Gelin bugün birlikte gazete sayfaları arasında [az-biraz] dolaşalım:
Manşette Özgür Özel’in iktidara yakın siyasetçilere uyarıları var:
“Seçimle gelenler seçimle gitmek istememektedir. Bunun adı darbedir. Darbeyi püskürtenlere selam olsun!.. Gücünü sandıktan alan AK Partili siyasetçiler, gücünü, makamını, mevkisini sandığa borçlu MHP’li siyasetçiler, bu darbe girişimi bize değil, hepimizedir.”
- Allah Allah!..
Acep ne demek istiyor pek sayın başkan?.. Dilinin altındaki baklayı anlayıp, kavrayanınız var mı?
Ama sanıyoruz bu “kendinden menkul veciz söylemi” ilk anlayan Devlet Bahçeli oldu.
Sayın iktidar ortağının mesajından iki paragrafı cımbızlayarak aktarıyoruz:
“Silivri Cezaevi’nde bulunan zanlı" olarak nitelenen "İlgili mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir.”
"Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz ilavesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir”
Derken Silivri zindanından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve çevresine sesleniyor:
"Bir avuç kötü niyetli muhteris; ihanetleri ile yine aldatılmanızı mı sağlıyor? Cumhurbaşkanının çevresinde, makamını ve gücünü değil kendisini gerçekten kalpten seven birileri kalmışsa, kendisini bu aziz milletin ve kadim devletin bekası için uyarsın" dedi.
Ve son olarak Deniz Zeyrek son “üç-adet-nokta”yı koyuyor:
“Gördüğünüz gibi gizli kaynaklarımın sözleriyle Erdoğan’ın operasyonu yürüten yargı ekibine tepki gösterdiğini kesin bilgi yazamasam da operasyon sonrası gelinen noktanın Erdoğan’ı memnun etmediğini birçok bilgiye ve veriye dayanarak kesin bilgi gibi yazabilirim.”
Şimdi…
Sade kahvenizi alın elinize, koltuğunuza oturun ve geriye doğu iyice yaslanın…
- Ne düşünüyorsunuz?