ÖZEL­LEŞTİRDİLER(!)

Özel­leş­tir­me, ka­mu­ya ait olan kay­nak veya üre­tim bi­rim­le­ri­nin be­lir­li ko­şul­lar­la kişi veya ku­rum­la­ra dev­re­dil­me­si­dir. Be­lir­li ko­şul­la­rın önde ge­le­ni, üre­ti­min daha uygun ve iyi ko­şul­lar­da devam et­ti­ril­me­si, eko­no­mik ürün­ler­le refah dü­ze­yi­nin ar­tı­rıl­ma­sı­dır. Bunun ola­bil­me­si için tek­no­lo­jik ye­ni­len­me­le­rin sağ­la­na­rak uy­gu­lan­ma­sı ve is­tih­da­mın ar­tı­rıl­ma­sı gerek ko­şul­lar­dan­dır. Bu­gü­ne dek ya­pı­lan özel­leş­tir­me­den, bu ko­şul­la­rın sağ­lan­dı­ğı­na tanık olu­na­ma­dı. Özel­lik­le kâğıt fab­ri­ka­la­rı­nın özel­leş­ti­ril­me­si ve Tekel’in özel­leş­ti­ril­me­si ile ül­ke­ye daha büyük be­del­ler ödet­tir­di(!)Te­le­kom özel­leş­ti­ril­me­si mil­yar­lar­ca dolar kay­bet­me­mi­ze neden oldu. “SEKA Aksu Kağıt Fab­ri­ka­sı, 2003 yı­lın­da özel­leş­ti­ril­miş­tir. Fab­ri­ka, 3,5 mil­yon ABD do­la­rı (o dö­ne­min ku­ruy­la yak­la­şık 5 mil­yon TL) be­del­le Milda Mec­mua Ga­ze­te Da­ğı­tım Pa­zar­la­ma Sa­na­yii ve Ti­ca­ret Li­mi­ted Şir­ke­ti'ne sa­tıl­mış­tı­r2. Ancak, bu özel­leş­tir­me sü­re­ci ve son­ra­sın­da ya­şa­nan­lar tar­tış­ma­la­ra yol aç­mış­tır.
Özel­leş­tir­me­nin ar­dın­dan, fab­ri­ka­nın ma­ki­ne­le­ri 11 mil­yon TL'ye hur­da­cı­ya sa­tıl­mış ve fab­ri­ka ara­zi­si 68 mil­yon TL'ye dev­le­te geri sa­tıl­mış­tı­r2. Bu durum, dev­le­tin büyük bir za­ra­ra uğ­ra­dı­ğı eleş­ti­ri­le­ri­ne neden ol­muş­tur. Ay­rı­ca, fab­ri­ka­nın ara­zi­si­ne TOKİ ta­ra­fın­dan ko­nut­lar inşa edil­miş­tir.
Bu özel­leş­tir­me sü­re­ci, kamu ya­ra­rı­na olup ol­ma­dı­ğı ko­nu­sun­da çe­şit­li tar­tış­ma­la­ra ve eleş­ti­ri­le­re yol aç­mış­tır.” (Y/Z)
“TEKEL'in özel­leş­ti­ril­me­si, Tür­ki­ye'de önem­li tar­tış­ma­la­ra yol açan bir süreç ol­muş­tur. 2008 yı­lın­da TEKEL'in al­kol­lü içe­cek­ler bö­lü­mü, 292 mil­yon do­la­ra Mey İçki'ye sa­tıl­mış­tır. Bu sa­tı­şın ar­dın­dan Mey İçki, 2011 yı­lın­da 2.1 mil­yar do­la­ra ABD mer­kez­li TPG Ca­pi­tal'e sa­tıl­mış­tır. Bu ardıl satış, TEKEL'in özel­leş­ti­ril­me­si­nin ar­dın­dan büyük bir değer ar­tı­şı ya­şan­dı­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir.
