Aksi durumda yenilenebilir enerji kurulu gücünde sürdürülebilir artış sağlayamaz, ‘2053 Net Sıfır’ ulusal hedeflerimize ulaşmakta zorlanırız”
(Fotoğraflı)
İZMİR (İHA) - Türkiye’de Haziran ayı sonu itibarıyla 104 bin 800 Megavat (MW) seviyesine yükselen elektrik enerjisi kurulu gücü içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 55 oranla 59 bin 967 MW olurken, bu başarıda Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM) çok önemli payı bulunuyor.
İlk uygulaması 2010-2020 yılları arasında olan YEKDEM giren yenilenebilir enerji santrallerden on yıllık teşvik sürelerini tamamlayanlar sistemden çıkarken; sistemden çıkan proje stokları kadar yeni projenin YEKDEM sistemine dâhil olması, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kurulu gücünün artışı için büyük önem taşıyor.
“Jeotermalde teşvikten çıkan kurulu güç oranı yüzde 11,5”
Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, 2013 yılında YEKDEM sistemi dahilinde devreye alınan ve 2023 yılında teşvik süresi tamamlanan kurulu güç büyüklüğünün 2,460 MW olduğunu belirterek, bunun 194 MW’ının jeotermal santrallerden oluştuğunu belirtti. YEKDEM çerçevesinde çıkacak jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi kurulu gücünün, toplam jeotermal kurulu gücü içindeki payının yüzde 11,5 olduğuna dikkat çeken Kındap, “İlk YEKDEM döneminde devreye giren yenilenebilir enerji santrallerinin sayısı 10 yıllık teşvik dönemlerini tamamlıyor. Bu santrallerin yerine yeni projelerin devreye alınmaları büyük önem taşıyor. 2023 yılı sonunda teşvik sisteminden çıkacak toplam yenilenebilir enerji kurulu gücümüz 10,181 MW olacak. Enerjide sürdürülebilir başarı istiyorsak, teşvik sürelerini tamamlayarak sistemden çıkan santrallerin yerine daha fazlasını kurarak devreye almamız gerekiyor. 1 Mayıs 2023 tarihinde yenilenen ve bizlerin ‘3. YEKDEM’ dönemi olarak tanımladığı bugünkü teşvik sisteminin, sürdürülebilir başarı yakalaması için bu şart” dedi.
“2053 net sıfır hedeflerimiz için zorlanırız”
JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, jeotermal enerji santrallerinin gerek birim megavat başına yatırım maliyeti, gerek yatırımın gerçekleşme süresi, gerekse arama ve sondajda karşılaşılan risklerin finansal karşılığının yetersiz olması nedeniyle diğer yenilenebilir kaynaklardan ayrışan pek çok yönünün bulunduğunu hatırlattı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı neznindeki girişimleri sonucunda, 1 Mayıs 2023’te yeilenen YEKDEM’de bu özel durumun gözetildiğini sözlerine ekleyen Kındap, “Bize özgü olan bu durum, jeotermale özel farklı bir düzenleme yapılmasını gerektiriyordu. 1 Mayıs 2023 tarihindeki YEKDEM yenlinmesinde, jeotermal enerjiye dayalı devlet desteği kWh başına 9,5 ilâ 11,5 dolar/cent arasında belirlendi ve uygulama süresi 10 yıldan 15 yıla çıkarıldı. Bu dönemde yatırımların ivme kazanmasını bekliyoruz. Ancak döviz kurlarındaki aşırı hareketlilik, ticari kredi faizlerindeki öngörülemez artışlar, bankaların yenilenebilir enerji projelerini kredilendirmede hevessiz ve son derece temkinli davranmaları sonucunu doğuruyor. Oysa ülkemizin cari açığını azaltmada ve dövizimizin yurt içinde kalmasını sağlamakta en önemli unsur, enerjide ithal kaynaklara bağımlılığımızı azaltmakta yatıyor. En az YEKDEM’den çıkan kadar proje büyüklüğünü, sisteme dâhil etmezsek, yenilenebilir enerjide sürdürülebilir başarı yakalayamaz, ‘2053 Net Sıfır’ ulusal hedeflerimize ulaşmakta çok zorlanırız” ifadelerini kullandı.
Kutu teşvik süresi biten santrallerin enerji kaynaklarına göre dağılımı
2023 yılında YEKDEM sisteminden çıkacak 2,460 MW seviyesindeki yenilenebilir enerji kurulu gücünün 1292 MW’ı hidroelektrik, 955 MW’ı rüzgâr, 194 MW’ı jeotermal ve 18 MW’ı biyokütle enerjisi santrallerinden oluşuyor.(İHA)