İnsan canını yitirirse, verirse ölür. Çoğu kez hastalıktan sonra yaşama veda eder. Ölmek kavramı mecazi anlamda da kullanılır. O zamanki moda öldü, merakından öldü gibi.
Arkasında eser bırakan insan ölümsüzdür. Bırakılan eserler çok çeşitlidir. Yaşadığı toplumun yararına olumlu iş yapan sosyolog, psikolog, bilim insanları ve sanatçılar geride anan insanların kalbinde, gönlünde, hafızasında yaşamaya devam eder.
İnsan bıraktığı eserin değerine göre dünya, ülke, şehir ve ailede anılır. Söylediği sözler, yazdığı yazılar güncelliğini kaybetmez. Eserleriyle geriye bakarak geleceğe yol gösterirse dünya çapında ölümsüz olur. Mustafa Kemal Atatürk kurduğu Cumhuriyet ve yürürlüğe koyduğu reformlarla, bağımsızlık özleminde yaşayan diğer ülkelere örnek olmuştur.
Aziz Nesin zenginliğini, iyi dürüst tanıştığı, dost edindiği insan sayısıyla ölçerdi.
En küçük toplum ailede anne babanın eseri çocuklarıdır. Ebeveyn çocuklarını iyi yetiştirmişse, topluma ölümünden sonra eser bırakmıştır.
Öğretmenlerin geride bıraktığı eser öğrencileridir. Çoğu kez kendi aile ve çocuklarını ihmâl ederler.
Vefat edenleri anmak unutmamak adına mezarlıkların yapılması insanlık tarihi kadar eskidir. Mezarlık bakım kültürü bir ülkenin medeniyet kültürünün aynasıdır.
Bir insan uzun bir süre acı ve ağrılı bir dönem yaşamışsa ölüm kurtuluş anlamına gelir. Tıp bilimi geliştikçe insan ömrü uzuyor. Eskiden kırk yaşında olana yaşlı denirdi, şimdi artık seksen yaşında sağlıklı hayatta olanlar var.
Sosyal medya kullanma ölüm haberlerin hızla ilerlemesini sağlıyor. Yaşanan pandemi ve sonrasında çok sayıda ölüm haberi duydum, okudum.
Ölen insanı, bıraktığı eseri tanıyorsa insan daha çok üzülüyor. Her ölüm erken sayılır.
Yine bir yılın daha sonuna geliyoruz. 2023 yılında en fazla etkilendiğim ölüm haberi Dr. Ertekin Özcan oldu. Yazdığı kitaplarla, kurduğu derneklerle eserleri Berlin sınırlarını aştı, Almanya ve Türkiye’de anıldı, hâlâ anılıyor. Dünya’nın en ırak köşelerinden ölüm haberi veren Almanya/Berlin medyası bu ölüm haberini vermedi, anmadı.
Yıllarca Türk ve Türkiye düşmanlığı için mi iletişim ücreti (Rundfunkgebühr) ödüyoruz, diye sormadan edemiyorum.
Türk Sivil Toplum Örgütleri Ertekin Özcan’ın eserlerini koruyacak ve onu ölümsüz kılacaktır. Şu anda hastanede olan sağlığında tüm gücü ve enerjisiyle destekleyen eşi Işıl ve kızları Süreç ve Gönenç’i acılarında yalnız bırakmayacaklar.
2024 yılında en fazla üzüldüğüm ölüm haberi Didim’den Murat Torun oldu. 79 yaşında kalp ameliyatından sonra onu kaybettik. Kardiyolog olan damadım, daha önce kontrol için kalp doktoruna gitmeliydi, demişti.
Murat Bey’i 1998 yılında Didim Atatürkçü Derneği vasıtasıyla tanımıştım. O tarihten itibaren Yurtdışı Türklerin emlâk arsa, ev alışverişinde yardım etti. Arzuhalci olarak resmi dairelere dilekçe yazmada aktif rol oynadı. Mahkemede bilirkişi görevini icra ediyordu. Vatandaş güvenle ona vekâlet veriyordu.
Yurt dışı Türkleri Türkiye’ye gönderdikleri döviz ile, aldıkları emlâk sayesinde ülkenin ekonomisinde katkı sağladı. Kardeş ve akrabaları dürüst davrandıysa onları da yoksulluktan kurtardı. Çoğu miras paylaşımında kardeşinin hayırlı olmadığını gördü.
Bu nedenle Murat Torun’a güven gönül yaralarına merhem oldu.
İnsana verilen en kıymetli hediye güvendir. Kimlik, banka kartı Murat Bey’e itimat edilir, o alır Almanya adresine posta ile gönderirdi.
Kendisini görmeden, ailesini ziyaret etmeden Berlin’e dönmezdim. Bu yıl haberli olduğu halde, görüşemedik. Zira acilen hastaneye gitmişti. En son 2019 yılında ailelerimizle birlikte Bafa Gölü restoranda kahvaltı etmiştik. Sonraki yıllarda ben yalnız kendisini ziyaret ettim.
Murat Torun’u kaybedince Didim yoksullaştı. Başta kurucusu olduğu Didim ADD olmak üzere sivil ve resmî kuruluşların eşi Behice Hanım ve oğulları Utku ve Tolga’yı acılarında yalnız bırakmayacaklarına, sorunları olursa yardım edeceklerine inanıyorum.
2023 yılı itibariyle vatandaşlara emlâk işlerinde yardımcı olan Filiz Korkmaz Murat Torun’un bıraktığı yerden güvenle devam ettirecek olması da bir tesellidir.
Tüm Avrupa’da yaşayan çoğu Türklerin Türkiye’de bir tatil kentinde emlâk sahibi olarak gönül bağı vardır. O tatil kentlerinde güveneceği Murat Torun gibi iyi insana ihtiyacı vardı. İyi insan olmak sanatların en zorudur.
Torun ve öğrencilerime yaptığım dua, tüm bu satırları okuyanlara gelsin.