Genel seçim bilindiği gibi 14 mayıs ve 28 mayıs tarihinde yapıldı, kazanan kazandı, kaybeden hepimizin gözleri önünde iç hesaplaşmaya başladı.
Her zaman olduğu gibi kaybeden siyasi partilerin içerisinde belli sayıdaki isimler partilerini bıraktılar, belli sayıdaki isimlerde partilerinde kalmak kaydı ile bulundukları görevlerinden istifa etme yoluna gittiler.
Bu hengamenin içerisinde muhalefet ve iktidar kanadındaki tüm siyasi partiler 2024 yılının mart ayında yapılacak olan yerel seçim için daha şimdiden var güçleri ile çalışmaya başladılar.
Daha önce kısmen yazmıştım, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde milletvekili olmanın hele hele TBMM’ye muhalefet partisine mensup milletvekili olarak bulunmanın hiçbir esprisi kalmadı.
Böyle bir süreçte yerel yönetimler her zamankinden daha fazla önem kazanmaya başladı, Özellikle büyükşehirler meclislerini oluşturan üyelerin son derece güçlü bir şekilde geldiği bir ortamda belediye meclisleri adeta yerel parlamento görevi yapar duruma geldi.
14 Mayısta var olan siyasi partilerden milletvekili olmak adına başvuru yapan çok sayıda isim listeye giremedi, bu isimlerin önemli bir kısmı görevli oldukları belediyelerdeki meclis üyeliklerinden , başkan yardımcılıklarından istifa ederek aday oldular ve büyük oranda “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldular”
Şimdi bu isimlerden yani aday adayı oldukları partilerden sıralamaya giremeyenler sırlamaya girmiş olsalar bile kazanamayanlar şu ara yana yana “-biz ne yapacağız, siyaseti seviyoruz ancak siyaset ile buluşabileceğimiz bir mecra kalmadı” diye çare arıyorlar.
Bizi konu ile ilgili arayan ve fikir soran dostlarımıza “-Sekiz ay sonra yerel seçim var, seçimde belediye başkan adayı olun, Belediye meclis üyeliği için başvuru yapın” tavsiyelerinde bulunuyoruz.
Bizim bu tavsiyemize uyanda çok, dinledikten sonra “-Yahu biz milletvekili adayı olmuş insanlarız şimdi nasıl irtifa kaybedip meclis üyesi adayı olacağız bize bunu mu reva görüyorsun aşk olsun” cevabını veriyorlar.
Tabi bu arkadaşlarımızın önemli bir kısmı bırakın belediye başkanı seçilmeyi herhangi bir ilçeden belediye meclis üyesi seçilmenin ne kadar zor olduğunu bilmiyorlar.
Meclis üyeliği için başvuru yapacaksınız
“-Belediye başkan adayı kabul edecek
-İlçe başkanı ses çıkarmayacak
-İl başkanı “Tamam” diyecek
-Bölge milletvekili “isimleri bir göreyim” diye merakta kalacak
-Bölgede varsa GİK üyesi “Burada tek seçici benim liste tamamlanmadan önce benim onayımdan geçecek”
İle başlayan yüzlerce filtren geçecek, tamamlanan listelerde parti binasından seçim kurluna gidene kadar yolda değişmez ise seçilmenin ilk etabı tamamlanacak.
Ondan sonrasına tamamen sahada seçmen karar verecek, Belediye başkan adayına bakacak, parti genel başkanının söylemlerini süzgeçten geçirecek ve seçim gününe kadar oy kullanmak ve tercih yapmak adına bir kanaat kullanacak.
Tüm bu engelleri başarı ile tamamlayan belediye başkanı bulunduğu yerleşim merkezinin beş yıl süre ile yöneticisi olurken başkan ile birlikte seçilen meclis üyeleri de o yerleşim merkezinin yerel parlamenterleri olarak halkın faydasına olan hizmetlere başkan ile birlikte imza atacak.
O yüzden hiç kimse yerel parlamentoyu yani belediye meclislerini küçümsemesin.
Hele hele Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi vesilesi ile milletvekilliği makamının bu kadar etkisizleşmesinden sonra..