KÖTÜ YER (Distopya)

Deniz ile Mahir, gönüllerindeki ülkeye gitmek üzere yola çıktılar. Yol boyunca en güzel ülkeye ilişkin istemlerini sıraladılar. Fakat bu ülkeyi nerede ve nasıl bulacaklarını bilmiyordular. Bir süre sonra tartışmaları, böyle bir ülke bulmanın mümkün olamayacağı yönünde oldu ama; istenilen ve yaşanılabilir bir ülkenin yaratılabileceği konusunda anlaştılar. Buna rağmen yine de yol almaya devam ettiler.

Yol kenarındaki levhada; “DÜŞLER ÜLKESİNE HOŞ GELDİNİZ:” yazıyordu. Geniş ve güzel bir yolda ilerlemeye devam ettiler. Yolun iki tarafında çok değişik ağaçlar vardı. İnsan dahil, başkaca bir canlı gözükmüyordu(!) Bir süre daha gittikten sonra bir şehir gözüktü.

Şehrin merkezine doğru ilerlerken araç yoğunluğu arttı. Bir dört yol kesişiminde, üç yoldaki araçlar durduruluyordu. Merkezden dışarıya doğru bir konvoy hızla ilerliyordu. Yüzlerce araçlık konvoyda bütün arabalar aynı marka ve aynı modeldi. Görevliler kuş uçurtmuyordu(!)

Yemek için sakin bir yer buldular. Görevli aynı zamanda işyerinin de sahibiydi. Bir süre sonra o da onların yanına oturdu. Yabancı olduklarını öğrenince rahatça konuşuyordu. Deniz ile Mahir’e durmadan sorular soruyordu. Bakışları bazan çiçekleniyor, bazanda bulutlanıyordu.

Konuşma sırasında Mahir adama nasıl yönetildiklerini sordu. Adam kısa bir yanıt verdi ve “Atanmışlar eliyle.” Dedi. “Atanmada kriter ne?”  Diye sordu Deniz, adamın yanıtı; “Güvenilir inanan olmak. ” Devamla; Yöneten, onun yakınları ve yakınların yakınları. Mahir söze girdi. Kariyer gerektiren görevlerde nasıl oluyor? “Herkes Şefin istediğini yaptığı için, hiç kimsenin kendi istediğini yapması söz konusu değil(!)”

Uzun süren bir sessizlikten sonra adam; “Bakın, ben size durumu kısaca özetleyeyim. Bir kişi, şartlara uygun bir biçimde seçildikten sonra, tüm yetkiler onda toplanır. Onun bilgisi ve oluru olmadan yaprak bile kıpırdayamaz! Şimdi ben size satırbaşlarıyla atanmışları sıralayayım:

1-Sermaye bu işten memnun çünkü, her şey onların istediği gibi oluyor. Adil bir paylaşım yok. Adil bir vergilendirme sistemi yok. Az kazanandan çok, çok kazanandan az almak üzerine kurgulanmış. Bunun yanı sıra şirketlere, teşvikler, vergi muafiyetleri var. Sonuçta yoksullardan alınanlar zenginlerin hizmetine ve verilir.

2-Atanmışlar birkaç yerden maaş aldıkları için sistemi ayakta tutmaya çalışırlar(!)

3-Bürokratik kadrolarda yer alanlarda aynı şekilde davranır.

4-Üretmeyen yapı her şeyi dışarıdan almak zorundadır. Dışarıdan alım işini her isteyen değil, sadece o iş için atananlar yapabilir(!) Fiyat artışlarının nedeni aracıların keyfi davranışlarıdır(!)

5-Trol ordusu, muhaliflere saldırırken bolca çamur atar ve onların tüm hakaretleri eleştiri sayılır.

6-Meclise seçilecek olanlar atanırlar.

7-Seçilmiş yerel yönetimlere kayyımlar atanır.

8-Ruhban sınıfı, üretmeden tüketenler ordusu olarak atayanın hizmetindedir. Özellikle kritik süreçlerde toplumsal rıza üretimine katkı sunarlar! Toplumun devrelerini yakarak, muhalif kesimin örgütlenmesine engel olurlar.

9-Atanmışların getir götürücüleri de atananlardandır.

10-Devlet yardımıyla yaşantısını sürdürmeye çalışan bağımlı yoksullar, yandaşlardan seçilen atanmışlardır.

11-Devlete ait bütün ihaleleri atanmışlar alır.

12-Devlet için tedarikçiler, özel olarak atanmış olanlardır.

13-Yabancılarla birlikte iş yapan işbirlikçilerde atanmışlardır(!)

14-Bir kısım muhalefet liderleri de atanmışlardandır(!)

15-Liyakatine ve kariyerine bakılmaksızın, partili olanlar her yere atanır. Banka ile olan ilişkisi sadece bankamatikten para çekmek olan biri, bankanın yönetim kuruluna atanabilir(!)

Lafın özü arkadaşlar, ülkemizde her şey, ama her şey atama ile yapılır!

Mahir ile Deniz bir süre birbirlerine baktılar ve Deniz Mahir’e; “Düş ülkesi arama yolculuğumuz burada sona ermiştir!” dedi. Mahir; “O zaman yapacak çok şeyimiz var, geç kalmayalım!”Dedi…

Not: Distopya, kötü yer demek.