Kırıkkale Keskin Metropolit Vekili Papa Eftim
“Kurtuluş Savaş’ı sırasında hepimiz efelerin, zeybeklerin, emekli askerlerin, öğretmenlerin, imamlar ve müftülerin, kadın ve çocukların Kurtuluş savaşındaki kahramanlıklarını duymuşuzdur. Peki, Kırıkkale Keskin Metropolit Vekili Papa Eftim hikayesini kaçımız duydu? “
Karamanlı veya Kapadokyalı denilip ufaltılan ve 30 Ocak 1923 de kerhen imzaladığımız anlaşma ile elimizden alınan bu kişiler kimdi? Yalnız bunlar alınmadı. Trakya dan GAGAVUZ ve ÇITAK Türkleri de alındı. Mübadele dedik ama aslı zorunlu göç idi.
Hunlardan sonra arka arkaya çeşitli Türk grupları Orta Avrupa, Balkanlar ve Kafkaslar üzerinden Anadolu ya geldiler. İslamiyet yoktu. Ortodoks oldular. Avarlar Peçenekler, Kuman, Kıpçak, Bulgar ve Uz idiler. Ayrıca Bir kısmı Balkanlardan paralı asker olarak da Anadolu ya getirildiler. TÜRKOPOL: ( Haçlı Seferleri döneminde Haçlılar tarafından paralı asker olarak tutulan, özellikle süvari okçuluğunda yetkin Türk kökenli paralı askerlerdir.) denildi bu gelenlere.1071 de gelmeden önce de çok akınlar oldu gelenler Müslüman idi. Dönemeyenler ya kesildi ya da Ortodoks oldu. Bulgarlar Türk idi. Ama Slavlaştılar.1910 dan sonra da çok büyük zulüm yaptılar. Karacaoğlan’ın koşmasında da görülen Orta Toroslardaki BULGAR DAĞI’nın adı 1920 de BOLKAR yapıldı.
Papa Eftim, Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde doğmuş olup Anadolu Ortodoks Cemaati’nin lideridir. Anadolu Ortodoksları etnik olarak Türk’tür. Orta Asya’dan göçmüş ve Hristiyanlığı benimsemişlerdir. Türkçe konuşur, Türkçe ibadet ederler. Ne var ki bizler onları hep Rum, Rumlar ise onları hep Türk olarak tanıdı. Papa Eftim’in yaşadığı yıllarda Osmanlı Devleti ölüm fermanı niteliğindeki Mondros Ateşkes anlaşmasını imzalayarak savaştan yenik bir şekilde ayrıldı. Antlaşmasının yedinci maddesi tam bir facia olup ülkeyi işgale açık bir hale getirmişti. Bu madde itilaf güçlerine güvenlik gerekçesiyle istedikleri bölgeleri işgal etme hakkı veriyordu. Anadolu’da başlayan işgallerde bu maddeye dayanılarak yapılmıştır...”
PAPA EFTİM, 1883 yılında, Yozgat’ın Akdağmadeni kazasının İstanbulluoğlu Mahallesi’nde doğdu. Babasının adı Karahisarlı Baraş’tır. İlk ve orta öğrenimini Akdağmadeni’nde yaptı. Zekâsı ve çalışkanlığı sayesinde hocası Şevki Efendi’nin dikkatini çekti. Arkadaşlarının Kur'an ezberlemelerine imrenerek İncil’i ezberledi. 21 yaşında iken Ruhbanlık mesleğine girdi. 1908′de Ankara’ya gelerek babasının mesleği olan, manifaturacılığa başladı. 1912’de diyakoz, 1915’te seçimle papaz olarak 'Eftim' adını aldı ve Akdağmadeni’ne döndü. 1918’de Keskin Metropolit Vekili iken Fener Rum Patrikhanesi’ne karşı Müstakil Türk Ortodoks Patrikhanesi'ni kurdu ve ölümüne kadar başında kaldı. Papa Eftim, Mart 1968’de, 85 yaşında iken öldü.
