Didim Emek ve Demokrasi Platformu, Didim Kent Meydanında toplanarak, 10 Ekim’de hayatını kaybeden Didim’de yaşayan Elif Kanlıoğlu adına yapılan parka yürüdü.
Yürüyüş esnasında “10 Ekim’i unutma, unutturma”, “ Yaşasın halkların kardeşliği”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Gün gelecek, devran dönecek, katiller halka hesap verecek”, sloganlarını attı.
Katledilen 104 yurttaşın fotoğrafını taşıyan kitle bir kez daha barışın önemini dile getirdi.
Didim Emek ve Demokrasi Platformu adına basın açıklamasını Gülzade Bozkır okudu. Yapılan basın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
Bundan tam 10 yıl önce, 10 Ekim 2015 saat 10.04’te, Ankara Gar Meydanı’nda emek, barış ve demokrasi talebimizi, umudu ve inancı hedef alan o menfur saldırı gerçekleştirildi. 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum, Sivas, Beyazıt, Bahçelievler katliamları gibi kimi siyasi amaçlar için tezgahlanan kirli planların son halkası olan saldırı 103 arkadaşımızı fiziken aramızdan kopardı. Sayısız arkadaşımız yaralandı, hayatlar parçalandı. Onarılması mümkün olmayan derin acılar bıraktı. Bu yüzden yürekler hala acıyor, hala kanıyor.
10 Ekim gününe gelmeden hemen öncesini bir kez daha hatırlayalım: Ekonomik ve siyasi krizin derinleştiği, emekçilerin mevcut politikalara karşı eylemlerinin giderek arttığı, tüm bunların sonucu olarak iktidarın toplumsal desteğini her gün biraz daha yitirdiği bir ortamda gerçekleşen 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP tek başına hükümet kurma vasfını yitirdi. Koalisyon görüşmeleri beklentisi artarken birdenbire erken seçim kararı alındı. Kararla birlikte kutuplaştırma ve baskı politikası daha sistematik hal aldı. Ülkemiz çatışma alanı haline geldi, ortalık kan gölüne çevrildi. 7 Haziran – 1 Kasım tarihleri arasında çoğunluğu Doğu/Güneydoğu il/ilçe/belde belediye eş başkanları, belediye meclis üyeleri olmak üzere binlerce insan gözaltına alındı, yüzlercesi tutuklandı. Basına yönelik baskılar darbe dönemlerini aratır cinsten zirve yaptı.
Çatışmalar ve patlayan bombalar ne hikmetse birilerinin oyunu artırdı ve yeniden tek başına iktidara gelmelerinin önünü açtı. Çatışmasızlık ortamının oylarını düşürdüğü sonucuna varan AKP, birden “çözüm sürecini buzdolabına kaldırdık” demişti. Bugün daha iyi anlıyoruz ki, buzdolabına kaldırılan hepimizin can güvenliği ve bir arada yaşama iradesi olmuştur.
10 Ekim katliamıyla ilgili gerek hukuki süreç ve gerekse de siyasal arka planı bu gerçeklik görülmeden ele alınamaz. Katliamdan hemen sonra katliamın oylarını nasıl etkilediğini öğrenmek için anket yaptıran siyasal anlayış sorgulanmadan bu katliam aydınlatılamaz!
O günden bu yana baskıların, hak ihlallerinin, emeğe ve emekçilere dönük saldırıların kalıcı hale gelmesinin katliamın sonuçlarıyla bağı araştırılmadan gerçekler su yüzüne çıkartılamaz.
10 Ekim katliamıyla bu toprakların hala en temel ihtiyacı olan barış ve kardeşlik sesi susturulmak istendi. 5 Haziran’da Diyarbakır’da, 20 Temmuz’da Suruç’ta istedikleri korku dalgasını yaratamayınca bu kez devletin kalbi sayılan, en korunaklı il olarak bilinen, adeta kuş uçurtulmayan Ankara’da başarmak istediler.
Bombaları patlatmayı başardılar ama aradan geçen 10 yıl bir kez daha gösterdi ki umudumuzu, emek, barış ve demokrasi talebimizi, gelecek güzel günlerin özlemini bastıramadılar, yok edemediler, edemeyecekler!
Yüreğimiz kanamaya devam ediyor, acımız hala tazeliğini koruyor. Ancak acımızı kararlılığa dönüştürerek katliamın hesabını sormaya devam edeceğiz. Gerçekler ortaya çıkıncaya kadar, gerçek suçlular hesap verinceye kadar bir an olsun durmayacağız.
Katillere ve katliamlara inat; yılmayacağız, sinmeyeceğiz, geri çekilmeyeceğiz. Bıkmadan, usanmadan tüm ülkeye gerçekleri anlatacağız.
103 arkadaşımızın hepimizin omuzlarına yüklediği bir sorumluluk ve görev var; onların düşünü kurduğu bir ülkeyi yaratıncaya, insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Milliyetçiliğe, şovenizme karşı barışın sesini yükseltmeye, halkların kardeşliğini savunmaya devam edeceğiz.
10 Ekim katliamının üzerinin örtülmesine, unutturulmak istenmesine izin vermeyeceğiz. 10 Ekim davası biz bitti demeden bitmeyecek!
Bedeli ne olursa olsun emek, barış ve demokrasi mücadelemizden geri adım atmayacağız.
10 yıl önce Ankara’da on binlercemiz hep bir ağızdan; “Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi! Diye haykırdık. Bombalarla sesimizi kısacağımızı sandılar, bir kez daha haykırıyoruz: SAVAŞA İNAT, BARIŞ HEMEN ŞİMDİ!
Katliamı gerçekleştirenler, yönlendirenler ve kollayanlar şunu bilsin ki, AFFETMİYORUZ! UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!
HABER : UMUT KAŞAN