Türkiye’de her beş yılda bir yapılan genel ve yerel seçim öncesi kendisini seçmene daha iyi anlatmak anlattıktan sonrada kendisini istediği yere seçtirebilmek adına medya kuruluşlarında yer alabilmek siyasetin birinci şartı olarak biliniyordu.
O günlerde genel seçimde milletvekili adayları yerel seçimde belediye başkan adayları bulabildikleri her dakikada o yerleşim merkezinde bulunan medya kuruluşlarını ziyaret edip gazetenin sahiflerinde yer bulmanın yollarını arıyorlardı.
Son dönemlerde hayatımıza sosyal medya girdi, Bizimde sosyal medya ile ilk tanışmamız facebook sayesinde olmuştu, facebook’un tanıtım bölümünde kendimize ait bilgileri yazdıktan sonra günün şartlarına göre paylaşımlar yapmaya başladığımızı hatırlıyoruz.
Facebook ile başlayan sosyal medya serüveni bir noktada siyaset yapmak isteyenlerin işlerini de kolaylaştırdı, Kendisi ile ilgili haberi kamuoyuna duyurmak isteyen kim varsa bu durumu saniyeler içerisinde yaptığı paylaşımla yerine getirmeye başladı.
Geçmiş yıllarda adayların fotoğrafları ile birlikte mensubu oldukları siyasi partinin amblemini taşıyan plastik bayrakların ortaya çıkardığı çevre kirliliğini nerede ise yaşamayan yok gibidir.
Bir dönem üzerimize kabus gibi çöken pandemi sonrasında bilindiği gibi hiçbir şey eskisi gibi olmadı, tüm dünya ile birlikte bizim Ülkemizde de ortaya çıkan gelişmeler söz konusu görselleri ortadan olabildiğince kaldırırken sosyal medyaya olan ihtiyacı da ortaya çıkarmış oldu.
Dikkat edilirse son dönemde pek çok müteşebbis kendisini “sosyal medya yöneticisi” olarak tanıtmaya pek çok kurum ve kuruluş yine kendilerini “sosyal medya birimi” olarak tanıtmaya ve bu işten ekmek yemeğe başladılar.
Bu durum bir noktadan sonra mecburen siyasetçilerin yönünü de geleneksel medyadan sosyal medyaya doğru çevirmelerine vesile oldu, Şu sıralar hangi partiden kim nereye aday olmuşsa tamamının en büyük ihtiyacı kendisi ile gün boyu dolaşacak ve çalışmalarını anında kendi adına açtırdığı sosyal medya hesaplarından kamuoyuna duyuracak sosyal medya uzmanları.
Adayın geçmiş dönemlerde bastırdığı flamaların, el ilanlarının yada kendisini kamuoyuna tanıtacak afişlerin şu sıralar fazla bir işe yaramadığı bunun yerine söz konusu tanıtımları kendisine ait sosyal medya hesaplarından yaptığı gerçeği var.
Yazılı basın hemen her geçen gün biraz daha fazla okuyucu kaybediyor, Yazılı basının yerini alan internet medyası ile birlikte sosyal medya hesapları da gündemi belirlemek adına çok büyük bir görevi yerine getiriyor.
Bölgesinde biraz tanınan bir ismin beş binden başlayarak milyonları bulan takipçileri var, bir sürü evrak bastırıp seçmen ile buluşmayı hedefleyen siyasetçi kendisine ait sosyal medya hesapları üzerinden dünyanın hangi ülkesi olursa olsun saniyeler içerisinde ulaşabiliyor.
Sosyal medyanın önemi 2019 yılında yapılan yerel seçimde ortaya çıkmıştı, 14 Temmuz 2023 tarihinde yapılan milletvekili genel seçiminde sosyal medyayı en iyi şekilde kullanan siyasetçi gün sonunda en iyi neticeyi alacak rakamlara ulaştı.
31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan yerel seçimin kaderini de göreceksiniz çok büyük oranda sosyal medya belirleyecek, Çevre bilincinin en üst noktaya çıktığı, kağıt tüketiminin artık lüks sayıldığı bir dönemde belediye başkan adaylarında bu duruma kayıtsız kalamayacakları ve kendilerini en iyi şekilde sosyal medya hesaplarından ifade edebilecekleri gerçeği var.
Sosyal medyayı en iyi kullanan 31 mart tarihinde yapılacak yerel seçimde en iyi neticeyi alacak.
Çünkü devir artık sosyal medya devri.