Bu sü­reç­te, dev­le­tin elde et­ti­ği gelir ile özel sek­tö­rün elde et­ti­ği ka­zanç ara­sın­da­ki fark, ka­mu­oyun­da eleş­ti­ri­le­re neden ol­muş­tur. Özel­leş­tir­me sü­re­ci­nin şef­faf­lı­ğı ve kamu ya­ra­rı­na olup ol­ma­dı­ğı ko­nu­sun­da çe­şit­li tar­tış­ma­lar ya­şan­mış­tır.” (Y/Z)
Kâğıt fab­ri­ka­la­rı­nın sa­tıl­ma­sı, üre­ti­me iliş­kin tüm gelir ve ya­rar­lar­dan yok­sun bı­rak­tı­ğı gibi, kitap fi­yat­la­rı­nın art­ma­sı­na neden ol­muş­tur. TEKEL’e ge­lin­ce; üre­ti­min fark­lı ev­re­le­rin­de­ki tüm ge­lir­ler ve is­tih­dam ka­yıp­la­rı gö­rül­müş­tür. İçki fi­yat­la­rı ar­tar­ken, in­san­la­rın bir kısmı kaçak iç­ki­ye yö­nel­miş ve daha yakın za­man­da kır­kın üs­tün­de va­tan­da­şı­mız ya­şa­mı­nı yi­tir­miş­tir.
Özel­leş­tir­me, yur­dun özgür iradi ka­tı­lım­lı pay­da­şı olan va­tan­daş­la­rın va­tan­la olan iliş­ki­le­ri­ni yoldu ve ko­pa­rıp attı (!) Söz ve yetki kaybı ya­şa­nır­ken, yö­ne­ti­me ka­tı­lım ka­yıp­la­rıy­la devam edi­yor süreç. Beyin gö­çü­nün bir ucu, bu top­lum çı­kar­la­rı­na ay­kı­rı olan sı­nıf­sal ter­ci­he da­ya­nı­yor. Ya­şa­mın sos­yal va­ha­la­rı di­ye­bi­le­ce­ği­miz üre­tim bi­rim­le­ri­nin özel­leş­ti­ril­me­si, top­lum­sal ge­liş­me­yi ve eko­no­mik ge­liş­me­yi olum­suz yönde et­ki­le­miş­tir. Ülke kay­nak­la­rın­dan adil bi­çim­de ya­rar­lan­ma ola­nak­la­rı hak sa­hi­bi va­tan­daş­la­rın elin­den al­mış­tır. Adil pay­la­şı­mın da­ya­nak­la­rı yok edil­miş­tir. Zen­gin­ler sı­nır­sız ola­nak­la­ra ka­vu­şur­ken, yok­sul­lar derin yok­sul­lu­ğa sü­rük­len­miş­ler­dir. Bi­ri­le­ri­nin ka­zanç­la­rı, yurt­taş­la­rın ka­yıp­la­rıy­la so­nuç­lan­mak­ta­dır.
Ül­ke­yi terk etmek zo­run­da ka­lan­lar ni­te­lik­li emek sa­hip­le­ri­dir. Dok­tor­lar, mü­hen­dis­ler, aka­de­mis­yen­ler…As­lın­da bir ülke mu­ha­lif­le­ri­ni kay­bet­ti­ğin­de, ül­ke­nin kaybı gö­rü­nür olan­lar­dan çok daha faz­la­dır! Po­tan­si­yel ka­zanç­la­rın büyük bö­lü­mü avuç­lar­dan kayıp gider ki; bu ül­ke­nin ge­le­ce­ği­ni kay­bet­me­si ile eş an­lam­lı­dır(!)
