Fatih Demir
İlkçağın en büyük filozoflarından Sokrates “Hiç kimse bile bile kötülük yapmaz” der. Yani kötülüklerin kaynağını cahillik ve bilgisizlik olarak görür. Bilgelik kişiyi erdemli yapar. Bilge kişi erdemli kişidir, yani iradesini de iyi olana yöneltir. Etik- ahlak için iyi dediklerimiz ise ahlakça değerli olanlardır. Meselâ hak, hukuk gözetmek, adil olabilmek, yardımsever olmak, doğayı, çevreyi korumak, hayvan ve insan haklarından yana olabilmek vb. gibi daha birçok şey iyi ise tabi tam tersi de kötüdür. İyi ve kötü birbirini anlamlandıran zıt kavramlar değil midir zaten. İyi olmasa; kime neye göre kötü anlamlandırılacak ya da; kötü olmasa hangi ölçüye göre iyi anlamlandırılabilir ki?
Bilgelik dediğimiz de bir başak gibidir; olgunlaştıkça dolgunlaşan içi doldukça ağırlaşan bir başak gibi…Boyun eğmek , bu boyun eğiş biat anlamında değildir elbette. Mütevazileşebilmek bilgeliğin keşfi onun verdiği onurlu bir duruştur belki de. Kim bilir belki de bildikleri yanında bilemediklerinin çokluğunun keşfi, bilemediklerinin mahcubiyetidir belki de… Yani insan bilgeleşirken, bilemediklerinin çokluğunu da keşfeder bu serüvende…
***
18. yüzyıla damgasını vurmuş aydınlanma döneminin belki de en büyük filozofu İ.Kant ise “Öyle davran ki davranışların başkaları için de ölçüt olsun” der. Yani insan insan olması sebebi ile iyi olanı ödev, görev kabul etmeli eylemlerini çıkar menfaat için değil iyi seçtiği için, içinden geldiği için saf temiz niyetle eylemlerine yönelebilmelidir. Çünkü sen insansın insan olmanın gereklerini taşımak gibi bir sorumluluğun var. Akıl sahibi belki de en önemlisi vicdan sahibi olabilmendir. Nedir vicdan peki? Vicdan kişinin kendi içindeki muhakeme gücüdür değerlendirme yetisidir. Yani burada yargıçta hâkimde savcı da sensin içindeki ses kalbindeki sızı bazen, hani birazda uykusuz bırakan seni huzursuz eden. Hadi eylemlerimizi değerlendirelim kırıp döktüklerimizi, üzüp hor gördüklerimizi, yaptığımız yanlış ya da doğru bildiklerimizi, yüksek insanlık değerlerine ne kadar sahip olduğumuzu ölçüp tartalım bir mahkeme kuralım kalbimize ve adaleti içimizde sağlayalım bakalım başarabilecek miyiz sizce? Tabi insan olduğumuz için değerli bir varlık olduğumuzu unutmadan. Hepimiz böyle düşünsek ne olurdu acaba, eylemlerimizde bu ölçüleri gözetsek neler olmazdı ki? Daha güzel bir dünya hukukun bile işlevini sorguladığı temiz bir toplum olur muydu acaba?
BİLGİ ,ERDEM ,VİCDAN ve İYİLİK Hepimize biraz lazım değil mi ?