Bir mesleğe sahip olmak, tarihte bilhassa kız çocukları için kolunda altın bilezik olarak, deyim haline gelmiştir.Almanya’ya geldiğim zaman hemen her meslek sahibinin mesleği hakkında çok iyi bilgisi olduğunu fark ettim. Zorunlu öğretim onuncu sınıftan sonra meslek eğitimi veriliyor.Tuvaleti temizleyen de bilinçle işini yapıyor, her temiz görünüm hijyen anlamına gelmiyor.Dün Berlin RBB TV’de beyazlar uyurken tren, istasyonları ve sokakları temizleyen işçileri gösterdi. Çoğu iltica yoluyla sığınmacı olarak Almanya’ya gelmiş. Oturma ve çalışma izni almış siyah, koyu renk tenli işçiler. Başlarında Bioalman Ustalar bir öğretmen sorumluluğuyla işlerini öğretiyorlar.Korona pandemi yıllarında, sağlık elemanların işlerinin toplum için ne kadar önemli oldukları hatırlandı.
Tüm Avrupa’da balkonlarda alkışlayarak, başta doktorlar olmak üzere, tüm sağlık sektöründe çalışanlara teşekkür ettik. Fakat bu alkışlar birçok doktor ve hemşirenin hasta olmalarına, hatta ölümlerine engel olamadı.
Almanya’da altmış dört alanda kaliteli eleman noksanlığı var. Çocuklar kreş ve yuvalarda yer bulamıyor. Sınıflar kalabalık öğretmen az, çalışan öğretmenler zor şartlarda hasta oluyor. Birçoğu bir an evvel malulen emekli olma yolunda.Ülkeyi idare edenlerin yıllarca yaptığı kemer sıkma, tutumlu olma amacıyla yanlış alanlarda, ör neğin eğitim öğretimde sınırlı harcama neticesi bugünkü kötü ortamı getirdi.Onuncu sınıftan sonra devam eden öğrenciler on üçüncü sınıfta sınavla liseye bitirince üniversiteye girme hakkını kazanır.Başarılı öğrenciler üniversitelere yığılırken, meslek okullarına rağbet gösterilmedi. Böylece yüksek tahsil yapan, üniversite diploması olanlar, daha az maaşı olan işlerde çalışmak zorunda kaldılar.
Başaramayan öğrenciler diplomasız, işsiz durumuna düştüler.Sosyal yardıma hak kazanmayanlar günlük, geleceği güvenli olmayan, ileri yaşlarda emekli hakkına katkı görülmeyen geçici işlerde ailesini geçindirmeye çalıştılar.Avukat, hâkim, doktor ve temizlik elemanı bütün meslekleri öğreten meslek öğretmenlik mesleğidir. Toplumda mesleği olmasa da herkesin öğrettiği bir şey ve birileri vardır. İlk öğretmen anne ve babadır.24 Kasım tarihinde Öğretmenler Günü tüm Türkiye’de, Türklerin yaşadığı ülkelerde, Türkiye’yi temsil eden elçilik ve konsoloslukların bulunduğu ülkelerde kutlandı.Resmî kutlamalarda hazır vaziyette duran kent, şehir ve devlet büyükleri erkekler basın ve medyada fotoğraflarda görülüyordu. Öğretmenlerin bu önemli gününde, hiç değilse emekli kır saçlı bir kadın öğretmeni öne alsalardı, diye düşündüm.
Sosyal medyada böyle mi Öğretmenler Günü kutlanır, diyenlerin fikir üretmeleri beklenmeli, nasıl kutlanmalıydı sorusuna cevap gelecek yıllara ders olabilir.
Dünya’da öğretmenlik mesleğinin en fazla saygı ve sevgi gördüğü ülke Japonya gösteriliyor. Kreş ve anaokulu öğretmenlerine de profesör unvanı verildiğini, yüksek öğretimde çalışanlar kadar maaş aldığını, seminerde öğrenmiştim.Ağaç yaş iken eğilir. Çocuğun öğrenme kapasitesinin en fazla olduğu yaş üç ile altı yaş arasıdır. Artık Almanya’da da kreş ve anaokulların öğretim yuvası olması gerektiği kesinleşti.
Eğitim altı yaşında sona erecek, çocuk öğrenime hazır edilecek. Türkiye’de bir ömür eğitme çabasının olumlu etkisi görülmüyor. Zira ileri yaşlarda eğitme çok zor.Eğitim ile öğretim arasındaki farkı makalelerimde tekrar ediyorum. Çünkü Türkçe’ye iyice girmiş, bence yanlış kullanılıyor.Aynı şekilde dil uzmanları devrim ile reform kelimelerini de zaman zaman yanlış konuşulup, yazıldığına işaret ediyorlar.
