Didim Emek ve Demokrasi Platformu, İsrail’in Gazze’ye yönelik abluka ve saldırılarına karşı Altınkum Yalı Caddesi üzerinde yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş, Aytepe’de bulunan barış anıtında sona erdi. Aytepe’de gerçekleşen basın açıklaması öncesi barış ateşi yakılarak, barış talebi bir kez daha dile getirildi.
Platform adına basın açıklamasını Eğitim Sen Baş temsilcisi Gökhan Gök tarafından gerçekleştirildi. Eğitim Sen’li Gök, 17 Ekim tarihinin insanlık tarihine kara bir gün, bir soykırım günü olarak geçtiğini ifade etti. Adı yolsuzluklara da karışan sağcı, ırkçı, faşist İsrail hükümetinin çoğunluğu çocuk hastalardan oluşan Gazze şeridindeki hastaneye düzenlediği saldırı sonucu yüzlerce kişinin öldüğünü, yüzlercesinin de yaralandığını ifade eden Eğitim Sen’li Gök “Katliamı şiddetle kınıyor, yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.” dedi.
AÇIK BİR SAVAŞ VE İNSANLIK SUÇUDUR
Gök tarafından gerçekleşen açıklamanın devamında “Bu açık bir savaş ve insanlık suçudur. “Kararlılık gösterisi” adı altında yapılan saldırı en asgari ahlaki ve insani değerlerden yoksunluğu, bir barbarlığı temsil etmektedir. Bu suçu işleyenler insanlığın vicdanında mahkûm edilmiş, lanetlenmişlerdir.
Benzer katliamlara yol verilmemesi ve hesabının sorulması için bu suçu işleyenlerin ve sivillerin ölümüne yol açan benzer saldırıların talimatlarını verenlerin savaş suçları mahkemesinde yargılanmaları için derhal girişimlerde bulunulmalıdır.
Bu nedenle, emperyalist hegemonik güçlerin işlevsiz hale getirdiği Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinin derhal toplanması ve süreci başlatılması çağrısında bulunuyoruz.
İsrail devleti hükümeti daha fazla suça bulaşmamak için saldırıları durdurmalı, ateşkes sağlanmalı, insani yardımlara yönelik engellemeler kaldırılmalı, sorunların barış ve diyalog yoluyla çözümü esas alınmalıdır.
KAYGILIYIZ!
Sermaye ve kapitalist sistem çoklu krizini aşmak için bir kez daha milliyetçilik, ırkçılık, gericilik üzerinden savaş silahına sarılmıştır. Son yıllarda sistematik olarak artan silahlanma yarışı ve birçok ülkede iktidara sağcı, ırkçı, gerici partilerin gelmesi de böylesi bir savaşın zeminini güçlendirmiştir.
İçinde yaşadığımız ülkemiz de milliyetçilik ve gericilik üstünden sürekli savaş naraları atmaktadır. Bugüne kadar TBMM’den geçirilen onlarca tezkerenin kalıcı bir çözüm üretmediği aksine yeni sorunları da beraberinde getirmesine rağmen bir kez daha tezkereyi meclisten geçirmiştir.
Son olarak İsrail’in Filistin halkına yönelik başlattığı askeri müdahaleler tüm bölgeyi kapsayacak potansiyeli barındırdığı için ülkemizi çok daha tehlikeli bir noktaya getirecektir.
Ülkemizin, emekçilerin ihtiyacı yeni tezkereler değil hızla barışı ve demokrasiyi tesis edecek adımların atılmasıdır. Çözüm için demokratik ve barışçıl yolları, diyalog ve müzakere yöntemini, toplumsal mutabakatı esas almak tek seçenektir.
ABD ve diğer emperyalist güçlerin paylaşım savaşları nedeniyle başta Ortadoğu ve Ukrayna olmak üzere birçok bölgede farklı düzeylerde devam eden çatışmaların genelleşmesi ve açık bir dünya savaşına dönme tehlikesi dünden daha yakın bir ihtimal olarak kapımızı çalmış durumdadır.
Biliyoruz ki, devletler “ulusal çıkarlarımız” adı altında kapitalist sistemi, sermayenin önceliklerini gözetecek, buna göre pozisyon alacaklardır. Kendi işgal, saldırı ve savaş suçlarına kılıf bulacaklardır. Demokratik değerlerin ve kazanılmış hakların gaspı için fırsata çevireceklerdir. Gerçekleşen de budur.
SAVAŞI DURDURACAK OLAN DÜNYA EZİLEN HALKLARI VE EMEKÇİLERDİR
Bu nedenle bir çağrımız da tüm emek ve demokrasi güçlerinedir: yaşama, geleceğe ve emeğimize sahip çıkmak için barış mücadelesini yükseltelim.
Filistin halkı dünyadan ve Türkiye’den hamaset ile süslenen timsah gözyaşları değil, çözüm için acil somut adımlar atılmasını beklemektedir.
Bunun için: öncelikle saldırılar derhal durdurulmalı, ateşkes sağlanmalı, Filistin halkına yönelik abluka derhal kaldırılmalıdır. İsrail işgal ettiği topraklardan geri çekilmelidir. Tüm emperyalist güçler bölgeden çekilmelidir.
İsrail ile yapılan ikili anlaşmalar iptal edilmelidir. Filistin halkına ekonomik, sosyal her türlü destek sağlanmalıdır. Filistinlilerin hak eşitliğini tanımayan hiçbir ‘çözüm’ kabul edilmemelidir.
Didim Emek ve Demokrasi Platformu olarak olarak; bir kez daha İsrail’in soykırıma varan Gazze şeridindeki hastaneye ve sivillere yönelik tüm saldırıları kınıyoruz.” ifadeleri yer aldı.
HABER: ELİF DİKBAŞ