“Sen Tarihini Bilmez İsen Başkalarının Anlattığı Masalları Tarih Diye Dinlersin”
Osmanlı, İngiltere ve Fransa ordularının Ruslarla karşı karşıya geldiği BALAKLAVA MUHAREBESİ, pek bilinmeyen tarihi olaylardan biri. Osmanlı Devleti'nin "hasta adam" olarak nitelendirildiği 1850'li yıllarda Rusya, bu fırsatı değerlendirip Osmanlı'yı işgal etmek istiyordu. Bu sebeple de Osmanlı topraklarındaki tüm Ortodoksların koruyuculuğunun kendilerine verilmesini istedi. Elbette onlar da biliyordu böyle bir şeyin kabul edilmeyeceğini. Nitekim bunu bahane eden Rusya 1853'te Eflak ve Boğdan'ı işgal etti. Tabii bu durum İngiltere'nin ve Fransa'nın işine gelmedi. Ve tarihe Kırım Savaşı olarak geçen, bir tarafta; öbür tarafta da Rusya'nın bulunduğu ve müttefiklerin kazandığı savaş meydana geldi.
İşte bu savaş esnasında 25 Ekim 1854'te Balaklava'da da bir çarpışma gerçekleşti. Güney ve kuzey vadileri arasında 20.000 civarı müttefik askeri vardı ve bunların yaklaşık 2.000'i Türk askeri idi. Kuzey vadisinin batı tarafındaki geçidi de 600 Türk askeri korumakta idi. Bu sayede bölgeye yapılacak herhangi bir ani Rus baskını engellenecekti. Beklenen oldu ve sabah daha hava aydınlanmamışken Ruslar, geçidi topa tutmaya başladılar. Geçidi koruyanların yani nöbet tutanların tamamı Türklerden oluşuyordu ve bu askerler ikinci Mahmut dönemi kurulan modern askerî teşkilatın öğrencileriydi ve hiçbiri mevzileri terk etmedi.
Bu sırada batı tarafında uyumakta olan İngiliz birlikleri ise tam dört saat sonra yardıma gelecekti Türk askerine. Sebebi ise İngiliz birliklerinin yönlerini şaşırıp güney tarafına doğru gitmeleriydi. Belki de korkmuşlardı ve hazırlanmaları zaman aldı. Ve burada birinci tabyayı oluşturan 600 Türk askerinin tamamı şehit oldu (bazı kaynaklara göre 110). İngiliz süvarileri de geri çekilmeye başladı. Bundan cesaret alan Ruslar, vadinin batı yakasına doğru hücum ettiler ancak bu sırada İskoç alayı komutanı, İngilizler gibi geri kaçmak yerine hâlâ daha Rusları engellemeye çalışan az sayıdaki Türk askerinin yanında çarpışma emri verdi ve İskoçlar ile Türkler, burada Rusları durdurdular.
Tabii neredeyse hiç İskoç ve Türk askeri kalmadı geride ve zaten çekilmekte olan Ruslara da son darbeyi İngilizler vurdu. Lâkin 150 sene kadar bu savaş bir İngiliz kahramanlık hikâyesi hâlini alacak, hakkında kitaplar yazılıp filmler çekilecekti. Bu dönemde İngiltere'de savaş karşıtı gösteriler artmıştı ve İngilizlere böyle bir hikâye lazımdı. Tüm İngiliz gazeteleri Balaklava Muharebesi'nde birinci tabyada bulunan ve Ruslar ile cesurca çarpışan İngiliz askerlerinden bahsetmeye başladılar! Sağ kalan İngiliz subaylar, bölgede hiçbir Türk askeri bulunmadığı ve kendilerinin bu toprakların huzuru için savaştıkları yönünde beyanlarda bulundular.
Türkler kaçmış ve İngilizler de bu yüzden can vermişlerdi! Birleşik Krallık, bu destansı hikâye ile yanıp kavruluyordu. Savaş karşıtları bir anda vatan haini ilan edilmeye başlandılar ve Türkler de korkak olarak nitelendirildiler. Lâkin on yıllar sonra İngiltere'de yayınlanan savaş alanları dedektifleri adlı programda tüm gerçekler ortaya çıkarıldı. Savaş alanı arkeolojisi konusunda uzman olan arkeologlar bölgeyi incelediklerinde birinci tabyanın bulunduğu bölgede neredeyse hepsi Türk askerine ait olan kalıntılar buldular. Bu ortaya çıkınca bölgeye çoğunluğu İngiliz üniversitelerinde öğretim görevlisi olan kişilerden oluşan "Kırım Savaşı araştırma grubu" geldi. Böylece ortaya başka gerçekler de çıktı. İngilizler, yaralılarını bile Türklere taşıtmışlar, savaş sonrası tuttukları raporları da değiştirmişlerdi. Osmanlı kayıtlarında bölgede şehit olan 1000'e yakın askerden "kahramanlar" diye bahsedilirken İngilizlere göre orada hiçbir Türk askeri yoktu, hepsi kaçmıştı.
Bu olay tarih kitaplarımızda neredeyse hiç yer almaz ancak Çanakkale Zaferi'nin şimdi bizde uyandırdığı gibi bir etki uyandırmıştı o dönem İngilizler üzerinde. Üstelik yaklaşık 150 yıl boyunca olayın asıl kahramanı olan Türkler, savaş meydanından kaçmakla suçlanmışlardı ve gerçeği ortaya çıkaranlar ise yine İngiliz bilim adamları oldu. Bu vesileyle kahraman askerlerimize Allah'tan rahmet dilerim. Bu vatan çok isimsiz kahraman gördü ama böylesi hakkı yenenler enderdir. Bu olayla ilgili İngilizler sayısız yağlı boya tabloları yapmışlar, şiirler yazmışlar, filmler çekmişlerdir. Olayın aslı ispatlanmasına rağmen maalesef hâlâ youtube tarih kanallarında bu muharebede cesurca çarpışanların İngiliz askerleri kaçanların ise Türk askeri olduğu anlatılmaktadır. Bu durum da tarihimize sahip çıkmanın aslında ne kadar elzem bir konu olduğunu gözler önüne sermektedir.
NOT: İngiliz Heavy Metal Grubu Iron Maiden'ın konuyla ilgili bir şarkısı da bulunmaktadır. Parçanın ismi "The Trooper".
Balaklava Muharebe sırasında bir Rus topçu taburuna karşı gerçekleştirilen ve fiyaskoyla sonuçlanan "Hafif Süvari Tugayı"nın saldırısı "Hafif Süvari Alayının Hücumu - Charge of The Light Brigade" ismiyle Tennyson tarafından şiirleştirilmiştir. 1881'de Rudyard Kipling eleştiri niteliğindeki "The Last of the Light Brigade" şiirini yazmıştır.