Didim Emek ve Demokrasi Platformu, Gezi Parkı davasında mahkemenin verdiği kararı basın açıklaması yaparak protesto etti.

2013 yılında İstanbul’da başlayan Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararının bozulmasının ardından Çağlayan Adliyesi’nde görülen Gezi Parkı davası sonuçlandı. Mahkeme, Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, 16 kişiye ise 18’er yıl hapis cezası verdi.

“Hem saray hem AKP’liler asla geziyi unutmadılar”

Didim Emek ve Demokrasi Platformu ise verilen cezalara ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Kent Meydanı’nda gerçekleşen basın açıklamasını Platform adına Haydar Pınarbaşı yaptı. Pınarbaşı, açıklamada Gezi direnişi, tarihe geçen AKP faşizminin sıvasını çatlatan, bütün duvarlarını döken bir halk hareketidir. Gezi insanların yatak odalarına kadar varıncaya kadar söylemlerin artması, insanların yaşam biçimlerine müdahalenin adına yönelik olarak gösterilen tepkiydi. Gezide ağaçlara sahip çıkmak sadece ağaç gölgelerinde sahip çıkmak değildi tabii ki. Toplumun, halkın kendi yaşamına, doğasına, kamu mallarına, halkına sahip çıkan bir isyanın adıdır ve AKP faşizminin çok ciddi anlamda etkilendiği bir halk hareketidir. İşte bu nedenledir ki hem saray hem AKP’liler asla geziyi unutmadılar ve buradaki bulunanlarda asla unutturmayacaklar.

“Emri ben verdim diyenleri unutmadık”

Ali İsmail’e öldürücü tekmeyi atan esnafa alperen esnaf diyenleri unutmadık. Berkin’e gaz fişeği sıkan polisleri sahiplenen emri ben verdim diyenleri unutmadık. O günden sonra beraber yol yürüdükleri, sonrasında adlarını kendileri taktıkları FETÖ diye bir terör örgütünün yıllarca beraber yürüyüp yollarını ayırdıkları kesime sanki onlarla beraber yürümemiş gibi bugün aynı taktikleri kullanarak halkın barış taleplerini demokrasi talep ederler de hukuk talep edenlerine yeniden gözaltılar yeniden tutuklamalar yeniden cezaevlerine sokarak kendi iktidarlarını sağlamlaştırma istiyorlar. Kendi getirdikleri diktatörlüğü sürdürmeyi istiyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz çünkü bizim için her zaman için her yer gezi her yer direniştir.

“Buna neden olanlar halka hesap verecek”

Önceki gün mahkemenin vermiş olduğu karar çok basit bir karar değildir. Yani herhangi bir mahkemenin herhangi gözaltında tutulan ya da herhangi bir mahkum edilmek istenen kesimlere yönelik bir mahkeme değildir.  Bu mahkeme bütün halka doğasına ülkesine diline inancına kendi yaşamına sahip çıkanların yargılanmasına yönelik olarak bir mahkemedir. Bu şekilde sonuçlanması da kesinlikle açık bir faşizmdir. Biz faşizme karşı o gün de bugün de bundan sonra da hep beraber faşizme karşı omuz omuza durmayı bu alanlardan hep birlikte haykıracağız.

Mahkemenin beraatla sonuçlandırdığı bir davayı tekrar döndürüp işte 1600 küsür yıl içeride tuttuğunuz insanlara yönelik olarak AKP’den aday adayı olmuş, eşi FETÖ itirafçısı olan bir hakimi oraya koyacaksınız ve başka bir sonuç bekleyeceksiniz! Bugün bitecek devran dönecek buna neden olanlar halka hesap verecek.

Didim’de zey­tin ha­sa­dı ya­pıl­dı Didim’de zey­tin ha­sa­dı ya­pıl­dı

Yaşıyoruz ve diyoruz ki hak hukuk ve adalet herkes için gereklidir gün gelecek sizin için de hak hukuk adalet gerekecek diyoruz.

“Hak, hukuk, adalet herkes için geçerlidir”

Özellikle 2010 referandumundan sonra gittikçe totaliterleşen bir rejimle karşı karşıyayız. Hakkın tanınmadığı, hukukun tamamen rafa kaldırıldığı, hukuksuzluğun yaşandığı, adaletin tamamen bitirildiği günleri yaşıyoruz. Ve diyoruz ki hak, hukuk, adalet herkes için geçerlidir. Gün gelecek sizin için de hak, hukuk, adalet gerekecek.

“Gezi onurumuzdur”

Orada yargılananların mahkum edilenlerin kimlikleri, kişilikleri önemli değil. Böyle bir yargılama biçimi böyle bir mahkeme kararı dünya üzerinde eşine rastlanmayacak bir durumdur. Bu karar kesinlikle hukuki değildir. Bu karar hukuk dışı, adalet dışıdır. Böyle bir şeyle dünyanın başka en geri demokrasinin yaşandığı ülkelerde bile böyle bir şeye rastlayamazsınız. Çünkü bu hukuksuzluğun faşizmin adıdır. Böyle bir şey yaşanmaz, böyle bir şey olamaz. Bu nedenle oradaki arkadaşlarımızın bugün mahkum edilenlerin hiç kimliğine bakmadan gezi direnişçilerinin gezi tutsaklarının onurumuz olduğunu bu alandan hep beraber haykırıyoruz. Çünkü biz hepimiz geziciyiz, gezi onurumuzdur.

Yaşadığımız yoksulluğu, açlığı bize sunulan savaşları, çatışmaları her türlü yaşamımızı kötüleştiren iktidarları protesto etmek için bütün dünya genelinde dünya halklarının alanlara döküldüğü günde burada olacağız. 1 Mayıs'ta hakların özgür bir ülke istediğini şu alandan çok güçlü bir şekilde haykıralım. Gezide yitirdiklerimize, tutsak edilenlere sahip çıkalım. Onurumuza sahip çıkalım. Ülkemize sahip çıkalım. Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın halkların kardeşliği!” ifadelerini kullandı.

Haber: ELİF DİKBAŞ