin Filistinlinin ölü sayısı verilmiyor. İsrail hükümetini eleştirme, hemen Yahudi düşmanı olmakla eş anlamda tutuluyor. Bu durumda sansür devlet tarafından uygulanmıyor, ama sosyal çevrede basın ve medya iç özgürlüğünde kısıtlanmış oluyor.
Bugün Almanya Dünya politikasında yalnızlaşıyor. Bu durum tüm insanlığa örnek olmalı. Tarihin bir ülkeye verdiği kara lekeyi silmek kolay olmuyor. Hitler rejiminin işlediği ırkçılık suçu bugün politikacıları karar verirken zor durumda bırakıyor.
Federal Almanya’da politikacı olmak artık kolay görünmüyor. Avrupa Parlamento seçimleri 9 Haziran 2024 tarihinde yapılacak. Milletvekili adayları seçim levhaları asarken şiddet görüyorlar. Dört milletvekili adayı hafta sonunda şiddete maruz kaldı. Berlin eski Belediye Başkanı şimdiki Ekonomi Senatörü Franziska Giffey en son şiddet gören oldu.
Milletin vekillerinin can güvenliği olmazsa, diğer sade vatandaşların can güvenliği hiç olmaz. Güvenlikten sorumlu olanlar, kanunlar uygulansın, cezalar çabuk verilsin, diyorlar.
Biz düşünce öncüleri, eğitim ve öğretim önderleri nedenlerini sorgulamak zorundayız. Bir genç, babasının zulmünden kurtulsa bile babasına şiddet uygulamaz, başkalarını döver. Kendi yaşadığı hıncı, kini ve öfkeyi topluma yansıtır.
Siyaset nerede yanlış yaptığını sorgulamalı. Dünya’da silahlanma yarışı, insanlığı savaşa götürüyor. Avrupa Parlamentosu vatandaşlarının savaş korkusunu ciddiye almalıdır.
Emekli göçmen kuşları, ilk nesil Türkiye’ye yaz tatiline gitmeden önce, Alman vatandaşı olanlar Avrupa Parlamento seçimini mutlaka mektupla yerine getirmeli. Bu hususta çocuk, torunları ve dernekler yardım etmeli. 16 yaşındaki gençler de oy kullanacak, 9 Haziran 2024 tarihinde yapılarak seçim hakkı mektupla da kullanılıyor. Kullanılacak her oy ırkçı partilere, Türkiye ve Türk düşmanlarına karşı gelmek anlamına gelir.
Hoşça kalın!
Kaynaklar:
Cumhuriyet Gazetesinde 100 yıl ile ilgili makaleler. Alıntı Yunus Nadi, 08.05.2024, Arif Kızılyalın, 100 yıldan sonraki gün,
Wikipedia: Pressefreiheit,
Anayasa alıntı: Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasası, Concept Verlag, Berlin 1999, s.9, çeviri: Alişan Genç