Yeryüzünde 2025 yılı itibariyle insanların 100 yaşına kadar yaşama süresi mümkün oluyor. Hatta artık yüz artı ömrü olanlar bile var.
Bu yaşa kadar yaşamış, ama bakıma muhtaç olmayan, ihtiyaçlarını kendisi karşılayanları kastediyorum.
Annemin sık sık tekrarladığı duası; ele ayağa düşmeden, çocuk ve torunlarına yük olmadan bu dünyadan gidebilmekti.
Bu yaşa kadar yaşayanların sayısı her geçen gün artıyor. İngiltere, Almanya, Japonya, Çin ve Rusya ilk beş sırada yer alıyor.
Berlin’den seksen yaşını dolduranlara İlçe Belediye Başkanı’ndan kutlama tebrik kartıyla, yalnızlığa karşı sosyal danışman adresi bildirilen mektup geliyor. Doksan yaşına ulaşanlara, çoğu gönüllü sosyal danışmanla çiçek buketi yollanıyor. Yüz yaşı ve üstü yaşayanlara idare eden Büyük Şehir Belediye Başkanı şahsen kutlamaya geliyor.
Bir insan savaş, felâket ve kazalardan korunmuşsa, uzun ve sağlıklı yaşam için formülleri var elbette.
İyi beslenme çocukluk yaşta başlanacak. Az kırmızı et bol sebze, meyve ve bol bol zeytinyağı tavsiye ediliyor.
Bilhassa emekli olanlar evde uzun süre oturuyor, az hareket ediyor. Yürüyüş ve spor kas ve kemiklere iyi geliyor.
Yaş alan yalnızlığa çekilmemeli. Alman vakıf ve dernekleri yaşlıların katılma zamanına göre etkinlikler organize ediyor.
Gençlerin çalışma saatleri başlama ve sona erme zamanında doktor randevuları verilmemeli. Ki otobüs, tren o saatlerde çok kalabalık oluyor. Çoğu emekliler araba kullanmıyor, Belediye trafik araçlarıyla gidip, geliyor.
Uzun süre sağlıklı yaşamı mümkün kılan formüllerin başında tıp geliyor. O halde sağlık kontrolleri, hasta olmadan yapılmalı.
Hastalık sigortaları adlarını değiştirdi, artık Sağlık Sigortası, deniyor. Çünkü hastanın masrafı, kontrolden sağlıklı yaşamaktan daha fazla oluyor.
Tıpta yeni buluşlar sağlıklı yaşamı, ömrü uzatıyor. Bugün Korona aşısının pozitif yan etkisi olduğunu okudum. Bu aşı kanser hastalığını durduruyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
1800 yılında yaş sınırı 40, 1900 yılında 50, 2021 yılı itibariyle 80 idi. Tıp ilerledikçe yaş sınırı yükseliyor.
Doğuştan var olan kalıtım, genetik iyi beslenmeyle korumak mümkün oluyor. Doğuştan anne babadan alınan rizikoya karşı tıpta alınan önlemler var, ama tamamıyla değiştirmek imkânsız.
Mideye iyi gelen gıda, beyne de iyi geliyor. İnsan vücudunun
Fiziki ve ruhsal yapıyla bir bütün olduğu unutulmamalı.
Ruhu da beslemek gerekir, iyimserlik ve neşeli olmak en önemli ilaçları. Bilhassa azınlık herhangi bir gruba ait olanlar, çocuklarını bilinçli yetiştirmelidir.
Cilt rengi, adı veya görünüşü başka olanlar ayrımcılıkla karşılaşınca, çocukta bir hata olmadığı söylenmeli. Aşağı olan, kötü olan yetişkin polis, öğretmen olsa dahi karşısındakidir. Bu bilinç ve güç çok küçük yaşta verilmelidir.
Neşeli insan her kötü durumda gülünecek bir sebep bulabilir. Hazır cevap vermeyi çocuk yaşta öğretilmeli. Çoğu kez ağlanacak, sinirlenecek halde gülebilmeyi becermek ruh sağlığına çok iyi gelir.
Hazır cevap verebilmek için şimdiki zamanı yaşamayı öğrenmiş olmak şarttır. Geçmişin keşkeleriyle beynini meşgul eden, gelecek plânlarıyla kafa yoran insan, bu anı, şimdiki zamanı yaşayamaz. Anında uygun cevap veremeyince, yine geçmişe kafa takılı kalır, kafana takma.
Mide kadar beynin de besine ihtiyacı olduğunu unutmamak gerek, yani okuyarak öğrenmeye öğretmeye devam etmek, beynin işlenme kapasitesi artmış olur. Doktorlar beynin çok az bir bölümü kullanıldığını söylüyorlar. Aynı şekilde akciğer kirli şehir havasında kendini korumaya alıyor, derin nefes alma ihmâl ediliyor. Çin’de ormanda akciğer banyosu diyorlar. Ormanda yürüyüş yaparak, jimnastik yaparak derin nefes almayı sağlamak sağlıklı ömrü uzatır.
Sevilen bir uğraşıyla dinlenmeyi de ihmâl etmemek gereklidir. Emekli olunca enerji sona erer, ara verilmezse yani pil biter. Kimi seyahat ederek, kimi kitap okuyarak veya yazarak dinlenmeyi sever. Herkes kendi bünyesine uyan meşgaleyi seçmelidir. Konuk işçi olarak Almanya’ya gelen ilk nesil hasta hasta işe gittiler, hiç dinlenmediler.
Emekli olunca evde oturma yerine, torunlarla güzel vakit geçirmelidir. Japonya’da huzurevlerine yakın çocuk koruma evleri var olduğunu okuyorum, kreş, ana okulu gibi.
Maddi imkânı olanlar kalemle harita üzerinde seyahat etme zamanından önce seyahate gitmeli, gelecekte anılarla daha renkli yaşamış olur.
Belli bir yaştan sonra internet kullanmayı öğrenmek zor oluyor. Buna rağmen Yüksek Halk Okulu, dernek, vakıf ve diğer kuruluşların açtığı kurslara katılmak torun ve gençlerle iletişim kurmada kolaylık sağlar, zihni geliştirir.
Margot Friedländer 103 yaşında vefat etti. Nazi toplama ölüm kampından kurtarıldı. Tüm Alman halkından nefret etme, kin tutma yerine, okullara giderek öğrencilere hikâyesine anlattı. Ölünceye kadar faşizme karşı demokrasiyi kurumanın önemini anlattı.
Demek ki kötü, negatif duygular insanın önce kendisini zehirler, sonra çevresine, hatta çoğu kez sevdiği insanlara zarar verir, ömrü kısaltır.
Akıl yaşta değil baştadır. Aklını kullanan sağlıklı yaşamayı öğrenir, deneyimlerinden faydalanır.
Hoşça kalın!
Bu konuda okumaya devam ettiğim kitap:
Prof.Dr. Ingo Froböse, Die Gesundheitsformel der 100-jährigen,
ZS-Verlag, München, 2020
ISBN 978-3-96584-061-4