İstiklâl savaşından sonra reformlara başlandı. Hatta savaş henüz bitmeden Mustafa Kemal Atatürk 1921 yılında Maarif Kongresine katılmıştı. Bu nutukta şöyle demişti:Silahla olduğu gibi, dimağı ile de mücadele zorunluluğunda olan milletimiz, her ikisinde de başarıya ulaşacaktır.24 Mayıs 1928 tarihinde uluslararası rakamların kullanılmasıyla ilgili yasa çıkarıldı.9-10 Ağustos 1928 tarihinde Sarayburnu’nda Türkçe harfleri hakkında nutkunu söyledi. Lâtin harflerine ilâve edilen ı,ş,ç,ğ gibi harflerle Türkçe’ye uyum sağlıyor. Dil öğrenimi matematiksel olduğuna vurgu yapıldı.Almanca’da ç harfi dört harfle (tsch), ş harfi üç harfle (sch) yazılır. 1 Kasım 1928 tarihinde yeni Türkçe harflerin kabul ve uygulamasıyla ilgili yasa TBMM’si tarafından oylanarak yürürlüğe girdi. Türkiye’de 24 Kasım 1981 yılından beri Öğretmenler Günü kutlanıyor. Türkiye değiştirerek de olsa uluslararası önemli günleri kutluyor.
14 Şubat Valentin Günü olduğu halde, Sevgililer Günü olarak kutlanıyor. Noel Bayramı 24 Aralık’ta kutlandığı halde, Türkiye Noel ağacını Yılbaşında süslüyor. Buna rağmen Öğretmenler Günü ve Çocuk Bayramı tarihlerini de Dünya kabul etmeliydi. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün reformunda amaçları, ilkelerini tekrar özetlemekte fayda görüyorum.Kız erkek karma öğretimle fırsat eşitliğine önem verildi. Okuyan vatandaş yurdunu, milletini tanır. Coğrafya ve tarih bilgisiyle dünyayı bir bütün olarak kavrar.
Matematik dersleri yalnız dört işlemi çözmek değildir. Düşünceyi geliştirir, problem ve sorun çözmede hayatın her alanında ve zamanda doğru yolu gösterir. Bireyin mutlu olması toplumun huzur ve mutlu olması demektir. Ailede ve okulda öğrenilen ahlaki ilkeler sosyal barışı sağlar. Ülkeyi idare edenler, halkı cahil bırakarak gücü elde tutma gayretine girerlerse, ülkenin sonu hüsran olur. Din ve devlet işleri lâik sistemle ayrılmalıdır. Din işleri devlet tarafından kontrol edilirse, halk dinine sahip çıkar. Din politikaya alet edilmeden inanç masumiyeti korunur. Kıyafet reformu giyimin insanda bıraktığı etkiyi gösteriyor. Okumuş yazmış insan yürürken bile belli olur. Küçük Prens hikâyesinde yirmi ikinci sayfada yazar şöyle anlatıyor.
Bir Türk gök bilimci 1909 yılında uluslararası bir konferansta uzay, yıldız ve gezegenler hakkında bilgi verir, kimse inanmaz. 1920 yılında aynı bilim insanı aynı konferansı tekrar eder. Bu bilgi kayıtlara geçer, Avrupa’da gök bilimine temel oluşturur. Zira ikinci konferansta giyimi moderndi.Reformlar savaş anında başlar, savaş sonu hızla devam eder. Reformları uygulama savaş ve şiddetle yapılırsa devrim olur.Ordularımızın zaferi, öğretmenlerin zaferine zemin hazırlamıştır ve hakiki zafer, eğitim ve öğrenim alanlarında başarıya ulaşacaktır. Mustafa Kemal AtatürkÖğretmenlerin değeri bir günde kutlamayla yeterli değildir. Bütün bir yıl boyunca sevgi ve saygıya layıktır. Her meslek kıymetlidir. Ama öğretmenlik bütün mesleklerin üstünde gelir. Atatürk’ün armağan ettiği reformlardan bugüne kadar gelenler ve bugünkü durumu Türkiye’de yazanlardan okumalıyız.
Hoşça kalın!
Bu konuda okuduğum makale ve kitap:
Doç. Dr. Hüner Tuncer, Atatürk’ün eğitim devrimi ve bugün,
Cumhuriyet Gazetesi, 24 Kasım 2023, Cuma
Antoine de Saint-Exupery, Küçük Prens, Çeviri: Azra Erhat,
İki a yayıncılık, İstanbul 2022
ISBN: 978-605-9864-53-4