Mütarekede Fener Patrikhanesi’nin dünya milletlerine hitaben yayımladığı bir bildiride "Canavar, zalim Kemalistlerin zulmünden, biz Hristiyanları kurtarmaya geliniz! Ankara’daki zehirli yuvalarını yıkmak için acele ediniz" deniliyordu. Bunun üzerine, Papa Eftim, kendisine bağlı cemaati toplayarak Fener Patrikhanesi’ni protesto etmiş ve milli mücadeleye katılma kararı almıştır. Bu karar, hemen Ankara Hükümeti’ne bildirilmiştir. 72 kilisenin patrik vekili olan Eftim’in bu davranışı, İstanbul Hükümeti tarafından zararlı görüldüğünden derhal tutuklanması emredilmiş, fakat bu emir,
KESKİN KAYMAKAMI AVNİ BEY TARAFINDAN YERİNE GETİRİLMEMİŞTİR.
Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin kuruluşu
Türk Bağımsızlık Mücadelesi'ni destekleyen Pavlos Karahisaridis tarafından 1921 yılında Kayseri'de kurulmuştur. Yozgat’ta kapı komşusu olan Çerkez Ethem sayesinde Mustafa Kemal ile tanıştı. 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış duasını okuyan din adamları arasında Papa Eftim de vardı. Kurtuluş Savaşı’nda “Umum Anadolu Türk Ortodoksları Cemaatleri” olarak yer aldılar. Fener Rum Patrikhanesi'nin I. Dünya Savaşı sonucu Yunanistan tarafını tutmasına karşılık Türk Ortodoks Patrikhanesi kurulmuş ve Papa Eftim'in cemaatini bu kilise çatısı altında toplanması kararlaştırılmıştır. Papa Eftim, Fener Rum Patrikhanesi'nin karşı çalışmalarına karşılık olarak şunları söylemiştir:
"BEN TÜRK DOSTU EFTİM DEĞİL, TÜRKOĞLU TÜRK EFTİM'İM. BEN, HER ZAMAN, HER YERDE TÜRK OLDUĞUMU BEYAN ETTİM. BİR YABANCI, TÜRK DOSTU OLABİLİR. FAKAT BENİM GİBİ, HALİS BİR TÜRK VATANDAŞININ, YABANCI BİR TÜRK DOSTU GİBİ GÖSTERİLMESİ, O'NUN MİLLİYETİNDEN ŞÜPHE EDİLMESİNE DELALET EDER Kİ, BUNDAN İNCİNMEMEK, ÜZÜLMEMEK İMKÂNSIZDIR. BANA TÜRK DEMEYİP, TÜRK DOSTU DİYENLERİ HİÇBİR SURETTE AFFEDEMEM.”
1924 yılında Karahisaridis ayinleri yönetmeye başlamış ve adını daha sonra Zeki Erenerol olarak değiştirmiştir. Cemaat mübadeleye tabi tutulmuş, fakat Karahisaridis ile aile fertleri Türk hükûmeti tarafından nüfus mübadelelerinden muaf tutulmuştur.
1 Nisan 1918'de Kırıkkale Keskin Metropolit Vekili Papa Eftim tarihe KESKİN BEYANNAMESİ olarak not düşülecek beyannameyi yayınladı. 1918 yılında FENER RUM PATRİKHANESİ, YUNAN MEFKURESİNİ hayata geçirmek için Anadolu Ortodokslarını Rumlaştırma politikası izliyordu. Patrikhane, Anadolu'daki Türk Ortodokslarına Yunan Dili Öğretme faaliyetlerine başladı. Kırıkkale Keskin Metropoliti Papa Eftim, bağlı bulunduğu ruhani merkez olan Fener Rum Patrikhanesi'nin talimatlarına rağmen Ortodoks bir din adamı olarak dinen bağlı bulunduğu kurumu karşısına alıp, mensup olduğu Türk milletinin yanında yer aldı.
