Si­ya­si par­ti­ler ka­nu­nu de­ğiş­me­den.



12 Eylül 1980 son­ra­sı tek­rar de­mok­ra­si­ye ge­çiş­te 1983 yı­lın­da ya­pı­lan se­çi­mi ha­tır­la­yan­lar var­dır Tur­gut Özal’ın genel baş­kan­lı­ğı­nı yap­tı­ğı ANAP ka­zan­mış­tı

Söz ko­nu­su se­çi­min üze­ri­ne tam ola­rak 42 yıl geçti.

Geçen 42 yıl­lık zaman di­li­mi içe­ri­sin­de insan ha­ya­tı­nı et­ki­le­yen ve “de­ğiş­mez” de­ni­len ne varsa de­ğiş­me­si­ne rağ­men “si­ya­si par­ti­ler ka­nu­nu­na” hiç­bir şe­kil­de do­ku­nul­ma­dı.

Si­ya­si par­ti­ler ka­nu­nun­da tah­min edi­le­ce­ği gibi de­ğiş­me­si ge­re­ken bir­kaç nokta var.

-Ön­se­çim ya­pıl­ma­sı

-Se­çi­len mil­let­ve­ki­li, be­le­di­ye baş­ka­nı ve mec­lis üye­le­ri­nin bir başka si­ya­si par­ti­ye ge­çi­şi­nin ya­sak­lan­ma­dı.

Geç­ti­ği­miz haf­ta­nın gün­de­mi bi­lin­di­ği gibi uzun yıl­lar­dır mil­let­ve­kil­li­ği ve Aydın bü­yük­şe­hir be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı yapan Özlem Çer­çi­oğ­lu ile bir­lik­te başka par­ti­ler­den se­çi­len 6 yada 7 be­le­di­ye baş­ka­nı­nın da AK par­ti­ye ka­tıl­ma­sıy­dı.

Bu­ra­da belli bir kitle “bir başka par­ti­den yine bir başka par­ti­ye geçiş ol­du­ğun­da sorun ol­mu­yor ancak bir si­ya­set­çi AK Par­ti­ye ka­tı­lın­ca tüm ül­ke­de gün­dem olu­yor” şek­lin­de iti­raz ede­cek­tir.

An­la­şıl­ma­sı ge­re­ken me­se­le yu­ka­rı­da da be­lirt­ti­ği­miz gibi si­ya­set­çi­nin ka­zan­dı­ğı par­ti­den başka bir par­ti­ye ge­çi­şi­nin en­gel­len­me­si üze­ri­ne­dir.

Türk si­ya­se­tin­de ik­ti­dar gü­cü­nü elin­de bu­lun­dur­mak ve bunu bir sopa gibi kul­lan­mak hemen her dö­nem­de uy­gu­la­nan bir yol­dur.

Bir genel seçim ya­pı­lır.

Ya­pı­lan genel se­çim­de seç­me­nin ik­ti­da­rı hangi par­ti­ye ve­re­ce­ği akşam sa­at­le­rin­de san­dık­la­rın açıl­ma­sı ile net­le­şir.

Ar­ka­sın­dan sıra yerel se­çi­me gelir.

Bizim seç­men öte­den beri ik­ti­dar­da bu­lu­nan bir si­ya­si par­ti­nin be­le­di­ye baş­kan ada­yı­na oy ver­me­yi bir va­tan­daş­lık gö­re­vi sayar.

Seç­men “oyumu ik­ti­dar par­ti­si­nin ada­yı­na ve­rir­sem ve o aday se­çi­lir­se benim ya­şa­dı­ğım yer­le­şim böl­ge­si­ne daha fazla hiz­met gelir” şek­lin­de dü­şü­nür.

Bu an­la­yı­şa rağ­men seç­me­nin ne­re­de ise ya­rı­sı­na ya­kı­nı yerel se­çim­de oyunu mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin le­hi­ne kul­la­nı­lır.

Ancak mu­ha­le­fet­te­ki bir si­ya­si par­ti­nin be­le­di­ye baş­kan adayı ola­rak görev yap­mak bizim mem­le­ke­tin şart­la­rı­na asla uygun de­ğil­dir.

Çok az sa­yı­da ik­ti­dar par­ti­si kendi par­ti­si­nin be­le­di­ye baş­kan­la­rı ile mu­ha­le­fe­te ait be­le­di­ye baş­kan­la­rı­na eşit dav­ran­mış­tır.

Bunun dı­şın­da daha se­çim­den bi­le­me­di­niz en fazla 6 ay sonra söz ko­nu­su mu­ha­le­fet par­ti­si­ne ait be­le­di­ye baş­ka­nı­na si­ya­si baskı baş­lar.

Bu du­ru­mun en fazla ya­şan­dı­ğı bir sü­re­ci ya­şı­yo­ruz.

31 mart 2024 ta­ri­hin­de ya­pı­lan yerel seçim son­ra­sı özel­lik­le ilçe ve belde be­le­di­ye baş­ka­nı­nın ik­ti­dar par­ti­si­ne ka­tıl­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz.

Dönem içe­ri­sin­de İYİ Par­ti­den se­çil­dik­ten sonra CHP’ye AK Par­ti­ye ka­tı­lan çok sa­yı­da mil­let­ve­ki­li oldu.

Ken­di­si­ni seçip TBMM’ye gön­de­ren seç­me­nin ne de­di­ği­ne ku­la­ğı­nı tı­ka­yan ve­kil­ler daha çok si­ya­si ikbal adına ik­ti­dar par­ti­si­ne ka­tıl­dı­lar.

Bu durum ister is­te­mez seç­me­nin kal­bi­ni ya­ra­lı­yor.

“Ben seni se­çil­dik­ten sonra başka bir par­ti­ye katıl diye o ma­ka­ma ge­tir­me­dim” diyor.

Ancak bu çağ­rı­nın ne oran­da kar­şı­lık bul­du­ğu tar­tış­ma ko­nu­su.

Parti de­ğiş­tir­mek zo­run­da kalan be­le­di­ye baş­ka­nı “Hak­kım­da yol­suz­luk dos­ya­la­rı açı­la­cak ceza evine atı­la­cak­tım” diyor.

“Se­çil­di­ğim yer­le­şim mer­ke­zi­ne daha fazla hiz­met gel­sin diye ik­ti­dar par­ti­si­ne ka­tıl­mak zo­run­da kal­dım” diyor.

Diyor da diyor.

De­mok­rat parti 14 mayıs 1950 yı­lın­da “Yeter söz mil­le­tin­dir” slo­ga­nı ile ik­ti­da­ra geldi.

Ancak o gün bu gün­dür mil­le­tin ne de­di­ği­ne pek fazla bakan yok.

Yıl­lar­dır “Ana­ya­sa­yı de­ğiş­ti­re­ce­ğiz” diye fe­ve­ran eden­ler ne hik­met­se çok ufak do­ku­nuş­lar ile dü­ze­lecek” Si­ya­si par­ti­ler ka­nu­nu­nu” de­ğiş­tir­mek adına en ufak bir adım at­mı­yor­lar.

Tür­ki­ye’de sis­tem iyi­den iyiye tı­kan­mış du­rum­da.

Tı­ka­nın sü­re­cin nasıl açı­la­ca­ğı­nı si­ya­set­çi bil­me­si­ne rağ­men kı­lı­nı bile kı­pır­dat­mı­yor “Benin dö­ne­min sona ersin ondan sonra kim ne ya­par­sa yap­sın” şek­lin­de hiç­bir işe ya­ra­ma­yan bir tavır ser­gi­li­yor­lar.

Gel­di­ği­miz nokta ber­bat