YÜKSEL ERCAN
Siyaset yaptığı dönemler bizim hayatımıza “Dün dündür bugünde bugün” ifadesini yerleştiren rahmetli Süleyman Demirel’e bu ifadesi dolayısı ile kızmayan “böyle bir ifade olur mu insan dün ne ise bugünde öyle olmalı.” demeyen nerede ise kalmadı.
Ancak geçen yıllar içerisinde siyaset alanında “asla değişmez” denilen o kadar ifade o kadar söylem değişti ki “Acaba rahmetli Demirel biraz daha devam etse hangi ifadeler kullanırdı.?” diye düşünmekten kendimizi alamadığımız zamanlar oldu.
Siyaset yapanların birbirlerinin arkasından olmadık hakaret ve küfürleri ettikten sonra birbirlerine sanki hiçbir şey yokmuş gibi sarıldıklarına pek çok kez şahit olmuşluğumuz vardır ancak birbirinin yüze karşı küfür eden daha da ilerisi yumruklaşmaya kadar giden kavgalar sonrası bu hadiseler hiç yaşanmamış gibi davrananları da şu şıralar çok ama çok sayıda görüyoruz.
“Amaca ulaşmak adına her şey mubah” şeklinde insan onuruna asla yakışmayan söylemler olduğunu hepimiz biliyoruz ancak sırf bir noktaya gideyim diye insanın onurunu haysiyetini de ayaklar altına alması kabullenilecek gibi değil.
Bir bakıyorsunuz kocaman kocaman siyasetçiler “Bana rağmen hiç kimse falancayı bir noktaya getiremez” diyen kim varsa kısa bir zaman sonra “ona göre olmaz” denilen ile can ciğer kuzu sarması halinde görebiliyoruz.
Siyaseti seven bir ülkenin vatandaşıyız bu sebepler çok kısa bir zaman dilimi içerisinde bir araya gelen üç kişiden en az ikisi “siyasette seviye olmalı, siyaset ile uğraşanlar sözlerinin arkasında olmalı” dedikten çok kısa bir zaman sonra üzerinde önemle durdukları dürüstlük ilkesinin üzerinde tepinmekten asla geri durmuyorlar.
Dün ve bugün bu şekilde yani ilkesizlik içerisinde süregelen siyasi anlayışın yarınlarda düzeleceğini beklemek biraz saflık olacaktır, Zaman zaman “belki düzelir” diye bizimde umutlandığımız oluyor ancak çok kısa bir süre sonra gördüklerimiz, yaşadıklarımız karşısında olağanüstü bir yanılgıya düştüğümüzü görüyor, üzülüyoruz.
Rahmetli Süleyman Demirel uzun yıllar yönettiği seçmenin kodlarını çok net bir şekilde çözdükten sonra “dün dündür bugünde bugün” ifadesini hayata geçirmiş, Dikkat edin rahmetli Demirel’in o gün söylediğini kınayan hangi siyasetçi arsa daha iktidarlarının ilk günlerinde “ talep ettiğimiz düzenlemeleri hayata geçirmek adına dün söylediklerimizi bugün inkar etmekten dün beraber yol yürüdüklerimizi bugün terk etmekten başka bir çaremiz yoktur” diyerek kendi adlarına işin içerisinden sıyrıldıklarını düşünüyorlar.
Siyasette bu yazdıklarımıza en azından yüzlerce, binlerce örnek vermek mümkün, Siyaset ile uğraşanların bu durum başlarına gelmedikçe anlayabilmeleri mümkün değil, Ne zamanki anlatmaya çalıştığımız hadise başlarına geliyor işte zaman işin muhatapları adına da şafak atmış oluyor.
Erkin Koray’ın “Böyle gelmiş böyle gidecek” dediği düzenin değişmesinin hayal olduğu zamanların içerisindeyiz.
Çok büyük bir çoğunluk ömürlerinin özledikleri değerlere yetmeyeceğini de artık iyi kötü anlamamın kalp çarpıntısı içerisinde el yordamı ile yol bulmaya çalışıyor.
Ama yol arttık çıkmaz sokak..