Barış, tüm insanlığın gözetim ve denetimine bırakılan ve yaşamdan sonra gelen ama, yaşamın insan onuruna yaraşır biçimde sürmesi için olmazsa olmazların önde gelenidir! Dünya insanlık ailesinin en kaçınılmaz hak ve ödevlerinin önde geleni; sürekli bir barışı tüm koşullarıyla sağlamak ve sürdürmek en insani bir taleptir. Ve barış derken sadece insanın insanla olan ilişkilerini değil; insan-öteki canlılar, insan ve doğa arasında olmalı bu evrensel barış.

BARIŞIN DÜŞMANLARI!

Biz yaşam tutsağıyken barışın sevdalısı;

Karartılar suların aynasını!

Sönmeye durdu sıcağı tenlerin,

Oysa ne çok özlemiştik biz barışı…

Uğrunda yaşamlar verecek kadar!...

 

Orta Doğu’nun yüreği silme kan!

Ölümüne sürdürülür yaşamın kavgası…

Umut çarmıhta çırpınır umarsızca;

Ölüm fışkırır kızgın kumlardan!

 

Asılır bir güneş akşam göğüne,

Erkence çekilir el ayak yaşamdan…

En ırkçı ölümler yürür körpe tenlerde.

Petrol iki ağızlı duyarsız hançer,

Kavgaların, ölümlerin ve kurtuluşun simgesi.

Tezgahlanır artarda çıkarların kırımları,

Sözde ve taşıma bir demokrasi adına;

Ve son bulur insanların yaşamları ayaklar altında!

Siner körpe yapraklar şiddetin çözümsüzlüğüne;

Karışır kırımların top seslerine yaşamın çığlıkları…,

Barut soluyan çocukların korku siner gözlerine!

Canlı bomba olur insanlar kurtuluşlar adına!

 

Ne kalır ki vurulmuş kentlerden yarınlara?

Şaşırtılmış kışkırtmaların elleri kanlı.

Celladına âşık olunca sıradanlar,

Gerçeğin acısı batar gözlerine insanlığın!

Üryan dolaşır linç edilmişler beynimizde;

En ayıplı bedenini giyinirken insanlık,

Vahşet, dehşet ve körüklenirken ihanet!

 

En çirkin bakışıyla dolaşırken dolar,

Orta Doğu’da kusmuğu petrol, elleri kan!...

Sahipsiz dolaşırken ölü çocukların feryadı;

Keşke Orta Doğu’da ölümler doğal olsaydı!...

 

Yürür kuvvete tapınan sıradanlar,

Kadının teninde kanıtlamaya vahşetini…

En çirkin, en katil bakışlarıdır doların,

Orta Doğu’da gözleri petrol karası!

Bir mazlum, bir mahzun, bir garip ki onlar;

Hiç dinmez yüreklerinin sızılı kanaması!

 

Kurtuluş fışkırırken kızgın kumlardan,

Geleceksizlikle boğulur insanların yarınları…

Korku giysili çocuklar ki, yaşamın tutsağı;

Bırakılmışken çaresizliğin kör akşamlarına!...

 

Yarattıkları Saddamlardan kurtarmak için;

Salarak insanlar üstüne kendi Saddamlarını!

Dahası, toplarını, tüfeklerini ve uçaklarını;

Ve nokta vuruşlu akıllı bombalarını…

Kan deryasında yükselirken alevler,

Tepeden tırnağa ihanet yüklü;

Devşirme lümpenler, sapıklar ve kan emiciler,

Ölümcül silahlarla donatılmış hempalarla…

Vurur onlar insanlığın umutlarını;

Vurur onlar insanların yarınlarını!...

 

Uyanmalı artık yılladır hep uyutulanlar…

Tanımalı insanlığın en çıkarcı düşmanlarını.

Orta Doğu’da zulüm, ateş ve kan var!

Ve kan deryasında boğulur yarınsız insanlar!

Emperyalistlerin gözlerinden fışkırır kanlı dolar!