Geçtiğimiz günlerde gazeteye çay içmeye gelen bir dostumuz "-Bizim memlekette içerisinde bulunduğumuz şartlarda ayakta kalan, hayatını sürdüren, var olan sıkıntılara göğüs geren vatandaşımız dünyanın hangi ülkesi olursa olsun oralarda çok başarılı olur. Zira bizim ülkemizdeki zor yaşam dünyanın pek çok ülkesinde yok" şeklinde bir görüş öne sürünce, işin doğrusu ne cevap vereceğimizi bilemedik.
Şartları bizden kötü olan ülkeler ile yarışacak, onlara nispet yapacak durumumuz yok.
Zira başkasının başarısızlığından başarı beklemek zaten bize göre bir davranış tarzı değil.
Dolayısı ile bize düşen bundan 40 yıl, 50 yıl önce hayat standartları bizim gibi iken, bugün vatandaşlarına olağanüstü bir hayat sağlayan ülkeler ile yarışmak olmalıdır.
Etrafımızda bulunan çok sayıda dostumuz "Son derece zor bir zaman dilimine denk geldik. Karşı karşıya kaldığımız zorluklar yüzünden yüzümüz bir türlü gülmedi" fikrinde birleşiyorlar.
Çok uzun yıllardır sabah erken saatlerden gece yarılarına kadar çalışmak zorunda kalan milyonlarca insanımız var.
Sözünü ettiğimiz bu çalışan kitlenin hayat şartları geçen yıllar içerisinde düzelecekken, aksine her geçen gün daha büyük olumsuzluklar ile buluştu.
Bizim memlekette yaklaşık 15 milyon civarında emekli vatandaşımız bulunuyor. Bir ömür boyu çalışan, hayatının büyük bir bölümünü çalıştığı kuruma feda eden ve yaşlandığı için emekli olan bu büyük kitle, şu sıralar gerçekten sadece ve sadece hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Avrupa'nın pek çok ülkesinden tatil için yurdumuza gelen o ülkenin emeklileri burada krallar gibi bir hayat yaşarken, bizim emeklilerimiz maalesef bırakın tatile gitmeyi bir mahalleden diğer bir mahalleye gidemeyecek noktaya geldiler.
Son 4-5 gündür tatil yapmak amacı ile Akdeniz sahillerindeyiz, Sahil kenarlarında sokakları yabancı turistler ile dolu. Türk vatandaşı nerede ise yok gibi.
Dünyanın dört bir tarafından gelen turistler daha çok kendi paralarının bizim paramız karşısındaki anormal değerli oluşu dolayısı dünyanın en güzel sahillerinden birisi olan Akdeniz bölgesinde güle oynaya bir mevsim geçişi yapıyorlar.
Vatandaş artık yatırım yapmayı, ev almayı, araç almayı çoktan unuttu.
Şu an özellikle bordrolu olarak çalışan milyonlarca vatandaşımızın tek derdi aldığı ve günden güne değerini kaybeden maaşı ile ayın sonunu getirebilecek gıda ürünlerini evine götürebilmek.
İçerisinde bulunduğumuz bu zor koşullardan ne zaman ve hangi şartlarda kurtulacağımızla ilgili siyasetçiler dahil, hiç kimsenin en ufak bir fikri yok.
Böyle bir durum karşısında karşımıza yıllar yılı hiç değişmeyen "Vatandaş geçim, siyasetçi seçim derdinde" söylemi çıkıyor.
Bu kadar zorluğun içerisinde siyasi fikri dünya görüşü ne olursa olsun tüm vatandaşın ortak kanaati, "Bizim tek derdimiz ekonomi. Bizi rahatlatacak, içerisinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılardan bizi kurtaracak adımları lütfen bir an önce atın" şeklinde oluyor.
Bizim de tüm vatandaşlar gibi tek beklentimiz içerisinde bulunduğumuz zor zamanlardan kurtulabilmek.