İki çakır gözlü yarım kuyruklu uzun tüylü bal renkli kedim durup dururken kayboldu köyde.
Lise ikinci sınıfta okuyordum, yıl 1977.
Okulda bir olay oldu okul yönetimi tanıklık yapmamız için bir gurup öğrencinin ismlerini vermişti savcılığa..
Savcı tek sıra halinde sırayla bizi çağırıp ifadelerimizi alacaktı
İlk ben içeri girdim
İçeri girmemle birlikte üstüme, kayıp olan kedim, kaptan zıpladı.
Papilerini boynuma doladı miyavlamaya başladı savcı şaşkınlıklar içinde kediyle olan hasretliğimizi izledi.
Kediye sakinleştirdikten sonra savcı "otur dedi," oturdum.
Anlat dedi kediyle tanışıklığınız nerden dedi.
Sözünü kestim" savcı bey nerden aldınız bu kediyi, bu kedimi 2 yıldır ariyordum"dedim.
Savcı" bu kediyi Ermişler köyünden Torun amca bana getirdi, onu tanıyormusun.
Evet tanıyorum akrabam oluyor dedim.
Kucağımda kedi ile otururken savcı hakimi çağırdı gel dedi suçluyu tesbit etmeye çalışırken" suçlu duruma düştük"
Tanık kedi, adını değiştirmişler di " Brango" koymuşlardı.
Savcı Brango gel dedi dönüp bakmadı bile kaptan" onun adı kaptandır" dedim, dememle kedi tekrar yakama yapıştı.
Kedi muhabbeti uzanıp giderken dışarıda bekleyen arkadaşlarım çoktan gitmişlerdi.
O gün kaptanı görmenin sevinci, hayatımda ilk kez savcı huzuruna çıkmamı bol muhabbetli sohbetle noktaladı.
Ve kaptanı savcı beye bırakıp evimin yolunu bir hüzünle tutup gittim.
Savcı ara sıra gel kaptanı sev dediysede içimin kapanıklığını yırtıp gidemedim kaptanıma
Ancak yaz tatili başlamıştı son gündü savcının evi yolumuzun üstündeydi en son evinin önünde kaptanı biraz sevdim ve ayrıldım.
İstanbul'a gitmiştim dönüşümde savcı tayin olmuş gitmişti.
Kaptanla olan vedamız da böylece sonlanmıştı.