Zamanın arsız soyguncuları,
Çalar insanların umutlarını.
Gülümseyemez ki, solan güller;
Teni soğumuş ve sönmüştür bakışları!
Yaşama ilişkin istem ve beklentileri gerçekleştiren ve güvenceye alan yasal ve kurumsal etkinliklerin sürdürülebilirliğidir istikrar. Yaşam güvencesi, temel hakların fırsat eşitliğinde güvenceye alınmasıdır. Uzlaşma temelinde, farkındalıklı birliktelik istikrardır. Bu nedenle milli irade, en kapsamlı istikrarı işaret eder. İstikrarın kapısı değişime ve gelişmelere açık olmalıdır ki; dinamik bir istikrar yakalanabilsin. Eşitlikçi adalet istikrarın güvencesidir. İstikrarı bozan şeyin adaletsiz paylaşımlar ve kayırmalar olduğu unutulmamalıdır.
Tutsak aldılar doğanın can damarlarını,
Ağaçlarda kurudu yeşilin gözyaşları…
Engel oldular canlıların suya erişimine.
Öksüz bıraktılar sırtından hançerlenen yaşamı!
Milli iradenin istemleri, istikrarın temelini oluşturur. Milli irade kümesi sadece çoğunluğu değil, nitelikli çoğunluğu oluşturuyor ise; uzlaşma sağlam bir zemine oturur. İstikrarın olmazsa olmazlarından biri ve en önemlisi, temsilde adalettir. Ülke dışında ikamet edenlerle, dışarıdan gelerek ülkemizde ikamet edenlerle kazanılan seçimler istikrarın altını oymaktadır(!) Böyle bir yönetimin istikrardan ve temsilden yana tutarlı olmayacağı kesindir. Bu nedenle istikrar demokratikliğe dayanmalı ve şeffaf olmalıdır. İstikrarın oluşumunda, laikliğin bir olmazsa olmaz olduğu görülmelidir. İstikrar yaşama biçimleri ile inanma şekillerini her koşulda güvenceye almalıdır.
Ne hale getirdiniz bu ülkeyi görüyor musunuz?
Suskun umutlar yollarda, isyanlar ayakta!
Yürekten paylaşılan bir sevin içindir düşlerimiz;
Birgün mutlaka tanık olacağız tarihin yazılışına!
Kamuya ait kaynakları kullanarak kişisel servet sahibi olanlar, o olanaklarla erk kullanımını ele geçirip, paylaşımı belirleyen konumuna kavuşurlar. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarının bireysel işletimi her koşulda farklılık yaratır. Bu farklılıkları adil bölüşüm ve adil bir vergi sistemi, törpüleyerek sürdürülebilir hale getirebilir. Bunların yanı sıra vergi gelirlerinin kimin yararına kullanılacağı da önemlidir. Çünkü; kendi bankasını planlayarak soyan kişinin bankaya vermiş olduğu zarar kamu kaynaklarından karşılanır ise, aynı şekilde batık krediler vergi gelirlerinden karşılanır ise, soygun katmerli hale gelir. Kur korumalı mevduat uygulamasıyla servet transferi yapılırsa istikrardan söz edilemez! Yap İşlet Devret ve Kamu Özel İş birliği projelerinin gerçek fizibilitelere dayanmaması ve uçuk güvenceler son belirlemede, sıradan vatandaşların lokmasına el uzatmaktır. Yoksulun ve yetimin hakkının haksız biçimde kayrılan birilerine aktarılması istikrarı bozar! Bu katmerli soygunlar her koşulda eşitsizlikleri artırır. Böyle bir yapıda yönetimde istikrardan söz etmek kolay olmasa gerek.
Evet kaybettik, ama hiç vazgeçmedik ki;
Yaşamı yaşanılası kılmak isteyen özlemler,
Direndiğimiz sürece hep bizimleydi…
Çünkü yenilmek, yenilgiyi kabul etmekti!