DİDİM

BASINA VE KAMUOYUNA;

BASINA VE KAMUOYUNA;

“Kimsesizlerin kimsesi” Cumhuriyetimizin 102. Yıl dönümünü kutluyoruz. En büyük eserim dediği Cumhuriyeti bizlere armağan eden Ulu önderimiz Gazi M. Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı, minnet ve şükranla anıyoruz.

Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin üç sacayağı vardır. Bunlar; Bilim, Aydınlanma ve Bağımsızlıktır.

Cumhuriyet öncesi cahil bırakılmış ve okur yazar oranı çok düşük olan toplumun eğitilmesi, hurafelerden kurtarılması ve aydınlanma sürecinin hızlandırılması için Bilimsel eğitime önem verilmiş, Halkevleri ve Köy enstitüleri kurulmuştur.

Emperyalizme karşı savaşarak kazanılmış cumhuriyetin korunması için de siyasette, dış politikada ve ekonomide Tam Bağımsızlık ilkesine ve hedefine uygun politikalar yaşama geçirilmiş, HALKÇI-DEVLETÇİ program ve denk bütçe ile özgücüne dayalı kalkınma gerçekleştirilmiştir.

Genç cumhuriyetin kısa zamanda büyük başarılara imza atmasının ardındaki gerçek Devrimci bir Önder ve Devrimci bir programa sahip olmasıdır.

Devrimci Cumhuriyet, ortaçağ kurumlarıyla uzlaşmayı değil, tasfiye etmeyi hedeflemiştir.

Devrimci cumhuriyet, M. Kemal Atatürk’ün “Asyalıyız, Asyai bir milletiz” ifadesine uygun olarak mazlum milletlerden yana tavır almıştır.

Devrimci Cumhuriyet, Milletlerin ve ulus devletlerin düşmanı “Kapitalizm ve onun çocuğu Emperyalizm”in MAHV ve NABUT olacağını, asıl büyük tehdidin Batı Emperyalizmi olduğunu saptamıştır.

Devrimci Cumhuriye bu anlamda emperyalist Avrupa birliğini kapısına bağlanmak değildir. Avrupa Birliğinin güvenliği için Jandarmalıkta yarışmak hiç değildir. Filistin halkına destek için ABD üslerini ve İsrail’in gözü kulağı Kürecik radarını bir an önce kapatmaktır.

Devrimci Cumhuriyet, borçlanan ve ithal eden değil, üreticisine destek olarak üretim devrimini gerçekleştirerek hakça bölüşümü sağlamaktır. Bir avuç rantiyeci, faizci, dolar ve borsa vurguncusunu değil emekçinin ve üreticinin çıkarlarını savunmaktır.

Günümüzde en önemli sorun tehdidin doğru saptanmasıdır. Türkiye bir yandan üretim ve ekonomide büyük sıkıntılar yaşarken diğer yandan doğu Akdeniz merkezli bir savaş tehdidi ile de karşı karşıyadır. Nato Edirne sınırımızda, Ege’de Türkiye’nin davet edilmediği savaş tatbikatları yapmaktadır. Türkiye davet edilmiyor çünkü hedef ülkedir. Yunanistan burnumuzun dibindeki adalarda, Güney Kıbrıs’ta kurulan ABD-İsrail-İngiliz üslerinde silah yığınakları yapmaktadır.

Giderek büyüyen dış tehditlere karşı öncelikle iç cephenin sağlam tutulması gerekir. Ancak iktidarın uyguladığı Batı merkezli Neoliberal ve sıcak paraya dayalı politikalar işçi köylü esnaf ve emekliyi yoksulluğa mahkum etmekte, hakkını aramak isteyen emekçilerin grev hakları bile engellenmektedir.

Çözüm Vardır. Öncelikle Atlantik zincirlerinden tamamen kurtulmak, ülkemizin güvenliğini tehdit eden Nato’dan ayrılmak, Çin-Rusya-İran itifakı ile dış tehdidi boşa çıkarmaktır.

İç cephede birliği sağlamak için Ülke kaynaklarını israf ve borçlanma ile bir avuç iç ve dış rantiyeciye aktaran neoliberal politikalardan vazgeçerek üreticilerin milli hükümeti ve üretime dayalı milli bir program ile hakça bölüşümü sağlayarak toplum refahını arttırmaktır.

Türkiye’nin bunu başaracak tarihsel birikimi, gençliği ve enerjisi vardır. Bunlara önderlik edecek Vatan Partisi ve denenmiş sınanmış 6 ok programı vardır. Kaynakları vardır.

Hep birlikte başaracağız. Zor zamanlarda ancak devrimci çözümlerin gerçekleşeceği bir dönemdeyiz. Atlantik sistemi çökerken kamucu, paylaşımcı, Halkçı Avrasya uygarlığı yükseliştedir. Türkiyemiz de Atlantik zincirlerinden tamamen kurtulacak Avrasyada ki onurlu yerini alacaktır.

VATAN PARTİSİ DİDİM İLÇE BŞK.

Adnan Çelik