ÜRETEREK YARATMAK.

Dize sözler, sözün özüdür. Damıtılmış düşünceler çiçeklendiğinde dize söz ortaya çıkar. Dize söz, algı yoğunluğunu yani farkındalığı tetikler. Farkındalık empatiyi besler; bu bir yararlı üretkenliktir. Normal bireyin üretkenliği taklit temellidir. Birey ürettiğine katkılar yaptığında, yaratıcılık devreye girer. Bu noktada üreti sanat kulvarına geçer. Sanatçı geleceği şimdilere taşıyandır. Sanatçı yaratandır, yarattığına aklını ve yüreğini katabilendir. Ve sanatçı, herkesin kullandığı malzemeden farklı şeyler üretme becerisine sahip olandır!                               X                                                                                                                                                                                                                                                 

Dini ve milliyetçiliği tartışırsan, arkasına saklananlar açığa çıkar!                                               

 Bu iki kılıf, kişisel çıkarların görülmesini engelleyen bir set görevi görür(!) İnsanların en çok yanıltıldığı bir alan. Genellikle insanlar en çok, en az bildiklerine inanırlar(!) Ve en çok da çok inandıkları tarafından aldatılırlar(!)…

                                                        X

Can güvenliğinin olmadığı yerde herkes potansiyel kurbandır!                                                               

Can güvenliği olmazsa olmazların önde gelenlerindendir. Can güvenliği yokluğu tek başına yok olan değildir ama, öteki yoklukların bir sonucudur. Peki, öteki yokluklar nelerdir? Hukukun olmaması, adaletin olmaması, fırsat eşitliğinin olmaması, adil paylaşımın olmaması! Bu olmayanlara karşılık olanlarda şunlar: Adaletsizlik, hukuksuzluk, yoksulluk,yolsuzluk, işsizlik, kayırmacılık, ayrımcılık, güvencesizlik, yalnızlık, sahipsizlik(!) Oysa cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi idi(!) 

                                                         X                                                                                                                                  

 Daha kötüden kaçınırken kötüye sığınmak, insanlığı çürütür! Kötülüğe yol vermeyi gör; bütün yolları çıkmaza çıkarır. Çürüme dokunduklarını da çürütür. Kötüye ses çıkarmama suskunluğu, elde kalanları kaybetmeme endişesinden kaynaklanıyor olabilir. Olası daha kötüden kaçınmak isterken; var olan kötüye ses çıkarmamak, planlı kötülüklere alan kazandırır!...

                                               X

Göreve yakın olan değil, görevlendirene yakın olanlar atanıyor(!)                                                        

 Bu toplumsal saptama için ayrıca bir anlatıma gerek duymadan bir somut örneğe bakmak yeterli olacaktır: Turhan Çömez bir yaşanmış örnek paylaşmış, ona bakalım:

KPSS’den 82 puan almıştı.

Kaymakamlığın iş ilanını görünce sevinçle baş vurdu.

Diğer 4 adayın puanları 60-70 arasındaydı.

Mülakatta tuttuğu takımı sordular.

Sevinmişti, herhalde dedi en yüksek puan benim, onun için fazla soru sormaya gerek duymadılar.

Sonuç hüsrandı.

Kendinden çok daha az puan alan ama yandaş olan biri alınmıştı işe.

Yıkıldı ve canına kıydı.

Apar topar tüm kayıtlar silindi kaymakamlığın sitesinden.

Peki ya acıyı? Ailesinin yüreğinden silmek mümkün olacak mı?

Bu kokuşmuş düzenin altında kalacaksınız!”

Bu örnek anlatmak istediğimizi şeyi acı bir şekilde örnekliyor(!)

                                       

                                                    X

Yasaklar sorun çözmez, çözümsüzlüklere sorun ekler(!)

Yaşam için olması gereken, özgürlüklerin alanını genişleterek, kullanımını yasalarla ve kurumlar aracılığıyla güvenceye almaktır. Yaşama bakışın açısı daralınca, özgürlüklere yer kalmaz(!) Geleceksiz özgürlük soluksuz kalır!

Birkaç dize sözü ben açmaya çalıştım. Geriye kalan dize sözleri okurlarımın anlamlandırmalarına bırakıyorum.

                                                            X

İnsan olmak, canı yananın acısını teninde hissedebilmektir!

                                    X

Umut yeşerirken, öteki renklere evirilme potansiyeli taşır.

                                        X

Umut yaşamın yeşermesi ve çimlenmesidir.

                                         X

Laiklik toplumsal ahlakın güvencesidir.

                                         X

 Sıradan inanç kör bataklık; bilinçli inanç farkındalık ve öngörüdür.

                                            X

Özgür insan, geleceğini; sevgiyle, umutla ve güvenle sarmalayandır.

                                          X

Geleceği, kulaktan dolma geçmişe feda edenler büyük bir yanılgı içindedirler!

                              X

Bilgi sorunlar karşısında değil, cehalet karşısında çaresiz kalır!  

                                   X

Vicdan doğal hukukun temelidir.

                                X   

Sevmek, paylaşarak çoğalmaktır!

                               X

Sevmek üretmekle başlar, bu nedenle aşk emektir.

                                 X

Yorgun iple geleceğe umut bağlayamazsınız!

                                 X

Sürüklenen hayat, onu taşıyanın yüküdür!

                               X

Yaşamda kutsal olan varlıktır ve bütün varlıklar buna dahildir.

                                           X

Yaşama karşı olan hiçbir şey kutsal olamaz!

                                             X

Kutsallar, yaşamın ve özgürlüklerin ayak bağıdır!

                               X

İnanç güçlenince masumiyetini yitirir!   

                            X

Elinden tutulmayan düşler yetim kalır!

                            X

İhanetin yücelttiği, yükseldikçe batar(!)                         

                          X

İhtiyaç öğrenmenin itici gücüdür.

Ucuz insan, pahalı bedel ödetendir.

                         X

Ötelemeler, biriktirmekten öteye gitmez!