01 Nisan 1918 tarihinde Keskin'de Metropolit Vekili iken Patrikhanenin faaliyetlerini protesto eden meşhur Keskin Beyannamesini yayınladı ve İstanbul Patrikhanesi’nin bize Türklüğümüzü unutturmak ve dilimizi değiştirtmek için aldığı bunca tedbirler hiç kar etti mi? İşte Türk tabiiyetimiz ve dilimiz olduğu gibi bakidir. Halis Türk ve Türk evlatları olduğumuzu adet, töre, kültür ve her halimizle bunu ispat etmekteyiz, dedi. Genç bir papazın Anadolu'nun bağrından yükselen haykırışı, YUNANLI DEĞİLİZ, ŞANLI TÜRK MİLLETİNİN EVLATLARIYIZ! Deyişi İstanbul'un hoşuna gitmedi. Papa Eftim hakkında tutuklama kararı çıkartıldı ancak Kuvvacı KESKİN KAYMAKAMI AVNİ BEY tarafından yerine getirilmemiştir.
PAPA EFTİM, delege olmamasına rağmen Sivas Kongresine katılıp Anadolu Türk Ortodokslarının desteğini bildirdi, Keskin’e dönüşte bir miting yaparak İstanbul Hükümeti’ni tanımadığını ve yalnız Mustafa Kemal Paşa’dan emir alacağını herkese ilan etti.
1921’de TBMM binası önünde yaptığı coşkulu konuşmada halkı ve askeri cesaretlendirdi, Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesini kurarak Anadolu Türk Ortodokslarını Fener Rum Patrikhanesi’nin elinden kurtardı. Anadolu’da Ortodoksluk SADASI GAZETESİNİN yayınlanmasını sağladı, Anadolu Hristiyanlarının Ankara Hükümetinden zarar görmediğini ve bunu söyleyen Fener Rum Patrikhanesi'nin Anadolu Ortodokslarının temsilcisi olamayacağını ifade etti. Kapı kapı, ev ev dolaşarak Hristiyan ahalinin milli mücadelenin karşısında olmamalarını telkin etti, Türklerden yalnızca dini bakımdan farklı olduklarının unutulmaması gerektiğini sık sık hatırlattı. Onun nüfuzu altındaki bölgelerde Türk-Hristiyan çatışması yaşanmadı. Bütün bu hizmetlerinden dolayı Atatürk Papa Eftim’i, bu memlekete, bir ordu kadar yardım etmiştir, sözleriyle özetlemiştir.
Papa Eftim 'in Atatürk'e ve Kurtuluş Savaşı'na verdiği destek sonucu Anadolu'daki Hristiyan Karaman Türk'ü cemaat Milli Mücadele yanında tavır almış ve Fener Rum Patrihanesi'nin talimatlarını yerine getirmemişler, Yunanlardan yana tavır sergilememişlerdir. Maalesef 1924 nüfus mübadelesinde bu Ortodoks Türk cemaatin yaklaşık 185 000'ini Yunanistan'a zorunlu göçe tabi tutuldu ve Yunanistan'da dışlandı, Yunanlardan kötü muamele gördü.
SONUÇ: Anadolu’da bazı İslam cemaatları ve Tarikatları işgalcilerin yanında yer alırken, bir avuç Hıristiyan Türk’ü Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer almıştır.
Not: “Türk Ortodokslar orta Yunanistan’da neo ikonoas isimli bir şehirde yaşıyorlar Türkçe konuşuyorlar ben kendileri ile görüştüm çok memnun oldular” (kaynak Yılmaz Öz Didim Yerel Tarihçisi )
Faydalanılan Kaynaklar:
Türk Ortodoks Hıristiyanları ve Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin Kuruluşu Mehmet Aydın,
PAPA EFTİM ve Milli Mücadeledeki Önemi Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Türk-İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi.