Didim Cemevi, ÇEDES projesinin iptalini talep ederek, projenin iptali için 16 Eylül’de İzmir Gündoğdu Meydanı’nda yapılacak olan mitinge tüm canları davet ederek basın açıklaması yaptı.
Cemevi bahçesinde gerçekleşen basın açıklamasına Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, Başkan Yardımcıları Yusuf Deveci ve Zeynel Şener, CHP Didim İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz, Didim Cemevi Başkanı Hüseyin İlhan, yönetim kurulu üyeleri, dernek üyeleri ve çok sayıda kitle örgütü temsilcisi katıldı.
Basın açıklaması Cemevi Başkanı Hüseyin İlhan tarafından gerçekleştirildi. İlhan açıklamada eğitim sisteminin ve yaşamın tümüyle dinselleştirilmesine, adaletsizliğe, asimilasyona ve ayrımcılığa karşı çıktıları belirterek, laik ve bilimsel eğitim, laik yaşam ve eşit yurttaşlığı savunduklarını ve talep ettikleri ifade etti.
İlhan, “2023/2024 Eğitim-Öğretim yılı büyük bir adaletsizlik ve derin bir ekonomik krizin gölgesinde başladı. Yeni dönemde okullar, yaşanan sosyal, siyasal ve ekonomik krizin yanı sıra, eğitim sistemini tümü ile dinselleştiren, aklın ve bilimin ışığından uzaklaştıran, eğitim kurumlarını tarikat ve cemaatlerin talepleri doğrultusunda adeta birer dini kurum haline getiren uygulamalar ile başlamaktadır. Bu ili uygulamalar ile AKP hükümeti, başta Aleviler olmak üzere halkın büyük bir bölümünün sinir uçlarına basınç uygulayarak Anayasaya aykırı ve laiklik karşıtı bir politikaya hız kazandırmıştır.
AKP hükümeti 21 yıllık iktidarında yürüttüğü tekçi, gerici, ırkçı, ayrımcı, asimilasyoncu eğitim politikalarını yaygınlaştırıp derinleştirmektedir. 12 Eylül Faşizminin eseri olan darbe Anayasasıyla başlayan zorunlu din dersleri zulmü, AKP iktidarınca artarak devam etmektedir. Öyle ki okullar; bırakalım "zorunlu din dersi" uygulamasını artık "Zorunlu Din Eğitimi Merkezlerine" dönüştürülmüştür. Zorunlu din dersleri yetmemiş gibi, müfredat tümüyle dinselleştirilmiştir. Okullar imam hatip okullarına dönüştürülmüş ve birer medrese gibi faaliyet yürütmektedir. Bu eğitim öğretim yılı başında ise Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu kararınca haftalık ders saati çizelgesine müdahale edilerek, seçmeli din dersleri de zorunlu hale getirilmiştir. ÇEDES ve benzeri projelerle ve protokollerle okullar ve eğitim kurumları Diyanet İşleri Başkanlığı ile cemaat ve tarikatların kontrol ettiği kurumlar haline getirilmiştir.
Çocuklarımız isimleri sürekli olarak tecavüz ve istismarlarla gündeme gelen gerici tarikat okullarına ve vakıflarına emanet edilmektedir.” dedi.
İlhan açıklamasının devamında şunları kaydetti:
ÇEDES ve benzeri projelerle tarikat mensupları ve imamlar okullarda görev yapabilecek ve çocuklarımızın sözde Manevi danışmanı olarak görevlendirilebilecek, çocuklarımızın kafasını çağdışı bilgilerle doldurmalarına çocuklarımıza sürekli olarak nefret aşılamalarına izin verilecektir. Böylelikle AKP hükümeti murat ettiği dindar ve kindar nesli yetiştirmek için uygun zemin ve ortama kavuşmuş olacaktır.
Eğitim, kamusal bir haktır. Herkese eşit, ulaşılabilir, fırsat eşitliğine dayalı, aklın ve bilimin kontrolünde, çağdaş, parasız, bilimsel olmalıdır. Müfredatı, ayrımcı, cinsiyetçi, ırkçı ve gerici olmamalı ve hızla ayıklanmalıdır.
Ülkemiz birçok inanç, dil ve kültür mozaiğine sahiptir. Bu gerçeklikten hareketle diyoruz ki; Eğitim sistemi her şeyden önce bilimsel ve laik olmalıdır. Eğitimde laiklik, Alevilerin vazgeçemeyeceği bir ilkesel duruştur. Çünkü ancak laik bir eğitim ve yaşam biçimiyle, inançlar, düşünceler, kültürler özgürce kendini ifade edebilir. Laiklik ilkesiyle inançlar kendi kurallarını, geleneklerini sürdürebilme olanağına sahip olabilirler.
