İSKANDİNAV ÜLKELERİ, SÖMÜRGELERİ VE DOĞAL KAYNAKLARI OLMADAN NASIL ZENGİN OLDU?

   Norveç, İsveç ve Danimarka gibi İskandinav ülkeleri, önemli kolonilere veya doğal kaynaklara sahip olmamasına rağmen dünyanın en zengin ülkelerinden bazıları haline gelmiştir. Norveç petrol bulmadan önce de çok gelişkindi. Bu ülkeler ekonomik başarılarını hangi faktörlerin kombinasyonu ile elde etmişlerdir? 
    Ülkemiz, ekonomik kriz ve takiben depremlerle ekonomi tarihimiz açısından önemli ve zor bir dönem geçiriyor. Seçimin sonunda yeni hükümet kim olursa olsun, muhtemelen yeni bir büyüme, gelişme ve kalkınma hamlesi başlatacaktır. Bu hamle başlatılırken İskadinav modeli incelenmelidir diye düşünüyorum. 
    İskandinav ülkelerinin kalkınmasında etken olan faktörleri incelemeye dönersek, beş etkenin belirginleştiğini görürüz. Şöyle ki;  
    Birincisi, bu ülkeler yüksek eğitimli nüfusa sahiptir ve eğitim ve araştırmaya büyük yatırımlar yapmışlardır. Bu da inovasyon yeteneğine sahip ve yüksek kaliteli mal ve hizmetler üretebilen yüksek vasıflı işgüçü geliştirmelerine olanak sağlamıştır.
    İkincisi, bu ülkeler vatandaşları için bir sosyal güvenlik ağı sağlayan ve gelir eşitsizliğini azaltan güçlü sosyal refah sistemleri yaratmışlardır. Bu, daha yüksek düzeyde sosyal uyum ile sonuçlandı, hedef birliği oluştu, insan kaynağının verimi arttı ve bu, ülkelerin istikrarlı ve müreffeh ekonomilerini kurmalarına imkan verdi.
    Üçüncüsü, bu ülkeler girişimciliği ve yenilikçiliği destekleyen elverişli iş ortamları yaratmışlardır. Yatırım sermayesi şatafatlı işlere değil akılcı, yenilikçi, yüksek katma değerli ileri teknolojiye yapıldı.
    Dördüncüsü, etik seviyeleri yüksek olarak yetiştirilen insan kaynağı sayesinde düşük yolsuzluk oranlarına, iyi işleyen hukuk sistemlerine ve işletmeleri yatırım yapmaya ve büyümeye teşvik eden fikri mülkiyet için güçlü korumalara sahipler.
    Beşincisi, bu ülkeler kalkınmada sürdürülebilirliğe öncelik vermiş ve yenilenebilir enerji ve çevre korumasına büyük yatırımlar yapmıştır. Bu ekonomik politika, sağlıklı bir çevreyi korumalarına yardımcı oldu ve sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir şekilde faaliyet göstermek isteyen işletmeleri cezbetti.
    Kalkınma faktörlerini doğal kaynak fakiri diğer bir ülke olan Japonya için de incelersek; irade gücü, vatanseverlik ve dürüstlük gibi ekonomik olmayan faktörlerin, kalkınmada baskın bir rol oynayan çok önemli faktörler olduğunu söyleyebiliriz. Japonya, doğal kaynaklar yönünden çok fakir bir ülkedir. Japonya'nın büyük ekonomik büyümesi eğitimli ve çalışkan insanlarından kaynaklanmaktadır. Japonya, nükleer bombayla karşı karşıya kalan dünyadaki tek ülkedir, aynı zamanda depremin yoğunlukla meydana geldiği ülkedir. Buna karşın Japonya, bugün Dünyanın üçüncü büyük ekonomisidir. 
    Japonya, doğal kaynakların ülkenin ekonomik büyümesini düzenleyemeyeceğini kanıtlamıştır.
    Biz, İskandinavya ilkelerine ve Japonya’ya göre insan kaynağı ve doğal kaynaklar yönünden daha zenginiz, coğrafyamızın avantajları var, enerji ülkeleri ile komşuluk ve ticari bağlantılarımız var. Bu artıların yanında, görülüyor ki;
*** İnsan kaynağımızı geliştirmek için eğitime ve yeni teknolojiler için araştırmaya büyük yatırımlar yapmalıyız,
***Gelir eşitsizliğini azaltan güçlü sosyal refah sistemleri geliştirmeliyiz,
***Girişimciliği ve yenilikçiliği, ileri teknolojiyi destekleyen yatırım sermayesini önceliklendirmeliyiz,
***İnsana ve doğaya saygılı iyi işleyen hukuk sistemlerini inşa etmeden. yukarıda sayılan faktörlerle kalkınmada sürdürülebilirliği sağlayamayız. 
Bütün bunları yapabilmek için de bize; irade gücü, vatanseverlik, dürüstlük ve çalışkanlık gereklidir. 
    Bu kombinasyonu gerçekleştirmeliyiz. Bir araba alırken değerinin iki misli vergiler ödemek istemiyoruz. Emeklilik sisteminin yoksulluğa sürüklediği gelecek kaygısı olan insanlar ülkesi olmak da.
    Yeni hükümetten, bizler; demokratik yasalar, hukukun üstünlüğüne inanç, adil ve yeterli seviyede gelir, düşük veya basit vergi sistemi istiyoruz, bunun yanında adil mülkiyet kullanım hakları, istikrarlı hükümetler, yolsuzluk olmayan kamu yönetimi, açık finansal piyasalar, düşük kamu borcu, lüks hükümet harcamaları yerine insana ve ileri teknolojiye yatırımlar, emeğe güvence ve iş ortamına imkan sağlayan ekonomi yönetimi istiyoruz. 
    Bunları hükümetten isterken; zengin bir ülke olarak ayağa kalkmak için irade sahibi, vatansever, dürüst ve çalışkan insanlar olmamız gerektiğini hiç unutmayalım.