Özgür TOPÇU, “De­ne­tim­siz­li­ğe karşı ye­ni­den ka­mu­cu­luk.” Ma­ka­le­sin­de özel­lik­le ihmal ne­de­niy­le or­ta­ya çıkan ka­yıp­la­ra vurgu ya­pı­yor. “Dev­le­tin üze­rin­den at­tı­ğı her so­rum­lu­luk ka­mu­cu­lu­ğun içini bo­şal­tır­ken, ya­şam­la­rı­mız ve ge­le­ce­ği­miz de de­ne­tim­siz, kont­rol­süz ser­ma­ye le­hi­ne dönen bu dü­ze­ne mah­kûm edi­li­yor.” İşin özü şu, bir bi­çim­de yö­ne­tim­de söz sa­hi­bi olan­lar kay­nak­la­rı ve ola­nak­la­rı pay­laş­mak is­te­mi­yor. Da­ha­sı, ortak ya­şa­mı pay­laş­mak is­te­mi­yor­lar(!) Bunun için va­tan­daş­la­rın ülke var­lık­la­rıy­la olan bağ­la­rı­nı ko­pa­rı­yor­lar. Bu amaca hiz­met edecek bi­çim­de yağ­ma­cı ma­den­ci­lik ve özel­leş­tir­me­ler için uygun iklim oluş­tu­ru­lu­yor. Sonuç ola­rak bu sü­reç­ler ya­şa­nır­ken hak sa­hi­bi yı­ğın­la­rın pa­si­vi­ze edil­me­si yö­nün­de dev­let ay­gıt­la­rı kul­la­nı­lı­yor(!) Ka­mu­cu­lu­ğun altı oyu­la­rak içi bo­şal­tıl­dı­ğın­da; dev­let kendi eliy­le ka­mu­su­nu kay­be­di­yor! Özel­leş­tir­me ka­mu­sal­lı­ğı yok edi­yor. Yurt­taş­la­rın hak ve men­fa­at­le­ri göz ardı edi­lir­ken kişi veya bazı ku­rum­la­rın ka­zan­ma­sı amaç­la­nı­yor. Hiç il­gi­si yok­muş gibi gö­zü­ken do­ğur­gan­lı­ğın azal­ma­sı ol­gu­su­na bak­tı­ğı­mız­da, özel­leş­tir­me­le­rin et­ki­si­ni gö­re­bi­li­yo­ruz. Dr. DENİZ AY, Aka­de­mis­yen:
“Doğum oran­la­rı­nın dü­şü­şü ve nü­fu­sun yaş­lan­ma­sı eğer bir ‘va­ro­luş­sal teh­dit’ ise bu teh­di­din kay­na­ğı­na ancak ya­şa­mın ye­ni­den üre­ti­mi­nin ko­şul­la­rı­nı de­ğiş­ti­recek po­li­ti­ka­lar­la mü­da­ha­le edi­le­bi­lir. Bu da bizi gıda, ba­rın­ma, sağ­lık, bakım ve eği­ti­min pi­ya­sa dı­şı­laş­tı­rıl­ma­dı­ğı her po­li­tik ça­ba­nın ‘ba­şa­rı­sız’ ola­ca­ğı so­nu­cu­na gö­tü­rü­yor. Kı­sa­ca­sı sorun, neyin ne kadar pa­ha­lı ol­du­ğun­dan da daha derin. Ka­mu­sal­lı­ğı­nı yi­tir­miş konut, gıda, bakım, eği­tim, sağ­lık hiz­met­le­ri­ne mü­da­ha­le edil­me­di­ği sü­re­ce doğum oran­la­rı düş­me­ye devam ede­cek­tir. İster­ler­se Aile Yılı, is­ter­ler­se Ma­a­ile Yılı ilan et­sin­ler.” (Dr. DENİZ AY; Aka­de­mis­yen)
Dev­le­tin temel gö­rev­le­ri den­di­ği zaman ilk akla gelen; eği­tim, sağ­lık ve gü­ven­lik­tir. Dev­let öz gö­rev­le­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­me­di­ği zaman yük va­tan­da­şın sır­tı­na biner. Nor­mal va­tan­daş aya­ğı­nı yor­ga­nı­na göre uza­tın­ca; üre­me­den ta­sar­ruf et­me­ye baş­lar(!)Hak­sız­lık, hu­kuk­suz­luk, ka­yır­ma­cı­lık ve yok­sul­lu­ğun da­ya­tıl­dı­ğı bir or­tam­da ge­le­ce­ği gö­re­me­yen in­san­lar, ter­cih­le­ri­ni ya­şa­ma tu­tun­ma yö­nün­de ve çocuk yap­ma­ma bi­çi­min­de kul­lan­mak­ta­lar(!) Bu karar an­la­yan­lar için çok büyük bir uya­rı­dır. İşte ger­çek beka so­ru­nu budur!...