İKİ SİYASET ARASINDAKİ İLİŞKİYE DİKKAT…

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yazdık, bir kez daha yazdık, sonra bir daha, en sonunda bir daha…
Bu konuda son yazdığımız yazının başlığı şöyleydi:
Köprüden önce son çıkış!..
Ama –ne yazık ki- o son çıkış da bilerek, isteyerek, göz göre göre atlandı… 
Dolayısıyla tepe taklak girdik köprüye, alt üst olarak çıktık köprüden…
Sorun acaba kendisini bir türlü yenilemeyen 1923 model külüstür CHP otobüsünde mi?
Yoksa onun illaki şoför ben olacağım diye tutturan [üstelik] ehliyetsiz genel başkanında mıdır?
Bu son cümleyi okuyan birkaç kişinin kaşlarının yukarıya doğru kalktığını, yüzlerinin asıldığını görür gibiyim.
Onlara yapılacak küçük bir hatırlatma var:
*** Her direksiyona oturuşunda kullandığı otobüs duvara toslamadı mı?
Bu mudur ehliyetli şoför ustalığı?
Geçelim…
Gelelim esas meseleye:
Seçim propagandalarında ne diyordu genel başkan?
*** Beni kıyasıya eleştirebileceksiniz…
Peki pratikte ne oldu?
Yılmaz Özdil kendisini eleştirdi diye, Sözcü’den kovulma emri verilmedi mi? Bu emrin takipçisi olunup, “varlığı ile onur duyduğumuz” bu has Atatürkçü yazarımız kapının önüne konulmadı mı?
Bir kısım “seküler-yalaka-yandaş” basın ve genel merkez şürekâsı bu katliama alkış tutmadı mı? Hiç değilse sesini kesip, bir köşeye saklanmadı mı?
Ve böylece [yine] Cumhurbaşkanının en güçlü muhalif yazarlarından birisi susturulmuş olmadı mı?
Gelelim İmamoğlu meselesine…
Cumhurbaşkanının en çekindiği aday Ekrem İmamoğlu’ydu…
Ne tesadüf ki, Kılıçtaroğlu’nun da öyle…
Birincisi onu yargı yolu ile yok etmeye kalkıştı.
Ötekisi, parti içinde ve altılı masa koridorlarında sürdürdüğü siyasetle tüm gücüyle frene bastı.
Böylece… Cumhurbaşkanının en güçlü rakiplerinden birisi diskalifiye edilmiş olmadı mı?
Geldik bugüne…
Bu ülkenin aydınlık insanları üzgün, sarsılmış, yıkılmış durumda.
Üstelik yerel seçimlere sadece 10 ay var…
Ve sorumluluk pazara çıkmış; alıcısı yok!..
Kılıçtaroğlu hala genel başkanlık koltuğunda oturabiliyor…
Ve hala “hak-hukuk-adalet” diyebiliyor…
Hele hele demokrasiden söz edebiliyor
Hangi hak? Hangi hukuk? Hangi adalet?.. Hangi demokrasi?..
Sonuç: Soğukkanlı, sağduyulu ve rasyonel bir sorgulama yapmamız gerek artık…
Çünkü geride kaybedecek fazla bir şeyimiz kalmadı.

http://www.soruyusormak.com