Okullarda çocuklarımız bilimsel eğitimle ezberci değil yaratıcı ve araştırmacı; tekçi değil tarafsız ve objektif, kutuplaştırıcı değil bütünleştirici ve barışçıl bir nitelik kazandırmalıyız.
LAİKLİK, İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜDÜR VE SAVUNULMALIDIR
Biz Aleviler olarak eğitim sisteminin gericileştirilmesinin laikliğin en büyük düşmanı olduğunu, bu yolla şeriatın yaşamın her alanına hızla sirayet edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle de meselenin sadece bizim meselemiz olmadığını aksine bütün halkların temel meselesi olduğuna inanıyoruz. Eşit yurttaşlar olarak, barış içinde bir arada yaşayacağımız Laik ve demokratik Cumhuriyet en temel taleplerimiz arasındadır. Laiklik, inanç özgürlüğüdür ve savunulmalıdır.
Değerli halkımız, "Her ırmak kendi mecrasında akar." Asimilasyon insanlık suçudur. Asimilasyon, kültür, inanç ve dil gibi insanlığın en temel ve en kadim hakları için büyük bir katliamdır. Evrensel açıdan da insan hakları ihlalidir. Bu nedenle de biz Aleviler, kime karşı ve ne niyetle yapılırsa yapılsın asimilasyon politikalarının tam karşısında yer alırız. Bu politikalardan en çok ve en olumsuz etkilenen bir inanç topluluğu olarak, her türlü asimilasyon politikasına karşı mücadele ederiz. Yetmiş iki millete aynı nazarda bakmayanları kendimizden saymayız.
AKP iktidarı uyguladığı eğitim politikasıyla kendi dindar ve kindar kadrolarını yaratırken de ülkemizi hızla karanlığa sürüklemektedir. Bu karanlık hepimizi, en çok ta yoksul emekçi halkımızı ve ötekileri boğacaktır. Buna sessiz kalmamız mümkün değildir. Yürüttüğü gerici politikalarla toplumu karanlığa sürükleyen AKP'ye ve onun zulmüne karşı halkımızın ortak mücadelesi zorunlu hale gelmiştir.
HERKESİ KARANLIĞA KARŞI BİR MUM YAKMAYA DAVET EDİYORUZ
Zorunlu din dersleri, zorunlu seçmeli din dersleri, yaygınlaşan İmam Hatip okulları, derken en son karma eğitimin de kaldırılmasını tartışmaya açan, halkın iradesi ile seçilmiş siyasetçileri, gazetecileri, aydınları, devrimcileri zindanlarda tutup, başta Sivas Madımak katilleri olmak üzere, canileri, tecavüzcüleri, hırsızları, çete ve mafya liderlerini serbest bırakan, halkımızı derin bir yoksulluğa mahkum eden, halkları birbirine karşı düşmanlaştırıp kutuplaştıran, doğamızı bir avuç sömürücü maden şirketlerine ve sermayeye peşkeş çeken, ormanları talan ettiren, bu hükümete karşı ortak mücadele hepimizin en temel görevidir. Biz de bu görevimizin farkındayız Bu farkındalık ile hareket ediyoruz. Bu gerçeklik ile halkımızı 16 Eylül'de saat 17.00'da İzmir Gündoğdu Meydanında yapılacak olan Laik Eğitim, Laik Yaşam ve Eşit Yurttaşlık Mitinginde yan yana kol kola olmaya çağırıyoruz. Herkesi Karanlığa karşı bir mum yakmaya davet ediyoruz.
Değerli halkımız, değerli kamuoyu, değerli basın emekçileri! Bir kez daha üstüne basa basa haykırıyoruz; Biz Aleviler; Çocuklarımıza dayatılan her türlü din dersini ve her türlü asimilasyon politikasını bir zulüm olarak görüyor ve bu zulme razı olmadığımızı ve olmayacağımızı ilan ediyoruz. Zulme boyun eğmeyeceğiz, zalime biat etmeyeceğiz
DİDİM CEMEVİ olarak asimilasyon politikalarına, eğitimdeki zorunlu din dersi zulmüne, eğitimdeki gerici ve çağdışı uygulamalara karşı Laik-Bilimsel-Demokratik-eğitim için halkımızı duyarlı olmaya ve mücadeleye çağırıyoruz.
HABER: ELİF DİKBAŞ