SİYASETİN ŞARLATANLARI…

SİYASETİN ŞARLATANLARI…   

Şarlatan, kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakileri kandıran, dolandıran kimselere şarlatan, yapılan davranışa da şarlatanlık deniyor…

Şarlatanlık her yerde var… Kendisini çok şey sanan,  çok önemseyen, her konuda bilgisinin olduğunu zanneden, her konuda bir fikir ileri süren o kadar çok şarlatan var ki ülkemizde…

Uğur Mumcu’nun dediği gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar -şarlatanlığa- birer örnektirler…

Ne yazık ki, siyasetçilerimiz içinde de bu tür şarlatanların sayısı oldukça fazladır… Siyasetçilerin içinde bu kadar çok şarlatan olmasaydı, ülkemiz daha çağdaş, daha uygar, daha laik, daha mutlu bir ülke olurdu… Düşünün ki, liderine körü körüne bağlı olan bir milletvekili, “liderimiz uçurumdan atlarsa bize de arkasından atlamak düşer” diyebiliyor…

Ülkemizin yönetiminde de şarlatanlar önemli makamlara gelmiş durumdalar…

Yeterli bilgi sahibi olmadan, hayatında okuduğu kitap sayısı parmak sayısını geçmeyenler, bilgi isteyen uzmanlık isteyen alanlar da bile cahil cesaretiyle fikirler ileri sürebilmektedirler, ekonomiden anlamadıkları halde ekonomist olduklarını bile söyleyebilmektedirler… Cumhuriyetin, komşu ülkelerin içişlerine karışmama, içlerindeki gruplaşmalara taraf olmama, komşular arasındaki çatışmalarda tarafsız olma anlayışı ne yazık ki bu şarlatan anlayışlar yüzünden bozulmuştur… Şimdi de bu bozulmanın bedellerini toplum olarak biz ödemekteyiz…

***

Şarlatanlar çıkarcıdırlar… Şarlatanlar kadercidir. Şarlatanlar bahanecidir. Şarlatanlar lâf cambazıdırlar… Onlar için doğrunun yanlışın bir önemi yoktur. Önemli olan bir mevkie gelebilmek ve saltanatlarını sürdürebilmektir. Bunun için hırsızlık, sahtekârlık, dolandırıcılık, yalancılık dâhil her yolu kullanabilirler…

Bu şarlatanlara vereceğimiz çok örnekler vardır… Sağdan soldan öğrendiklerini, sosyal paylaşım sitelerinde gördüklerinin hemen üstüne atlayıp paylaşan, liderlerinin gözüne girerek bir dönem daha milletvekili olabilmek işin şaklabanlık edenler, hatta liderlerinden azar işitmeye bile razı olanlar zaten halkın milletvekili değil de liderinin vekili konumuna gelmiş oluyor… İşte bazı Milletvekillerinden inciler:

Yaşamında okuduğu bir tarih kitabı yoktur. Felsefeye dolayısıyla sorgulamaya zaten çok uzaktır. Önemli olan liderinin zihniyetine uygun cümleler kurarak siyasi anlamda çıkar sağlamaktır. Cumhuriyet sayesinde okuyan, Cumhuriyet sayesinde kadın haklarına kavuşan bir kadın milletvekili“Cumhuriyetimize 90 yıllık reklam arası” diyor. Başka bir paylaşımının başlığı ise şöyle: “Bizans dostu kahpe İsmet İnönü”…Sallıyorum birkaç bakara makara ve Dört saat içinde Suriye’deyiz. Emevi camiinde cuma namazı kılacağız diyor… Bu şarlatanlığının mükâfatlarını da ya milletvekili ya da Büyükelçi olarak alıyorlar…

Öncelikle bu tür söylemler ve paylaşımlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde edilen yeminlere aykırıdır ve mevcut yasalara göre de suçtur… Cumhuriyetimize ve Türk büyüklerine de saygısızlık yapılmaktadır… Bu davranış, siyasi çıkar sağlamaya yönelik şarlatanlıktan başka bir şey değildir…

***

Bu ve buna benzer siyasetin en üst makamından, en alt makamına o kadar çok şarlatanlık örneği var ki, örnekler bu satırlara ve kitaplara sığmaz… Kirliliğimizin temel nedeni de bu şarlatanlıktır…

Kendisini her şey zannedenler, büyüklük kuruntusundan kurtulamayanlar, her konu hakkında ahkâm kesiyorlar… Ne yasalar umurunda, ne saygı umurlarında, ne tarafsızlık umurlarında, esip gürleyen, her şeye bağıran çağıran bir anlayışla –yönetimle- karşı karşıyayız…

Bu anlayış, Dünya kamuoyundaki saygınlığımıza da büyük zarar vermektedir… Toplumumuzda siyasetçilere olan güven de günden güne azalmaktadır…

Siyaseti, ülkesine hizmet etmek için değil de; liderine ve kendisine hizmet etmek olarak algılayan siyasi şarlatanlardan kurtulmamız dileğiyle…

***

14 Mayısta ülkemiz açısından hayati önemde bir seçime giriyoruz… Ekonomik yönden, dış politikalar yönünden, adalete ve hukuka güven yönünden yerlerde sürünüyoruz… Parası olanın kaliteli sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlandığı bir ülke haline geldik…

Gölcük depremi ve daha birçok depremi yaşamış bir ülke olarak; depreme karşı dayanıklı konutlar üretmeyen 22 yıllık iktidar, şimdi daha artçı depremler devam ederken yeni konutların temelini atmanın peşinde, basına yansıdığı gibi göstermelik hastane temelleri attıkları gibi… Algılarımızla aklımızla dalga geçiyorlar..

Ülkeyi batıranlar, kurdukları, destekledikleri medya ağlarıyla şimdi de şahlanışa geçiyorlarmış… Ekonomistim diyerek ülkeyi batıranların şaha kalkışına ne yazık ki inanan belirli bir kitle var…

***

Kısacası şarlatanlık ve şarlatanlar siyaset başta olmak üzere her yerde… Çünkü kandırılmaya hazır büyük bir kitle var karşılarında… Bunu da biliyorlar zaten… Sallayanların, yalan söyleyenlerin, bugün söylediğini, yarın unutanların, bağıranların, çağıranların, tehdit edenlerin ülkesindeyiz… Kendi ülkemizde esir gibiyiz bu şarlatanlar yüzünden de çok mutsuzuz…

Bu seçimin bir uyanışın, bir silkinişin ve karanlıktan çıkışın tarihi başlangıcı olması dileğiyle…

Şarlatanlığın yerini bilimselliğin, uzmanlığının, aklın, uzlaşıcılığın, sosyal adaletin, özgürlüğün, özgür düşüncenin alması dileğiyle…